Ödediğimiz vergileri boş beleş gezen polislere ödemekten başka bir boka yaramayan kurum. HAyatım boyunca polise ne zaman ihtiyaç duysam, veya duyulduğunu duysam, polis hiçbir zaman orda olmaz, olmadığı gibi gelmez, gelse de ilgilenmez. Ne bok yemeye vergi ödüyoruz anlamıyorum?!
hakkında adam akıllı bilgi sahibi olunmamasına rağmen ağır bir şekilde hatta had aşılarak eleştirilmeye çalışılan kurumun merkezdiri. öncelikle, emniyet içerisindeki organize suç şebekelerinin münferit olaylar olduğunu kabul etmemek büyük bir ahmaklık örneğidir. isterseniz bunu basit bir kıyasla anlatabiliriz. birisi bu sözlükte, bir pkk saldırısından sonra kürtler aleyhine bir şey yazsa çoğu kişi, özellikle de sosyalist görüşlü bazı yazarlar hemen "hepsi aynı değil", "pkk ile kürt bir değil", "arada çıkar böyle kansızlar" yazacaklardır ve yazıyorlar da. peki, söz konusu devletin en temel kurumlarından biri olunca neden aynı hassasiyet gösterilmiyor? işte biz buna çelişki diyoruz. işte biz buna bir dediğinin bir dediğini tutmaması diyoruz. emeğe, insan onuruna saygıdan bahsedenler, bunun için yürüş yaptığını iddia edenlerin yüzsüzlüğünden bahsediyoruz. görevibi layıkıyla yapıp şehit olanlara, yaralananlara yapılmış çok büyük bir ayıptır bu. bunun hiçbir ülkü, hiçbir din ile açıklaması olamaz. hele de emeğe saygı diyenlerin, emekçi diyenlerin bunu yapması... komik, acı, kendileri için üzüntü verici olması gereken. hoş, emniyete yalnızca yasadışı gösterilerden dolayı alınanlardan farklı bir şey beklemek garip olur, ama yine de insan "bu kadar olmaz yahu" diyor.
tabii bu mesaj sonrası sik kafalı bilinçli bir vatandaş olarak hemen polisi aradım.
"efendim bakın bana şöyle bir mesaj geldi, gönderen numara da şu" hesabı, ama telefona çıkan haspa ne dese beğenirsiniz?
"beyefendi o mesaj dolandırıcılar tarafından atılıyor, sakın geri dnüş yapmayın"
e salak değiliz o kadar be kızım. geri dönüş yapmayacağız tabi de sen ne yapacaksın bu durum karşısında?
cevabı;
"biz birşey yapamayız, savcılığa gidin"
benim cevabım;
"sizin de...savcının da..."
işte bu da böyle bir anımdır.
bu kurumumuz da memleketimizde yer alan milyarlarca içi boş, bir halta yaramayan ama milletin sırtına asalak gibi yapışan kurumlardan biridir.
sabahın köründe "uykusuz yola çıkma, güvenliğini tehlikeye atma" mesajını atarak beni uyandırdığı ve mesajın sevdiğim kızdan geldiğini düşündürerek benim vücudum da adrenalin salgılanmasına sebep olan, mesajı açtığımda heyecanımı yitirdiğim ve 5 dakika boyunca sövdüğüm müdürlük.
(bkz: fuck off)
canı sıkıldıkça mesaj atan müdürlük.hayır adresime, kimlik bilgilerime kadar her şeyi biliyorsunuz da dalga geçmek için başka yaratıcı yollarınız mı yok amk?
peşin edit: iş bu entryden doğacak tüm yasal sorumluluklar bendenize aittir.
tüm birimlere bir genelge göndererek, telsiz görüşmelerinde, duyurularda, konuşma metinlerinde, kullanılan tabela ve işaret levhalarında, personelin kendi arasında ya da vatandaşla yaptığı konuşmalarda yabancı kökenli kelime kullanılmamasını istemiş polis komutanlığı.
bünyesinde çalıştırdığı sivil memurlar için 10 yıldır yükselme sınavı açmayan kurumdur. bu bir rekordur. tebrik etmek lazım.
DMK'da 3 sene de bir kez yükselme sınavı açılması koşuluna rağmen, ihtiyaç yok bahanesiyle sınav açılmaz ama her yıl personel almaktan da geri kalmayan kurumdur.
bu noktalarda çalışanlar dışında polis de sıradan, hatta kimi zaman hükûmetini değil devletini ve milletini seven bir adam olabilir. sorun tam da burada işte. bu dört birim tümüyle hükûmetin kapıkullarından oluşmaktadır. egm bünyesinde ya da dışındaki yasal ve yasadışı tüm eylemler de bu dördünden kaynaklanmaktadır.
ekleme: bunların arasına bir de organize suçları yazalım. o da çok önemli.