emine erdoğana son derece sert bir uslupla yazılan ve bazı yerlerde gerçeklik payı olan mektuptur.Kimsenin kılık kıyafetteki seçim özgürlüğü ve inanç özgürlüğü tartışılamaz ama bütün bunlarda siyasi ve devlet işlerine alet edilemez bu ayırımı emine erdoğan ın kendi sağ duyusu ile yapması gereklidir ama sağ duyusu bunu ayıramıyorsa o zaman yapılacak birşey yoktur bir sonraki seçime kadar katlanılması gereken durumdur .
ya tamamen mektubu okumadan bir yargıya varmaya çalışıyoruz ya da mektubun sahibinin ne yazdığını anlamak istemiyoruz.
emine erdoğan'a böyle bir mektup gönderilmesinin nedeni, yurt dışı gezilerine first lady sıfatıyla katılması. bu görevin ya da unvanın belli bir ağırlığının olması. emine erdoğan, gezilere eşiyle birlikte, o ülkeyi temsilen gitmektedir. ayrıca bu kamu görevi olduğu için kılık-kıyafet kanuna aykırı deniliyor. ama niye olaya duygusallıkla bakılıyor açıkça anlamıyorum.
kim ne derse desin,avrupada türkleri çarşaf giyen,erkekleri şalvarla dolaşan,kadınlara sürekli şiddet uygulanan bir ülke olarak görüyorlar.bizim gibi modern gençlikle tanıştıkları zamanlarda ise inanamıyorlar.o yüzden göz önünde bulunan insanların ülkenin imajını dahada zedelememek için daha dikkatli davranmaları gerekli.atamızın yaptığı kılık kıyafet devriminin üstüne,bu tarz kıyafetler ülkemize yakışmıyor.modern türkiyenin görüntüsünün bu olmadığını biz insanlara kanıtlayamazken,ülke liderleri tam tersini kanıtlamak için bir çaba içersindeler sanki
chp izmir milletvekili canan arıtman'ın, türk kadınının tesettürle dolaşmadığını ifade eden bunu da kılık kıyafet kanuna dayanarak yapan, akp'nin tepkisini toplayan ayrıca deniz baykal'dan da eleştiri almasına neden olan mektuptur.
türkiye başı açık olanın da, kapalı olanında özgürce yaşayabildiği bir memleket olmalıdır.
kimse, 'çoğunluk başını örtüyor, işte türkiye budur.' ya da 'türk kadını başı açık, modern kadındır.' deme gibi kısır laflarla ortalığı bulandırmamalıdır. türkiye de madem demokrasi var, nedir bunca fuzuli tartışma?
devlet memurluğu yapan bir bayanın başını örtüp örtemeyeceği gibi konular tartışılabilir ancak bir insanı kişisel tercihinden ötürü yadırgamak, toplumdan dışlamaya çalışmak yanlış olur.
başörtüsü konusu temel bir konudur bu ülkede ve böyle tartışmalarla çözülmez.
her şeyden önce başlarını örten bayanlarımızın daha küçük yaşlarından itibaren nasıl yetiştirildiği, kendi kararlarıyla mı yoksa baba, abi ve çevre baskısıyla mı bunu yaptıkları tartışılmalıdır. kuran da gerçekten başı örtmekle ilgili bir emir var mı, bu tartışılmalıdır. ya da bu konu hakkında farklı yorumları, izahları olan ilahiyatçılar konuşturulmalı, dinlenmelidir.
eğer arıtman ın bahsettiği gibi emine erdoğan zamanında başörtüsü konusunda abisinden bir baskı görmüşse bunu tartışalım ve bunu sorgulayalım. ki türkiye gibi ülkelerde en önemli konu da budur.
sayın hanımefendi;
sizin ve beraberinizdeki birçok bakan eşinin türkiye cumhuriyetini
temsilen gittiğiniz yurtdışı gezilerdeki giyim tarzınız, türk halkını,
türk kadınını rencide etmektedir; rahatsız etmektedir. belki samimi
inancınız gereği tesettürü tercih etmiş olabilirsiniz. her ne kadar
çocukluğunuzda ağabeyiniz tarafından zorla tesettüre sokulduğunuzu,
günlerce ağladığınızı beyan ettiyseniz de yetişkin olduğunuzda buna
devam ediyor olmanız artık kişisel tercihiniz olduğunu düşündürüyor. bu
kişisel tercihinize saygı duyarım. ama sizin giyim tarzınız türk kadınının
genelinin giyim tarzı değildir. modern türkiye cumhuriyetinin kadınları
tesettürsüz, çağdaş, batılı giyim tarzını benimsemiştir. bu nedenle
kişisel tercihleriniz yurtdışında türk kadını ve türkiye hakkında
yanlış
imaj yaratılmasına neden olmaktadır.
unutmayınız ki yurtdışı gezileriniz özel hayatınızın bir parçası
değildir. türkiye cumhuriyeti başbakanının ve bakanlarının eşleri olarak
gidiyorsunuz, ülkemizi, dolayısıyla türk kadınını temsil ediyorsunuz ve
tüm masraflarınızı bu gerekçeyle türk milleti ödüyor. kişisel
tercihlerinizi, yaşam biçiminizi bu temsil görevini yaparken
sergileyemezsiniz. türk kadınının yurtdışında yanlış tanıtılmasına,
aşağılanmasına, eleştirilmesine ve ülkemizin geri kalmış, gerici olarak
algılanmasına neden oluyorsunuz. bu türk kadınını, bizleri fevkalade
üzüyor, rencide ediyor.
yurtdışında okumuş, çalışmış, iş veya bilimsel çalışmalar yapmak üzere
yurtdışında bulunmuş binlerce kadın onlarca yıl yad ellerde bu konuda
mücadele verdik. ülkemiz ve yaşam biçimimiz çok tanınmadığı için
yabancılar bizlere hep "siz ülkenizde çarşaf giyiyorsunuz, yurtdışında
bizler gibi giyiniyorsunuz" derlerdi. biz de onlara türk kadınının
ülkesinde de çağdaş bir giyim ve yaşam tarzı olduğuna inandırmak için
saatlerce dil dökerdik. binlerce, onbinlerce türk kadınını neredeyse bir
ömür boyu süren bu mücadelesini siz ve diğer bakan eşleri bir anda
sıfırladınız. bunu yeniden düzeltmek ne kadar çok zaman alacak diye
hayıflanıyoruz.
sayın hanımefendi;
tesettürlü giyim tarzınızla yurtdışında ülkenizin hemen hemen tüm islam
ülkelerinden bile geri olduğu imajını veriyorsunuz. yaşam biçimiyle,
kadının statüsüyle bizden fersah fersah geri kalmış pek çok islam ülkesi
liderlerinin eşleri çağdaş kadın görüntüsü için adeta yarışırken, bizim
içimiz acıyor.
sayın hanımefendi;
yaşamda pek çok alanda kişisel tercihlerde bulunuruz. bunun artı ve
eksilerini de kabulleniriz. sizin giyim tarzınıza saygı duymakla
birlikte, türk kadınını temsil etmediğinizi bir kez daha vurgulayarak
yurtdışında bu giyim tarzıyla temsil görevi yapmamanızı istirham
ediyoruz.
eğer, mutlaka eşinizle birlikte türk devletini temsilen yurtdışı
gezilere
gidecekseniz çağdaş, batılı bir türk kadını gibi olun, olamayacaksanız
lütfen evde oturun. bu tercihi yapmak mecburiyetindesiniz. biz türk
kadınlarının artık sabrı kalmamıştır. mağduriyetimizi gidermek için
onbinlerce tazminat davası açmayı düşünüyoruz. ayrıca türkiye
cumhuriyetini temsilen gittiğiniz yurtdışı gezilerde kamu görevinde
bulunduğunuz için "kıyafet yasasına" da uymak mecburiyetindesiniz.
aksine
davranış ceza davasına da muhatap olmanıza neden olabilecektir.
sayın hanımefendi;
türk kadınını yurtiçi ve yurtdışı tüm platformlarda çağdaş bir
görüntüyle
temsil etme konusunda lütfen diğer bakan eşlerine de akp
milletvekillerinin eşlerine de örnek olunuz. bir lider eşi olarak
topluma
örnek olmanız gerektiğini unutmayınız. ayrıca sizden okullarda
dağıttıkları kitaplarda "dokuz yaşında kız çocuğunun evlendirilmesinin,
dört eş alınabilmesinin, iz bırakmadan kadının dövülmesinin" mubah
olduğunu, örtünmemenin günah olduğunu, kadınların zaten cehennemlik
olduğu fikirlerini yayan akp'li belediye başkanlarına gerekli tepkileri
de vermenizi bekliyoruz. eşini döven ve çok eşli yaşam biçiminde olan,
bazı akp milletvekillerinin de sizin tarafınızdan kamu oyu önünde
kınanmasını rica ediyoruz.
gerçek bir lider eşi gibi davranırsanız, emin olunuz ki kadınlarımızın
en
üst seviyede takdirlerini kazanacaksınız.
saygılarımla.
opr.dr. canan aritman
çağdaş türk kadınları