her nedense “emevi kötü, abbasi iyi” gibi bir kanaat var bizde. Sebebi, çoğunlukla din bilgisi eğitiminde böyle bir klişenin çocuk yaşta yerleştirilmesi.
Sebebini pek anlamış değilim. abbasi halifeliği de, aynen emevi halifeliği gibi, islam’ı saraylılaştırma, arap kavimciliğine indirgeme, dini kendi iktidarını meşru ve sürekli kılma amacıyla kullanma çalışmalarını sürdürmüştür.
Zannederim, kerbela vakası nedeniyle ümeyyeoğullarına olan antipati, iktidarın hiç değilse haşimoğullarına geri dönüşünü onamaktadır.
Gel gör ki, türk devletleri ile abbasi halifeliği arasındaki ilişki hiçbir zaman dini bir hiyerarşiyle şekillenmiş değildir. Baştan sona siyasidir. Abbasi halifeliği zayıflamaya, türk devletleri güçlenmeye başladığında abbasi halifesi türk hükümdarlarına bazı namlar vermeyi kabul ederek türk devletleriyle iyi geçinme çabasına girmiş, karşılıklı siyasi bir denge sağlanmıştır.
itikadi açıdan bakarsak türk devleti hükümdarları ve tebaası çoğunlukla hanefi olmakla beraber, abbasi halifeliğinin imam ebu hanife’yi öldürttüğü gerçeğini pek dikkate almamışlar; ebu hanife’nin yine abbasilerce imam-ı azam ve mezhep imamı ilan edilmiş olmasını önemsemişlerdir.
Ne de olsa, imam-ı azam’ın katledildiği dönemde türklerin çoğu müslüman değildir, bu nedenle kendilerini konuda taraf özne görmemişlerdir, denebilir. Gel gör ki, kerbela vuku bulduğunda da türklerin çoğu müslüman değildir ancak kerbela islam tarihinde öyle büyük bir kırılmadır ki, bu vaka türklerin itikadi anlayışında transfer edilmiş travma olarak yerini almıştır.
(Bu noktada şia itikadına yatkın türk boylarıyla ilişkilerde dini bakış açısı, ırki bakış açısının önünde olmuştur. yani karşıtlık üzere bir konumlanma mevcuttur.)
islam tarihindeki bu tür ayrışmalar türklerin dini anlayışını etkilese de temel olarak din anlayışında horasan erenlerinin etkisi, yani tasavvufi bakış çok daha kuvvetli olduğundan türkler abbasileri dini bir makam olarak pek sallamamıştır, diyebiliriz.
emeviler'e alerjisi herkesin olmalı ancak abbasiler için alerjiye hiç gerek yok. türklere ve arap dışı tüm ırklara islamiyete girişleri yolunda sahip çıkmışlardır.
Emeviler ve Abbasiler islamiyetin imparatorluk anlayışı çerçevesinde şekillenmesinin yolunu açmıştır. Aslında resmi din anlayışı bu dönemde güçlenmiştir. Tabii ki bu iki devlet Sünni islam anlayışını benimsemiştir. Abbasiler döneminde kurulmuş ve iran coğrafyasını da kapsayan büvehyioğulları ise Fatımiler gibi Şii islam anlayışı çerçevesinde şekillenmiştir.