istanbullular için ise bu hat çok özeldir.o vapurda 50 kuruşa alıp da dışarıda dünyanın en güzel şehrini izlerken ince belli bardakta içtiğiniz çay,size hiçbir kahve veya çay çeşidinin veremediği bir zevk verir.lüks bir cafede deri koltuklarda kasıntı bir şekilde oturup cafe lattenizi yudumlamak mı,yoksa kar yağarken vapurda, ince belinin elinizi, buharının da burnunuzu ısıttığı bir bardak çay mı...
alırsınız bir tane simiti elinize. binlerce ufak parçaya ayırırsınız. bir tane aç martıyı gözünüze kestirirsiniz. havaya sallamanız ile bir değil onlarca martının havalanıp simit parçasını kapma yarışına girmesina şahit olursunuz. o yüzlerce martı sizi karşı kıtaya kadar takip ederler rızıklarını kapmak için. sizi gören diğer yolcularda birer ikişer vapurdaki simitçinin simitlerini alıp martılara atarlar. sevgiliniz ile bu çoşkuyu yaşamak ekstra güzeldir.
hayatımın bir döneminde bana yol arkadaşlığı yapmış vapurlar. istanbul'un güzelliklerindendir kesinlikle, sabahları doğan sabah güneşiyle beraber, akşamları ise batmaya hazırlanan o güneş eşliğinde o dalgaların üzerinde yol almak bambaşka bir keyiftir. arka açıkta oturup rüzgara karşı bir de sigara yakmak insanda tarifsiz duygular meydana getirir. yalnızlığınıza yol arkadaşlığı yapan martıları söylemiyorum bile, inanılmazdır onlarla göz göze gelmek...
Anlamadığım bir şekilde şu an ki seferin hemen girişinde özeltim polisleri silahlı bir şekilde bekleyip insanları göz ile kontrol etmektedir. Görüntü alamadım maalesef.
kadıköy'den Eminönü'ne gecmek icin vapura bindim. bi süre sonra çantamdan daha yeni başladığım kitabı çıkardım. bir iki sayfa okudum okumadim, karşıdan senin geldiğini gördüm. yanıma oturdun. korka korka senden tarafa baktım. sen dosdogru denize bakıyordun. Saçlarından kokular geliyordu. boynun görünüyordu. hic benden tarafa bakmadın
o kadar uğraştım anca bir iki kelime çıktı ağzından " belime kadar denize girsem" dedin. Anlamadım dedim. Belki yüzünü dönersin diye.
o anda dizlerime dokunan görevli " beyfendi eminönü'ne geldik" diyordu.
Değer verdiğiniz kişiyle,ellerinizde birer simit, martılar size kahkahalar atıp dalgaların esintisi kirpiklerinizi titretirken tadı çıkar o vapurun..ah ciğerlerime dolan tuzlu deniz kokusu...