Bazen çok güzel sonuçlar doğursa da genel olarak sinir krizlerine neden olan durumdur. Evlat terler dökerek istediği istemediği şeyleri ayıklar ve her şeyi kendi bulabileceği gibi yerleştirerek bavulum artık hazır, ben de hazırlanayım düşüncesiyle giyinmeye başlar. Giyinir, saçlarını yapar, dişlerini fırçalar, sonra odaya bir gelir; kapının aniden açılmasıyla irkilip "ben kötü bir şey yapmadım" bakışı atan anneyi bavulun başında yakalar. Anne yapacağını yapmıştır yine, gider içeri oturur gönül rahatlığıyla. Sabahtan beri annenin, sana şu da çok yakışıyor, şuna bak melekler gibi oldun, diye kakalamaya çalıştığı ama evladın götürmeyi reddettiği şeyleri görür aniden bavulda.
Ağır olmasın diye verilmiş onca eleme uğraşı sonrası bavula sinsi sinsi tıkılmış evladın sevmediği kıyafetler, yırtılmış eski çoraplar, annenin gençliğinde taktığı kemerler, takılar, babanın eski moda kravatları, bol gelen kotlar, ağabeyinin eski pantolonları.. ileride "Allah ım ne çok şeyin var; bu yaz sana hiçbir şey almıyoruz" mesajını verebilmek için donatılmış olağanüstü hal bavulu!... evden çıkıp otogara geçmeye de 10 dk kalmıştır ama mağdur evlat sokrana sokrana * bavulu geri boşaltmak zorunda kalmıştır. Annenin sonradan koyduklarını gardıropta derinlere saklayıp bavulu kapatır tekrardan. Tekrar açılmasın diye de 1 metreden çok uzaklaşmaz bavuldan. Gidene kadar da söylenir: "o bavulu kendisi taşımayacak ya.."
şunu da koy, aa üşürsün sen orada bak bunu da koy diyerek bavulun kapanmamasına dahi yol açacak parazitlenmedir ama n'aparsın karşı da çıkamazsın. anne sevgisi.