"bütün savaşları, dövüşemeyecek kadar korkak olan, bu yüzden de kendileri adına dövüşmek için dünyanın gençlerini cepheye süren hırsızlar çıkarır" diyen ve çok doğru söyleyen anarşist, feminist, ateist. https://galeri.uludagsozluk.com/r/62359/+
''1893'te goldman işsizleri''zor kullanarak''ekmek almaya teşvik ettiği idadasıyla tutuklandı ve blackwell adası'nda bir yıl hapis yattı.mahkemede bölge savcı yardımcısı ona inaçları hakkında sorular sordu:
din'e inanıyormusunuz,bayan goldman?
hayır efendim,inanmıyorum.
yeryüzünde yasaları kabul ettiğiniz herhangi bir hükümet var mı?
hayır efendim,hepsi halka karşıdır.
yasalardan hoşlanmıyorsanız,bu ülkeyi neden terk etmiyorsunuz?
nereye gideyim?yeryüzünün her yerinde yasalar yoksullara karşı.bana cennete gideceğimi söylüyorlar.bende gitmek istemiyorum zaten''.diyen dünya'yı kucaklaşımış,günümüz kadınlarının karekterinden uzak anarşist ve devrimci bir ruhun temsilcisidir.tarih onun hakkını bolca verir.şimdilerde ki o anarşist,devrimci ruhun temsilciliğini devralmış olan ise (bkz: ümit boyner) kendisi bu misyonu sürdüyor.
"Genel kavga, ülkemizi yabancı tehditlerden koruyacak bir orduya gereksinimimiz olduğudur.
Ne var ki her aklıbaşında kadın ve adam bilir ki, aptalları baskı altında tutmak ve korkutmak için var olan bir mittir bu." Goldman
27 Haziran 1869 Litvanya doğumludur. 20. yüzyılın ilk yarısında ABD ve Avrupa'da anarşist görüşün yayılmasında ve gelişmesinde büyük bir rol oynamıştır.
Her şeyin olur da, güzelliğin resmi ideolojisi olmaz
mı? Oluyor elbette...
Hemen
hemen tüm kadınlar, moda dergilerinin sayfasını süsleyen güzeller,
fabrikadan çıkmışcasına, bir birinin kopyası. Ve hep aynı, belirlenen
(ince bel, uzun bacaklar, dolgun gögüsler vb..) ölçülerle sunuluyor.
Bununla da kalmıyor, günlük haber gazete ve dergilerin de, hatta ve hatta "entelektüel" sanat dergilerinde de, erotika adına, Playboy
edebiyatı yapılıyor, "kusursuz" hetero güzellik sergileniyor. Bu
olayın, cinsiyetçi yanı bir tarafa, bir de faşizmle örtüşen ırkcı yanı
var.
"Zevkler ve renkler tartışılmaz", denerek de, bu banal
liberalizmin ahlakı örtbas edilmeye çalışılıyor.
Her bireyin bir
güzellik anlayışı vardır elbet. Erotikası da kendisini ilgilendirir.
Ama, bunu, resmi ideolojinin değirmenine su taşırcasına yayımlarsa,
elbette tartışmak da kaçınılmaz olacaktır. Bu, genelde kadın
güzellik anlayışının, eski Çin'deki anlayıştan bir farkı yok. O
zamanlar, kadınların ayaklarını küçük olsun diye, zorla bağlayıp
sakatlıyorlardı, şimdi de, moda sektörünün arkasındaki (çoğu erkek)
beyinler, kadınları, cinsiyetçi ideoloji ve onun beğeni kalıpları ile
sakatlıyor. Kadının, ayağının küçüklüğüyle, güzelliğinin kıyaslanması da
bir başka saçmalık!!! Dadaizm, sürralist akım gibi geleneklerden
öğrenecek çok şey var, verili kalıpları sorgulamak ve parçalamak için.
Faşizm, sırf milliyetçi ve ırkçı değil, aynı zamanda da cinsiyetçidir.
Kendilerine dönüştürücü misyonu biçmişlerin , kültürel faşizmi
beslemede daha titiz davranmaları gerekir.
" Kadının
gelişimi, bağımsızlığı özgürlüğü kendisinden gelmelidir.
ilk olarak
kendisini bir obje değil, bir kişilik olarak ortaya koymalıdır.
ikincisi, hayatını basit, fakat zengin ve derin kılarak; kendi bedeni
üzerinde başkalarının iddia ettiği tüm haklara karşı koymalı,
istemediği sürece çocuk yapmamalı, tanrının, devletin, kocasının,
ailesinin bir kulu olmaya karşı çıkmalıdır.
Bu da hayatın tüm
karmaşıklığını ve özünü anlamaya çalışarak, yani kendini toplumun
fikirlerinden ve yargılarından özgürleştirerek olur. "
" kadının gelişmesi, onun özgürlüğü, onun bağımsızlığı kendinden ve kendisi aracılığı ile olmalıdır. ilk önce, kendisini bir seks metası olarak değil, bir şahsiyet olarak değerlendirmesi ile. ikinci olarak, herhangi birisinin kendi vücudu üzerinde hak iddia etmesini reddederek; istemedikçe çocuk doğurmayı reddederek, tanrı'ya, devlet'e, topluma, kocaya, aileye vb. hizmetçi olmayı reddederek; yaşamını daha basit, ama daha derin ve zengin yaparak. yani, yaşamın anlam ve özünü tüm karmaşıklığı ile anlamaya çalışarak; kendisini toplumun değer yargılarının ve sınırlamalarının korkusundan özgürleştirerek "
liseli yıllarımın seks idolü, porno tanrıçası anarşist kadın. her santimetrekaresini hayal ettim ve arzuladım. yaşadığı yıllarda rus pornosunun da kilometretaşlarından biri olmuştur.
kendi sırtını dayadığı felsefi duvara işerim. anarşist tarafları cay - ı dikkat olup şahsımı çekmiş olmasına rağmen huzur ve mutluluk getirecek diye sokaklara fırladığı/fırlattığı fikirlerin beşere mutluluk vereceğine zerre kadar inanmadım inanmam da.
lakin şu dünya üzerinden gelip geçmiş hatunlar içinde en çok sevişmek istediklerimden birisidir. bir bu bir de nefertiti.
''dans edemediğim devrim,devrim değildir'' diyen anarşist feminist.litvanya'da doğup amerikaya göç etmiştir. chicago'daki haymarket olayından aşırı şekilde etkilenerek devrimci olmaya karar vermiştir.kısa zamanda evliliğini sonlandırarak,new yorka taşındı.burada anarşist cevrelerle ilişkisini yoğunlaştırdı,en başlarda yapılan konferasların düzenlenmesine yardımcı olurken ilerleyen zamanlarda konferanslarda görüşlerini aktarmaya başladı.zorunlu askerliğe hayır birliğinin kurulmasında bulundu.yargılamalar sonucunda,vatandaşlıktan ayrılarak rusyaya gitti.rusyada ki devrimin,dünyanın en gerici sistemlerinden birine sahip olduğunu ifade ederek,britanya'ya yerleşti.ıspanya iç savaşının başlamasıyla,mücadele de bulunmak üzere bu ulkeye yol aldı.1940 yılında öldü. amerikaya haymarket olayında idam edilen anarşistlerin yakınına gömüldü.
feminist, anarşist, ateist bir hatun, araştırmış, sormuş, soruşturmuş.
Kadının gelişimi, bağımsızlığı özgürlüğü kendisinden gelmelidir. ilk olarak kendisini bir seks objesi değil, bir kişilik olarak ortaya koymalıdır. ikincisi, hayatını basit, fakat zengin ve derin kılarak; kendi bedeni üzerinde başkalarının iddia ettiği tüm haklara karşı koymalı, istemediği sürece çocuk yapmamalı, tanrının, devletin, kocasının, ailesinin bir kulu olmaya karşı çıkmalıdır. Bu da hayatın tüm karmaşıklığını ve özünü anlamaya çalışarak, yani kendini toplumun fikirlerinden ve yargılarından özgürleştirerek olur. demiştir.
"Haymarket olayı'nın" neticesinde "dört anarşistin" asılması sonucu anarşizmle ilgilenmiş ve düşüncelerinden dolayı yıllarca hapis cezası almış, abd'nin korkulu rüyası anarşist-feminist.
"iş isteyin. Eğer iş vermezlerse, ekmek isteyin. Eğer ekmek vermezlerse, ekmeğinizi alın." söyleminin kahramanı.