üç baba sosyoloğun üçüncüsüdür. (birinci karl marx, ikinci max weber. sıralamayı ben yaptım ama merak etmeyin öyle zaten.)
durkheim denince akla ilk gelen şey işlevsellik olmuştur. işlevselliği iyi işler. ödülün-cezanın birey ve toplumlar için önemli işlevleri olduğunu defa kere yineler kendisi.
her ne kadar işlevselci olarak ele alınsa da benim gözümde pozitivisttir.
ne marx kadar derin, ne weber kadar zengindir durkheim. aklımda ona dair çok fazla şey kalmamış mesela.
ama her sınav öncesi "dur kayam" geyiği yapardım o ayrı. ha bi de, diş hekimimle intihar mevzusunda adı geçti hep. kontroller beleşe geldi sayesinde. işlevsel amca işte.
durkheim sosyolojinin akademik bir disiplin olarak gelişmesinde önemli bir isimdir.
durkheim'ın endüstri sosyolojisi, toplumsal sapma, yöntem, din ve bilgi sosyolojisi alanlarında yazdığı eserler sosyoloji için yaratıcı olarak kabul edilen temel eserler vermiştir.
durkheim'ın epistomolojisi, toplumu iki ayrı yapıya bölme sonucunu doğurmuştur. sosyoloğun nedensel ilişkiler kurmasını sağlayan, toplumsal evrimin belirleyici faktörü olarak toplumsal ortam ile pasif bir toplumsallaşma süreci olarak tamamlanan öznel durum.
durkheim sosyolojiyi, geleneksel felsefi sorunları, deneyici bir yolla ele alarak açıklağa kavuşturmada kullanılabilecek olan yeni bir bilim olarak görmüştür. durkheim da comte gibi toplum yaşamının, doğal dünyayı inceleyen bilginlerin sahip olduğu aynı nesnellikle incelenmesi gerektiğine inanmıştır.
bir hahamın oğlu olacak 1858'de epinal'de doğdu.ortaöğreniminden sonra ecole normale superieur'ün giriş sınavlarına hazırlanmak üzere,paris'teki louis le grand lisesi'ne girdi.bu okulda jean jaures ile dostluk kurdu.1882'de bordeaux üniversitesi'nde pedagoji ve sosyal bilimler profesörlüğüne getirildi.1902'den sonra sorbonne'da pedagoji kürsü başkanı oldu.1917'de paris'te öldü.
sosyolojiyi bilim haline getirmiştir. onun bir bilim olarak tanınması için, farklılıga, spesifik olmaya ve diğer bilimlerin objesi olmamaya ihtiyacı vardır. aynı zamanda benzerliğe, aynılılığa, diğer bilimlerdeki araştırma ve gözleme metodlarına sahip olmaya ihtiyacı vardır. önce bir fenomen ortaya atılmalıdır. önceki yorumlar reddedilmeli ve bu fenomen sosyolojik çerçeve içinde açıklanmalıdır.
toplumu iki ayrı kategoriye ayırmıştır:
-mekanik toplumda herkes aynı şeyleri yapar ve bir homojenlik vardır. toplumun karakteristik yapısı ilkeldir. herkes hemen hemen aynı şeyleri yaptığı için güçsüz, önemsiz bir işbölümü vardır. kollektif bilinçse güçlüdür.
organik toplumda bireysellik ağır basar. sosyal farklılık ve heterojen bir yapı vardır. toplumun karakteristik yapısı moderndir. güçlü bir işbölümü vardır, kollektif bilinçse zayıftır, uzmanlaşma vardır.
modern hayatın başlıca problemleri, yeni dayanışma formlarının bulunamaması, isole edilmiş olma hissi ve memnuniyetsizlik, anomi (amaçsızlık), intihar ve bireyselleşmedir.
felsefeye ve dine karşı çıkar. ona göre, toplumu açıklayan din değildir. din, toplum tarafından ortaya çıkarılmış, açıklanmaya çalışılan bir olgudur. "tanrı, toplumdur." demiştir.
"la suicide(intihar)-1897" eserinde, bireylerin özgür iradeleri, kendi istekleri, kendi psikolojik güçsüzlükleri sonucunda intihat etmediklerini, onları bu karara iten nedenleri toplumun doğurduğunu açıklamıştır.
türk modernleşmesinin ve ulus- devletin sosyolij temelleri durkheim'dan alınmıştır. toplumu bir organizma olarak tasarlamış ve sınıf catışmalarının gereksiz oldugunu iddia etmiştir. ona göre burjuvazi ve proleterya dayanışma içerisinde bir arada yaşayabilir.