lise ve harp okulu eğitimi boyunca "siz geleceğin cumhurbaşkanlarısınız" motivasyonuyla yetiştirilen insanların bu hayallerine ulaşamamaları sonucu ortaya koydukları hezeyandır. bir de muhtemel cumhurbaşkanı görüşlerine karşı olduları bir insan olunca tepki kaçınılmaz olmuştur.
şimdi lise ve harp okulu yıllarında kendilerine cumhurbaşkanlığı vaadedilmesi mevzuuna gelecek olursak. on tane cumhurbaşkanımızdan beş tanesinin sivil, beş tanesinin asker kökenli olması herşeyi açıklamaktadır sanıyorum. bunlardan sivil olanların 3 taneesi 80 sonrası göreve gelmiştir ki özalın bu konudaki çabaları olmasa onlar da belki asker kökenli olucaktır.
hal böyle olunca demokrasinin sigortası olarak gösterilen askerin cumhurbaşkanlığı koltuğu üzerinde hak iddia etmesi kaçınılmaz sondur.
içim bulana bulana tekrar söylüyorum tayyip erdoğan cumhurbaşkanı seçilecektir. kaçınılmazdır. ikibin altı yılında avrupalılığını ıspat çabasındaki türkiye!de ne darbe yapılır ne de cumhurbaşkanlığı seçimi sonucu illegal bir biçimde değiştirilebilir.
işte bu noktada bugün bağırıp çağıran karşı çıkan halka ve medyaya düşen görev şudur; genel secimlerde desteklenecek partiyi doğru tayin etmek. tayyip erdoğan ve olası bir ak parti hükümetinin beraber yapabileceklerini düşünmek bile istemiyor insan.
