Hakkında yazılan entry leri bile okurken gözlerimin dolduğu, boğazımın kuruduğu dizidir. Tekrarı yayınlanmayan, yayınlansa reyting listelerine girebilecek olan yayınlanan bölümlerini heryerde aradığım dizidir. Heheyyt be ne güzel diziydi, Ne kaa güzel anlar yaşatmıştı bizlere... Yayından kaldırılmasında emeği geçen herkesin Allah Belasını Versin diyerek ve bir sigara yakarak dizi müziklerini dinlemeye koyuluyorum...
videoyu izleyince aklıma düşmüştür. özlediğimi anladığım ve ekranlarda eksikliğini hissettiğim dizidir.
bu dizi insanların gülme ihtiyacını da fazlasıyla karşılıyordu, yeri geliyordu ailecek gözümüzden yaşlar akarak izliyorduk. mükemmel bi diziydi evet ama bitti yapacak birşeyimiz yok..
eski bölümlerini yeniden izlemeye başladığım, doyamadığım, son olarak zamansız bitimi ve daha işlenecek birçok konu varken içine edildiğini düşündüğüm dizi.
muhtemelen solda başlık gözükünce "yeniden mi başlıyor" diyerek başlığa yardıranlar olacaktır. zira ben de yapardım.
muhteşem bir dizi ve konusu varken bir dizinin içine nasıl sıçılırı gösteren atv ve yapım ekibinin son haltı!
öyle ki, öyle bir dizi idi ki bu, her bölümü ayrı komedi, ayrı dram.
şebnem sönmez döktürüyordu.
keza berrak tüzünataç.
mustafa rolünü oynayan genç,
ramiz,
namık.
her karakter çok samimiydi,
ilk iki sezon çok sevmiştim.
bitince çok üzüldüm de, 3. sezon zaten izlemiyordum!
ceyda ateş denen felaket bi kadını tutuyordu bünyesinde.
yine de üzülüyor insan.
bir zamanlar selaniğin, manastır'ın türk olması ve oralarda bizim bayrağımızın, bizim insanımızın sözünün geçmesi ne kadar büyük bi onur!
teşekkürler elveda rumeli ekibi.
ve not; bizim tarihimiz de yeteri kadar olay vardır zaten dizi film yapmak için, fazla uzaklarda birşeyler aramayın yok asmalı konaktı, aşk-ı memnu idi.
bu tür diziler yapın yeter!
çünkü tamamen gerçek ve bizdenler!
edit ; yergide senaristler ve atv kastedilmeye çalışıldı.
Memleketteki program zevklerine küfür etmeme neden olan dizi. Evlendirme programları devam eder, saçma sapan aşk dizileri devam eder birbirini tekrar eden isimlerle. Ama kimse ne tarihi film izler, ne tarihi belgesel, ne tarihi dizi. Yok abi yok. insanlara ninni söyleniyor, insanlarda uyuyor.
1) sütçü ramiz'in yaşadığı pürsıçan köyünün manastır'a bağlı kaza merkezi olarak gösterildiği diziydi. gerçekte pürsıçan selanik'in drama sancağına bağlı bir nahiye merkeziydi ve bugünkü adı prosotsani *'dir. mülki amiri de nahiye müdürüydü. Bildiğim kadarıyla tarih boyu bu kasaba Üsküp yolu üzerinde olmadığı gibi, Üsküp ile de idari açıdan hiç alakası olmamıştır. Ama nedense hikâyede zaman zaman Üsküp (Aleks'in Üsküp'ten gelmesi gibi) adı geçiyor. Hâlbuki yakın olan merkez Selanik'tir.
2) Bir kere konu Damdaki Kemancı hikâyesiyle aynı. özneler ve ülkeler değiştirilmiş. Ana karakterin fakir bir sütçü olması, kızlarını zengin biriyle evlendirmek istemeleri. Fakat kızın bir terziyle evlenmesi. imparatorluğa başkaldıran bir genç * ile diğer bir kızın evlenmesi, diğer kızın farklı bir din taşıyan biriyle evlenmesi, ailenin dağılan imparatorluk yüzünden göç etmek zorunda kalması birebir örtüşüyor. Gelelim Namık ya da Tıbbiyeli Mustafa karakterinin karapoşulu haline, o da atv’de geçen yıllarda sona eren Kurşun Yarası diye bir dizi hikâyesinde ortaya çıkan karapoşuluya benziyor. O filmde de düğün basılıyordu mesela.
3) Hikâye ve kasabanın ismi Türk Tarih Kurumu yayınları arasında Ankara'da 1979 tarihinde basılan Tahsin Uzer'in, "Makedonya Eşkıyalık Tarihi ve Son Osmanlı Yönetimi" adlı kitabındaki anılarından alınmış. Çünkü Tahsin Uzer 1897'de Pürsıçan kasabasına 19 yaşında bir nahiye müdürü olarak atanmış. Günümüzde nahiye müdürlüğü kalmadığından senaristler bunu kaymakam diye değiştirmişlerdir herhalde.
4) Bir başka mesele; komitacı komitacıdır, iyisi olmaz. Bulgar'ı kötü, Makedon'u iyi olamaz. Dizide her halde Aleks Makedon diye Makedonlardan hep iyi insanlar diye söz ediliyor. Aman beyler ! Osmanlı Devleti zamanında bölgede yaşayan Türk, Arnavut ve tüm Müslümanların başının belalısı VMRO (iç Makedonya Devrimci Örgütü)'yu *ne çabuk unuttunuz? Tamam diziyi Makedonya'da çektiniz ama onların gönlünü bu kadar da hoş tutmamak lazım.
Bizim dedelerimizi nenelerimizin geçmişini, çektiği acıları ve yaşadıkları sevinçleri anlatan sadece gerçeklerimiz ve tarihimizi gösteren ve EZEL gibi saçma sapan diziler yüzünden biten bence Türk televizyon tarihindeki en harika tv dizisiydi
reytingi düştüğü için bitirilmiş ama bir takım şahisyetler tarafından, komik bir şekilde, bitiş nedeni fenerbahçe ile ilişkilendirilmeye çalışılan dizi. yok efendim dizinin bir bölümünde fenerbahçe ima edilmiş de makedonyalı'lar çok kızmış da. makedonyalıların çoğu gs'lı ya da bjk'lı olurmuş da... hadi lan oradan. makedonyalılar işi gücü, hatta savaşı onca sıkıntıyı bırakıp bunlarla mı uğraşıyorlar? sakın o sizin kendi sığlığınız olmasın. ha bir de istanbul'da büyük oranda arnavut, makedonyalı göçmenlerin yer aldığı bir çevrede yaşayan biri olarak söylüyorum: yok öyle bir şey.
yapım ekibi tarafından bitirilmesi hakkında açıklama yapılmıştır. Açıklamada diziden ayrılan oyuncuların verdiği kan kaybı yeni oyuncularında seyici tarafından beğenilmemesinin reytinglerin düşmesinde büyük bir faktör olduğundan bahsedilmiştir.
Bir diğer sebep olarak ise dizinin ikinci sezonunun 77.bölümünde yani sezon finalinin son bölümünde Sütçü Ramis karakterinin dizide bir futbol kulübünü ima etmesi (bahsedilen kulüp Fenerbahçe) gerek makedonya'da gerekse Türkiye'de diğer kulüp taraftarları tarafından büyük tepki almış. Hatta Makedonya'da defalarca sete ziyaretler olmuş sırf bu konuyu tepki amaçlı. Bunun en büyük sebebi ise makedonya'da yaşayan müslüman nüfusun Galatasaray ve Beşiktaş ağırlıklı olması. Gerek Bjk'nin kurucusu Fuat Balkan'ın Makedonya'lı olması gerekse Galatasaray'ın kurucusu Ali Samiyen'in arnavut kökenli olması ve Galatasarayın Avrupa başarıları bu bölgelerde bu iki takıma olan ilgiyi arttırmıştır. Sırf tepkilerden ötürü yeni sezonda Galatasaray Lisesinden bahsetmişler. Ama iş işten geçmiş.
Gerçektende Makedonyaya giderseniz buna bizzat gözlerininzle şahit olabiirsiniz. Bu fenerbahçe'den bahsedilmesi konusunda ise Tolgahan Sayışman'ın ismi verilmesede senaryoya direkt müdahale ettiğinden bariz bir şekilde bahsedilmiştir.
pornografik görüntüleri yok, insanın mantığı ile dalga geçen bir olağanüstülük yok, ikinci bölümden itibaren monotonlaşma yok, nasıl olsa tuttu diye salak salak uzatmaya çalışılmış bir senaryo yok, yalan yok dolan yok...elbet herkes anlamaz, tutmaz. oysa sıcacık bir insanlık masalı gibiydi. tatlı şiveleri, yurttaşlığın en güzel bilinci, kardeşçe yaşamanın örneği, sevdalar, savaş, komedi ne yok ki. hepsi bir arada efsane dizi. güle güle. elveda suyuna havasına toprağına haset olduğumuzu güzel makedonya, elveda güzel topraklar, elveda rumeli...
finali çok iç burkmuştur. halbuki ne güzel gidiyordu. izlediğim diziler bir bir bitmeye başlıyor. benim zevkim mi kötü olmaya başladı yoksa izleyen mi kalmadı gerçekten merak etmekteyim.
an itibariyle yayınlanan bölümünde "final" diyerek üzülelim mi sevinelim mi şaşırtmış dizidir. gerçekler cidden acı be sözlük. savaş başlatan, aynı topraklarda yaşadığı insanları öldüren herkesin amunakoyim lan. bu ne be sözlük. iki üç baldırıçıplak kişi bir araya geldi mi silahlanalım şunu yapalım bunu özgürleştirelim. alın g*tünüze sokun lan özgürlüğünüzü ibneler sırtınıza binen mi var? kim öğretti lan size bunca kan döküp, öldürüp de iyi bişeyler çıkacağını? arızalı beynini skim lan ben onun. gece gece asap bozmuştur vesselam.
yeni sezonda mustafa'ya aksiyon bulamadıklarından senaristler, bir oradan bir buraya at koşuşturmuşlardı mustafa'ya. neyseki ezel in gelişiyle dizi reyting savaşını kaybetti ve senaristlerinin '' ailenin 2. jenerasyonunu anlatalım bari bu sene de'' planları daha yolun başındayken suya düşmüş oldu.
atv yönetimince final bölümü çekilmeden bitirilmesine karar verilen dizi. efsane olmaya doğru giden diziyi bu hale getiren senaristlere burdan selam ederim.
bu akşam ki bölümünün bir kısmıyla, gerçekten beğenimi kazanmış dizidir.
küçük kız hastadır, adı ratka. babası hristiyan olduğu için, biri gidip papazı çağırır. bir taraftan da sütçü ramiz abdest almakta, dua etmeye hazırlanmaktadır. papaz gelince de dua etmeye başlarlar sırayla, saygıyla.
bunca zaman, bu topraklarda yaşadık kardeşçe; hristiyanı, müslümanı, yahudisi, ermenisi, türkü, kürtü, lazı, çerkezi ve daha nice soydan, dinden yada dinsizlikten olan tüm insanlar. her zaman topraklarımızı bölmek isteyen; içten ve dıştan düşmanlarımız oldu. ama hiç bir zaman başaramadılar. çünkü biz anadolu'nun, aynı toprakların, aynı tabiatın, aynı göğün, aynı denizin, aynı hava ve suyun çocuklarıyız. bundan sonra da böyle olacak, kim ne yaparsa yapsın her zaman daha sıkı kenetleneceğiz.
kadronun gereğinden fazla ve hatalı değiştirilmesiyle hayal kırıklığı yaratıp erken final yapabileceğini düşündüğüm dizidir.Halbuki akıllarda kalabilecek bir dizi olacaktı hedehödö.
ilk iki 2 sezonu izleyip yeni sezonu izlemeyen ben dün bu diziye rastladım izlediğim 5 dakikada tanıdığım iki karakter çıktı kasap cabbar ile karısı bedia sonra zaplayıp geçtim yazık etmişler güzelim diziye.