IV. Murad'ın Revan Seferi sırasında şehrin valiliğini yapan iranlı bir prenstir. On bir gün süren kuşatma sonunda Revan Kalesi'ni hiç savaşmadan padişaha teslim ederek Osmanlı saflarına geçmiş, kendisine verilen vezirlik rütbesiyle beraber ismi de Yusuf Paşa olarak değişmiş, kendisine Emirgan'daki Nişancı Feridun Bey'in bahçesi bağışlanmıştır. Bu tarihten sonra bahçeye "Emirgüne Bahçesi" denilmiş, semtin adı da Emirgan olmuştur..
Emirgan'a ismini verdiren Emirgüneoğlu Tahmasp Kulu Han, Yusuf Paşa ismini ve vezirlik rütbesini aldıktan sonra şansı yaver gitmemiş, sefahat alemine dalınca Sultan ibrahim döneminde Sadrazam Kara Mustafa Paşa tarafından idam edilerek tüm mallarına el konulmuştur..
Reşad Ekrem Koçu, "Osmanlı Padişahları" isimli kitabında, kendisine hediye edilen koruda iran tarzı bir saray yaptırdığını ve bu sarayda padişahı eğlendirme işine soyunduğunu, istanbul'un esnaf civanlarının bir listesini yaptırdığını ve kimini zorla, kimini parayla razı ederek onları hünkarın işret meclisine getirdiğini, istanbul halkı tarafından kendisine "Emiri Kun" lakabının takıldığını (Farsçada "kıç amiri" anlamına gelir), edepli vakanüvislerin bu lakabı "Emirgüne" şekline çevirdiklerini yazıyor..
(TOLGA ARVAS, "100 Lakap, Alınış Velveleleri ile").
Bugün burdaki cafelerin birinde çok büyük kavga çıktı. 15 20 kişi birbirine girdi biride bıçakla birini kovaliyodu araba kullanırken gördüm tam instagrama çekip atayım dedim hem kavgayı izledim hem araba surdum hem de instagrami açip kaydetmeye çalıştım ama tutukluk yapti.
günümüzde sahil kesiminin belirli bir kısmından sonra oluşan trafiğin ''sütiş trafiği'' olarak adlandırılmasına ön ayak olan sütiş'i sınırları içinde barındıran,
korusu sanki kanun hükmünde kararname ile ''yeni evli çiftlerin fotoğraf çektirmek zorunda olduğu alan'' ilan edilen, ve hava kararana kadar da bu amaca özgülenen,
girişindeki ve çıkışındaki gizemli görüntüye sahip restoranların aslında pek de bir şey sunamadığı,
emirgan polis merkezinin bulunduğu sokağa girildiğinde arnavut kaldırımın yokuşun hemen başında bittiği,
sevdiceğiyle kaliteli bir şeyler içmek isteyenleri espresso lab'a yönlendireceğim,
her camdan, her balkondan yaşlı amca ve teyzelerin gözlere çarptığı,
araç park etmek konusunda herhangi bir problem yaşamayacağınız,
gecesi de gündüzü de aynı; sakin, nezih, huzurlu bir istanbul semti.
istanbul'un en güzel semtlerinden biri. sütiş'in yanından içeri giren yoldan tırmanırken karşınıza çıkan evlerin güzelliği, yeşilliği ve harika sahili... sanırım beşiktaş-sarıyer sahil yolu arasındaki en güzel yerleşim yeri.
her sokağı her caddesi bir şekilde yokuş olan istanbul semti. ayağınızda topuklu ayakkabılarla yürümenin işkence olduğu, yakınındaki bebek'e bakarak çok daha sakin olan içinde birde polis evi barındıran yer.
istanbul sarıyerde yer alan sakin ferah dizilerin çekildiği tarihi dokusu küçük şirin bir mahalledir. Mahalle sınırları içerisinde müze, anadolu lisesi, koru, yeşilçama ve dizilere ev sahipliği yapan tarihi sarı beyaz pembe köşk, çay bahçesi , tarihi çeşmeler (2 tane) , emniyet müdürlüğü , tarihi emirgan camii ve tarihi ahşap evler bulunmaktadır.
henüz çoluk çocuğa karışmamış evli çiftlerin haftasonları istanbulda kahvaltı için gidebilecekleri en harika yer. istanbulu istanbul yapan, en çekici sempatik ve insanın içini açan, güzellikte ferahlatıcı nezih bir tercih. Hepiniz de hemen hücum edip bokunu çıkarmayın,o nezaheti ve sevimliliği bozmayacak insanların gitmesinde fayda var.dikkat.
erzurum'un en nezih cafesidir. Tarihi yapıyla modern hizmeti harmanlayıp adeta işletmecilik dersi vermektedirler. Yolu erzuruma düşüpte iyi bi ortam arayanlara tavsiye ederim. Lala Mustafa Paşa Camisinden Rüstempaşa çarşısına doğru inerken yolun sağında yer alır.
hayatımın en güzel 10 yılını geçirdiğim, istanbulun en sakin, huzurlu ve güzel semtlerinin başında gelir. bir yaz günü evde otururken, tek duyduğunuz, oyun oynayan çocuk sesidir. tek tük araba geçer sokaklarından. bu derece sakindir benim emirganım.
istanbul Boğazı'nın rumeli kıyısında bir semt. Adının kökeni konusunda Evliya çelebi: "Dördüncü Murad Han Revan kalesini fethedince, o sırada kalede Revan hanı olan Emîr Gûne Yusuf Han'ı istanbul'a getirip bu çimenlik yerde bir bahçe yaparak, Emîr Gûne Han'a ihsan eyledi." der. Emirgân adının buradan gelme ihtimali hayli yüksektir.