milliyetçilik bir hastalık, bir mikrop olduğu için, embesillikle aynı doğrultuda değerlendirilir. hatta şöyle ki; milliyetçiliği savunan kişi, embesil olduğunun farkında bile olmaz. insanların doğarken ırk konusunda seçim yapamadığını da düşünemez. halbuki o kişinin tek suçu, milliyetçiliği savunan şahısla aynı ırktan olmamasıdır. ama bunları sizin kafanız almaz evladım.
kelime anlamlarına bakıldığında biri yaptığı salaklığı savunmaktır; diğeri vatan sevgisidir. kalbinde vatan sevgisi bulunan insana embesil yakıştırması yapmak ise embesillikte çıtayı gözle görülemeyecek seviyeye yükseltmektir.
ve işte o an; yarışmacı kızımız göğsünü kabartarak türkiye! diyor...en popüler yanıt! hobaaaa, bir alkış, bir alkış ki inletiyor mekanı, hatta ayakta alkışlayanlar var.
ne oluyor lan! türkiye'de yayınlanan bir yarışmada kendi adımızı bildik, bravo! seyircilerin, yarışmacıların ve (inanılmaz ama) demet akbağ'ın gözünde bir fer, bir mutluluk pıtırcığı.
ama daha bitmedi, alkış tufanından sonra, son açılmayan yanıtı arıyorlar. yarışmacı kızımız pek istekli de değil ama söylüyor...yunanistan. tatataaam! doğru! hafif bir alkış. demet akbağ kendisinden beklemediğim bir lafa daha imzasını atıyor; "işte biz komşu kadir kıymeti biliriz!"
nasıl yahu? tarihi eser aslında yunanistan'da hiç yok da biz iyilik olsun diye mi söylüyoruz bunu, hadi bir kıyak da bizden olsun, hadi hadiiiie! gibilerinden
arkasında hacivat-karagöz oynatılabilecek kadar incelik ve şeffaflıkta olan farklılıktır. aynı özden beslenirler. ha embesil bilinç, ha milliyetçi bilinç diyerekten ifade edilebilecek farklılıklardır.