- solucanı nerede kazıyorsun?
+ mahallede bizim, boş bi arsa var.
- boş arsa ha? hımm... oltan da süpermiş.
+ sağol, seninki de fena değilmiş. amcaoğlu getirdi benim, almanyadan, geçen hafta. kız istedik ona.
- hımm.. balıkla rakı da süper gidiyor yaa.
+ doğrusun abi. amcaoğlu almanyadan geldiğinde sahilde yaptık en son, yok böyle bişey şerefsizim.
- demek öyle. amcaoğlunun almanyadan istemeye geldiği kız başkasını seviyormuş. çocuğu kafalayıp sahilde içtiniz akşam, rakı balık ayağı. iyice sarhoş olunca yanınızdaki oltayla kafasına defalarca vurmak suretiyle öldürdünüz çocuğu. ve mahalledeki boş arsaya gömdünüz. sabah hemen almanyaya tek kişilik uçak bileti alıp amcaoğlunu yolladın. sen de hiç bir şey olmamış gibi hayata devam ettin..
+ ananıskiii!
- konuş, hangi ülkenin ajanısın?
+ uy uşağum ben kendi çapunda bir hamsiyum.
- sus balık yürü seni sorguya alacağız.
+ hamsi balık değildir..
- şef burada bir hamsi var, balık olmadığını söylüyor!
* hemen sal onu gitsin, kafayı yedirir o bize..
- ahmet, sen bugün atatürk caddesinin köşesinde simitçi olacaksın.
+ kaçtan satıyoruz simidi şef?
- takıl kafana göre, gevreğinden 6 tane getir yalnız, kahvaltı yapamadım. rıza, eminönüne gidiyorsun, balıkçısın bugün.
* tuttuğum balıkları ne yapiim şef?
- benim eve götür, yengen tavada pişirsin... murat, kerane tatlısı satan adam oluyorsun bugün.
= ama şef, idari bilimler öğrencisiyim ya ben. makro ekonomi dersi var bugün, en arkada oturan tip olcam.
- ha, tamam. kantinde tek başına kahve içen adam da sensin o zaman... kerane tatlısını da ekrem'e söyleyin o satsın. 5 tane de bırakıversin buraya geçerken..
eminönü bölgesinde elde olta, yanda su dolu kovası, ağızda külü düşmek üzere olan sigarası ile uhdesine verilen bölgede kendisine verilen görevi yapan mit mensubudur.
sadet; polis-devlet vatandaşın paranoyası değildir.
