evlere şenlik bir roportajı vardır bu kadının, kızımın kocası sosyalizmi anlatan kitaplar okuyordu az kalsın dinsiz olacaktı gibi enteresan söylemleri var.
kadın ve erkek asla dışarda buluşamazmış. ancak nişanlanırlarsa birkaç kere kız, adamı babasının evinde görebilirmiş falan. nişanlanmadan önce buluşma yasak yani. karı ve kocanın birbirini tanıması hoş değilmiş günahmış. kendi kocasının gözünün renkli olduğunu evlendikten sonra farketmiş.
anlattıkları biraz saçmaca anlaşılan yazar kişidir. kendisi kızım kapanmasa üzülürdüm, okumamış olmasına da sevindim mi demektedir? kızım okumadı demekle yetinmiş, zorla bu iş olmuyor demiş kendisi (başını örtmede de aynı şeyi dediğini belirtelim), bunu "kızım okumadı oh ne iyi oldu sevindim" olarak algılayanlara da ne demek lazımdır bilemiyorum. kadın belli bir görüş belirtmemiş, çocuklarının okumamış olmasından sevinçli ya da üzgün olup olmadığını belirten bir ifade dahi yok. zaten muhabir kızınız kapanmasaydı tepkiniz ne olurdu gibisinden detaylı bir soru sormuş o da detaylı cevap vermiş.
işte ne dendiğine değil, kimin dediğine bakarak akıl-mantık yürütülürse böyle çarpık varsayımlarla yorumlara gidilir.
degistigini anlatan kisilik. eskiden gunah sandigi seylerin aslinda gunah olmadigini soylemis bir gazeteye. ha gayret, bir 10 yil sonra belki biraz daha degisir ve basi acik gezmenin gunah olmadigini ve kimseye bir zarar vermedigini anlar ve biraz daha degisir.
kendi cemaatini kolaylıkla etkileyebildiği düşünceleri, çıkarımları, genele söylediğinde ve karşısına biraz karşı çıkan birini koyduğunuzda nasıl da yetersiz olduğu ortaya çıkan kişi.
belli ki yıllardır aynı söylemlerle idare etmiş, okuma araştırma zahmetinde bulunmamış. öne sürdüğü düşünceleri destekleyecek donanımı ve derinliği yok. dönemin trendi olduğu için (dereyi geçene kadar ayıya dayı deme zorunluluğu) demokratik görünme ile radikal dincilik arasında denge kurmaya çalışmaktan helak oluyor. haliyle beceremiyor. hazır kabullere alışmış, ezber bozulunca, kafa karışıyor, kafa karıştıkça da takiye makiye kalmıyor.
bir tv programında -isim vermekten çekinmiyorum, adını hatırlamıyorum sadece-, bu kadın telefon ile bağlandı programa ve eşcinsellik konusunda, daha doğrusu eşcinselliğin ne kadar yapay -yapay derken, eğreti gibin-, kaka, ayıp, günah ve benzeri konularda konuştu. cemil ipekçi de muhafazakar bir eşcinsel olmasına rağmen, bu duyduklarına oldukça şaşırdı, çünkü o hem muhafazakar, hem de eşcinseldi! aman yarebbim. adam sanki ihanete uğramış gibiydi, o çok sevdiği dini hakkında bir kadın öyle-böyle diyordu. bugünlerde hem muhafazakar, hem de eşcinsel olmak zor iş vesselam, seni anlıyor ve çok seviyoruz cemil abi!
laiklik dinsizliktir deyip yobazlığını pekiştirmiş kadındır.
haber sunucu kadir çelik;
e;laiklik dinsizliktir,
k;ben laik bir insanın siz bana dinsiz mi diyorsunuz, siz nasıl insanları yargılarsınız, lütfen dengeli bir düzeyde tartışmaya devam edelim.
e;siz bana dengesiz mi diyorsunuz... **
1- bu kadın gerçekten de deli olabilir! ne dediğini bilmiyor (iyimser olarak diyorum bunu)
2- tam da türban olayı bir şekilde sonuçlanmaya varacak iken bu tip keskin açıklamalar yapmak türbanlı üniversite öğrencilerinin zararına dokunmaktadır. tam da bu zaman da birçok kurum ve kişinin teyakkuzda olduğu bir anda bu tip çıkışlar türban için serbestlik tanıyacakların işini zora sokar!
edit: ha bana kalırsa konuşsun, gayet güzel konuşuyor emine şenlikoğlu! artık kimin ne olduğu şöyle adam gibi bir ortaya çıksın da demokratçılık oynayanlar ve avrupa'dan örnek gösteren ikiyüzlüler belli olsun! konuş emine konuş! sen onların sesisin konuş.
an itibariyle fox tv'de objektif programında ısrarla ''laiklik dinsizliktir'' diyen yazarımsı. kendisini beş dakika dinleyen biri tutarsızlığını rahatlıkla anlayabilir. kadir çelik savlarını çürüttükçe, tutarsızlıklarını yüzünü söyledikçe, çevir kazı yanmasın felsefesini uygulamaktadır.
islami kesimde erkek düşmanlığını körükleyen yazılar yazan, kendi eşine babamın evine gitmek için ben ondan izin mi alacam diye çıkış yapan, feminist yazar. senin yazdığın kitaplar ne diyor sen ne diyorsun ? okuyucusu olan kızlara erkekler hakkındaki bol bol öğüt dolu yazıları meşhurdur.
bu akşamki teke tek programına çıkarak özür dileyeceği, fatih altaylı tarafından akşam haberlerinde açıklanan kişi. talep kendinden gelmiş.
zevahiri kurtarma çabası olarak görülebilir ama kurtaracak zevehair de kalmadı ortada. hazırlıksız olduklarında ve beklemedikleri sorular karşısında o itidalli duruş nasıl da yok olup, gerçek duygu ve düşünceler süsenip, derlenip toparlanmaya fırsat kalmadan dökülüyor. sonra da işte böyle ikinci bir seans talep ediliyor. bir haftada düşünceleri mi değişti, hayır elbette, de daha zamanı değil, fazla ileri gittim demiş olsa gerek. amman zaten ortam hassas, iyi olmadı falan... da geçmiş ola diyeceğim.
çok garip bir düşünme sistemine sahip insan, bu insan türkiye vatanadaşı olamaz diyeceğim ama mensup olabileceği bir toplum yok henüz. dağdaki teröriste sahip çıkan laflar ediyor, laiklikle genelev kelimelerini aynı cümlede kullandığı gibi sebep sonuç ilişkisine bağlıyor, laikliği dinsizlik olarak niteliyor, şeriata kucak açıyor vs. vs.. ben bu hatunu çözemedim arkadaşlar, bu hatunu anlayan beri gelsin...
bizim müslüman olduğumuzu, ama onun gibi düşünmediğimizi ve onun gözünde dinsiz olduğumuzu ama sadece onun gözünde öyle kalacağımızı hatırlatmak istediğim yazar müsvettesi. insanları kamplaştırarak mı yazar olunur? yazarlık ciddi sosyal sorumluluk ister. bu yüzdendir ki her konuşmasında biz ve onlar diye ülkeyi bölen bir insana ben yazar demem, diyemem...
tek kitabını bile okumayanların bir sözü yüzünden 'yazar müvettesi' ilan ettiği yazar. fikirlerini savunmak adına hapis bile yatan bu kadını takdir etmekten başka bir şey yapmak yanlış olur. ona bok atmaya çalışan seviyesizleri de kendi haline bırakmak gerekir.
bir insanın görüşlerini beğenmeye bilirsin arkadaşım ama o kadın sözlük yazarı değil ki 'yazarımsı' gibi bir yakıştırma yapasın. sen öyle dersen, ben de islama küfür eden aziz nesin e aynısını derim, o zaman ne hissedersin?
zinaya serbestlik isteyenlerin hoşuna gitmemesi çok normal olan kalifiye yazar..yani ben de zina yapmaktan büyük keyif alsam demediğimi bırakmam...yani her şey albert amcanın izafiyet teorisinde dediği gibi işliyor..hiç gocunmaya gerek yok...
mideniz, sinirleriniz kaldırabilirse izleyin. kendisinin görüşüne göre laiklik dinsizlikmiş, bu ülkede demokrasi yokmuş, zina yasaklanmalıymış.
bu kadına diyebilecek hiçbir şeyim yok, kadının ne olduğu belli zaten. sadece bu insanları televizyon karşısına çıkartıp, bunları söyleme cesaretini 6 sene gibi kısa bir sürede veren insanlara diyecek sözüm var;
ülke olarak iranı türkiye`den çok beğenen yazar. laiklik sistemi içinde din kelimesini bulamazsınız, ayrıca başı kapalı kızlarımıza yapılan muameleler niye görmezden geliniyor bu ülkede, başı açık oldumu medya da günlerce ilk haber, bu ayrımcılık değilmi diyen kişi. ayrıca ben sonuca bakarım kaç kişi delirmiş, ne kadar uyuşturucu müptelası var, tecavüzler artmışmı, kabul edin laiklik dinsizliktir işte diyen yorgun kadın.
ne zamandır ortada gözükmeyip türban konusu tartışılır olduğunda ortaya çıkan yazarımsı.ayrıca şahan gökbakar 'ın kadın tiplemelerindeki ses tonuna sahip kişi.
(bkz: nevriye budak)