emily dickinson

entry33 galeri1
    1.
  1. 10 aralık 1830 da doğan ve 15 mayıs 1886 da ölen amerikalı kadın şair.Massachusetts eyaletindeki Amherst kentinde doğdu. Emily Dickinson yaşamı boyunca çok nadir Amherst'ten dışarı çıkmıştır.1862'de tümüyle eve kapanmış, en yakın arkadaşlarıyla bile ölünceye değin bir daha hiç görüşmemiştir. Kapandığı odasında kendisini yazmaya vermiştir. ilk mektupları ve kendisiyle ilgili betimlemeleri, canlı bir ruha sahip çekici bir kızı yansıtmaktadır. Daha sonra dünyadan elini eteğini çekmesinin nedeninin umutsuz bir aşk deneyimine dayanıyor olabileceği eleştirmenlerce düşünülmektedir. Dış dünyayla olan ilişkisi ve deneyimleri sınırlı olsa da, yazılarında yaratıcı ve imge gücü yüksek bir edebiyatçıdır.

    Emily Dickinson'un yaşarken yalnızca yedi şiiri basılmıştır.

    Yaşamının son yıllarında artık eve pek ziyaretçi de kabul etmemiş, ancak arkadaşlarıyla olan ilişkilerini onlara mektuplar ve küçük hediyeler gönderme yoluyla sürdürmüştür.

    1886'daki ölümünden sonra odasına giren kızkardeşi, odasında ondan kalan 1.800 kadar şiir bulmuştur. Ölümünden sonraki dört yılda, yani 1890'a değin, şiirlerinin neredeyse tamamı yayımlanmıştır.

    1920'lerde ise, ABD'deki en çok sevilen şairlerden biri olmuş ve ünü bugüne değin sürmüştür.
    4 ...
  2. 2.
  3. modern amerikan şiirinin öncülerinden biri olarak gösterilen amerikalı kadın şair. münzevi bir hayat sürmüştür. bir sürü insanın arasında yalnız yaşamıştır ve derin bir romantizmi şiirlerine yansıtmıştır. herkes yan odada neşeyle sohbet ederken, derin bir melankoliyle şiir yazmıştır. *
    3 ...
  4. 3.
  5. deniz "gel" dedi dereye.
    dere "bırak büyüyeyim" dedi.
    deniz yanıtladı " o zaman bir deniz olacaksın
    bense bir dere istiyorum, gel şimdi ! "

    * * * * *

    Bir saat beklemek uzundur,
    Eğer sevgi hemen ardındaysa.
    Sonsuzluğu beklemek kısadır,
    Eğer ödül sevgiyse en sonunda.

    * * * * *

    geniş yap bu yatağı, dikkatle yap
    içinde yargı kırılana kadar bekle, adaletle.
    çarşafı dümdüz olsun, yastıkları yuvarlak.
    güneşin hiçbir sarı gürültüsünün
    burayı rahatsız etmesine izin verme. * *
    1 ...
  6. 4.
  7. sappho'dan sonraki en buyuk bayan $air olarak adlandirilmi$tir.. 1700'un uzerinde $iiri var lan kadinin.
    1 ...
  8. 5.
  9. ben hiç kimseyim
    sen kimsin?
    sen de mi hiç kimsesin
    bir çift ettik desene...
    emily dickinson
    4 ...
  10. 6.
  11. daha yalnız olunabilirdi, yalnızlık olmasaydı... emily dickinson
    2 ...
  12. 7.
  13. şiirlerin de bir öyküsü vardır. çoğunlukla bizim bilmediğimiz. o öykünün peşine düştüğümüzde buna dair bir iz bulamasak da her birimizde ayrı bir duygu yaratır dizeleri. o dizelerin izleri kalır bizde, onların izini süreriz. *
    3 ...
  14. 8.
  15. --spoiler--
    Bir Saat Beklemek Çok Uzun iş

    Bir saat beklemek çok uzun is,
    Aşk biraz ötede duruyorsa;
    Kısadır sonsuzluğu bekleyiş,
    Sonunda aşk armağanı varsa...

    --spoiler--
    2 ...
  16. 9.
  17. --spoiler--
    BÖYLE AYRı DURMALıYıZ

    Böyle ayrı durmalıyız,
    Sen orada, ben burada,
    Kapı azıcık aralık
    Ki okyanuslar var,
    Ve dua,
    Ve o, soluk gıda,
    Ümitsizlik!
    --spoiler--
    1 ...
  18. 10.
  19. --spoiler--
    ...?

    Anlatmayı beceremeyenler s u s a r l a r.
    Anlatmaktan vazgeçenler s u s a r l a r.
    Anlaşılmayacağına karar vermiş olanlar s u s a r l a r.
    Diğerlerinden ümidi kesmiş olanlar s u s a r l a r.
    Hata yapmaktan korkanlar s u s a r l a r.
    Kendilerini açığa çıkarmaktan korkanlar s u s a r l a r.
    Zannettikleri kişi olmadıkları,
    zannettikleri dünyada yaşamadıkları gerçeğini
    hazmedemeyecek kadar güçsüz olanlar s u s a r l a r.
    Olaylar ve olgular dünyasıyla
    baş edemeyenler s u s a r l a r.
    Herşeyi gördüğünü,
    tüm olasılıkları yaşadığını düşünenler s u s a r l a r.
    Güçlü olarak görülmeye
    ölesiye ihtiyaç duyacak kadar
    güçsüz olanlar s u s a r l a r.

    ŞŞŞşşşş! ... Sessizlik!

    Sonsuza dek konuşabilecek olanlar
    en çabuk susanlardır genelde.
    Sonra kadınlar gelir ki
    onlarda bu kategoridedirler çoğunlukla.
    Sonra şairler...
    En son ölüler susar!

    --spoiler--
    1 ...
  20. 11.
  21. --spoiler--
    Tuhaf Bir Yaratıktır Geçmiş

    Tuhaf bir yaratıktır geçmiş,
    Yüzleşmek onunla
    Bir esrimeyle ödüllendirilir,
    Ya da bir utançla

    Silahsız çıkan varsa karşısına
    Emrederim ona, kaç!
    Küflü cephanesi hâlâ
    Karşılık verebilir!
    --spoiler--
    1 ...
  22. 12.
  23. --spoiler--
    Hiçkimse / ler

    Ben hiçkimseyim peki ya sen,
    Sen de hiçkimse misin ?
    Öyleyse ikimizden bir çift eder
    Sakın konuşma !
    Bilirsin;
    ikimizi de sürerler...

    Birisi olmak ne kadar da sıkıcı zaten
    Nasıl da sıradan
    Bir kurbağa misali
    Bütün gün, bataklığa söylemek ismini
    Hayran hayran !
    --spoiler--
    1 ...
  24. 13.
  25. --spoiler--
    Hatırlamak unutmaksa eğer
    Hatırlamam ben;
    Eğer unutmak, hatırlamaksa,
    Ne kadar yakınım unutmağa!
    Neşeliyse yokluğunda acı duymak
    Ve yas tutmak eğlenceliyse,
    Ne kadar mutludur bugün
    Bunları toplayan parmaklar!
    --spoiler--
    0 ...
  26. 14.
  27. --spoiler--
    Her esrime anının bedelini
    Ödemek zorundayız acıyla
    O ana uygun düşen
    Hassas ve titrek orantıda.

    Her sevilen saat için
    Yevmiyesi az, uzun yıllar,
    Acıyla yoğrulan bozuk paralar
    Ve sandık dolusu gözyaşları.
    --spoiler--
    1 ...
  28. 15.
  29. --spoiler--
    Benim nehrim sana doğru:
    Mavi deniz, selâm yok mu?

    Benim nehrim cevap bekler.
    Canım deniz, şefkat göster.

    Kuytu yerlerden gelirim
    Derecikler getiririm.

    Deniz haydi,
    Al git beni.
    --spoiler--
    0 ...
  30. 16.
  31. --spoiler--
    Doğa sarıyı daha az kullanır
    Diğer renklerden;
    Günbatımlarına sakla hepsini,-
    Saçıp savurarak maviyi,

    Bir kadın gibi harcar kızılı,
    Oysa çok az kullanır sarıyı,
    Ve ancak geldiğinde yeri,
    Bir aşığın sözcükleri gibi.
    --spoiler--
    0 ...
  32. 17.
  33. --spoiler--
    Ölene dek sarsın Güzellik beni
    Güzellik acısın bana isterim
    Ama bugün versem son nefesimi
    Gözünün önünde öleyim derim-
    --spoiler--
    1 ...
  34. 18.
  35. --spoiler--
    Cenneti yukarıda hiç bulamaz
    Aşağıda bulamayan.
    Tanrının konutu benimkiyle yan yana
    Eşyası aşktan.
    --spoiler--
    1 ...
  36. 19.
  37. --spoiler--
    Bilseydim

    Bilseydim sonbaharda olacağını bu işin
    Yazı bir yana iterdim
    Yarı kızgın, yarı gülüşle
    Ev kadınlarının sinekleri kovduğu gibi..

    Bir yıl içinde buluşacağımızı bilseydim
    Ayları yumak yapardım
    Ayrı ayrı dolaplara doldurur
    Günlerini beklerdim..

    Şayet asırlar unutsaydı gelişmeyi
    Onları elime dolardım
    Parmaklarım durana kadar
    Geçmiş günlerin içinde..

    Bilseydim ne zaman biteceğini ömrün,
    ikimizin ömrünün
    Onları bir meyva kabuğu gibi soyar
    Tadlarına bakardım.


    Emily Dickinson
    --spoiler--
    0 ...
  38. 20.
  39. --spoiler--
    1764

    En hüzünlü ses en tatlı ses
    En çılgın ses büyüyen, -
    Kuşların sesidir baharda,
    Gece hoş bir tat bırakıp giderken.

    Mart'la Nisan arasındaki çizgi-
    O büyük sihirli sınır
    Ötesinde Yaz, nefes alsa duyulur
    Yakınlıkta, kararsızlıklar yaşamaktadır.

    Bir zamanlar bizimle eyleşen
    Dostları hatırlatır bir bir,
    Ki ayrılığın kara büyüsüyle büyüyen
    Hasretleri artık insafsızca derindir.

    Yasını tuttuğumuz ne varsa
    Hatıra gelir yeniden,
    Ötmesin isteriz kuşlar
    Sussun isteriz bu siren.

    Bir kulak deşebilir bir kalbi
    Bir mızrak kadar kıvrak,
    Keşke kalbe bu kadar tehlikeli
    Bir şekilde yakın olmasaydı kulak.


    Emily Dickinson
    --spoiler--
    0 ...
  40. 21.
  41. --spoiler--
    Başka Bir Gök Var

    Başka bir gök var,
    Herzaman açık ve sakin,
    Ve başka bir günışığı var,
    Karanlık olmasına rağmen oranın;
    Güzelliğini yitirmiş ormanlara boş ver, Austin,
    Suskun kırlara boş ver sen;
    Burada küçük bir ağaçlık var,
    Yaprakları herzaman yeşildir:
    Burada daha parlak bir bahçe var,
    Oraya asla kırağı düşmemiştir;
    içinde onun rengi solmayan çiçeklerinin
    Pırıl pırıl arının vızıldadığını işitirim:
    Ne olursun, benim kardeşim,
    Gel içine bahçemin!

    Emily Dickinson
    Çeviren: Vehbi Taşar
    --spoiler--
    1 ...
  42. 22.
  43. lise hazırlıkta tanıştığım, o günden bugüne okumaktan sıkılmadığım şair. hazırlıktaki buhranlı yıllarımda kendime yakın hissediyordum. araştırılmaya değer bir yaşama sahip. iyi ki gelmiş dünyaya! yukarıda şiirlerini paylaşan arkadaşlara teşekkürler...
    1 ...
  44. 23.
  45. şiirlerini kız kardeşi o öldükten sonra çekmecede bulmuştur ve böylece basılmıştır şiirleri. şiirlerinin özel isimleri yoktur. numaralarla adlandırılmıştır. insanda şiir mi okuyorum yoksa puzzle mı yapıyorum izlenimi uyandırıyorlar. zira doğru dürüst cümle yoktur şiirlerinde. hatta fiil bile yok. onun yerine - bulunmakta. şiirlerinin anlamını çözmek için önce onları düz cümleye çevirmek lazım. hatta kelimeler filan yerleştirilmesi gerekir. bir de aşırı derecede imge kullanmıştır. mesela bir şiirinde ilk dizede parfüm yapımından bahsederken ikinci dizede asıl anlatmak istediğinin şiir yazmak olduğu ortaya çıkar. değişik bir şairdir. dikkat ve hayal gücü gerektirir.
    4 ...
  46. 24.
  47. ' bir yaşamın ıstırabını hafifletebilir,
    ya da bir acıyı dindirebilir veya bayılmış bir ardıç kuşunu koyabilirsem yuvasına,
    hayatım geçmemiştir boşa... '
    candır emily dickinson.
    1 ...
  48. 25.
  49. bruce dickinson ile alakası olmayan kişi.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük