son bölümüyle** beni, bizi yıkmış, mahvetmiş dizidir. sanki çok yakınımda çok sevdiğim biri ölmüş gibi hissettirmiş, o kadar yakmıştır yüreğimi.
bu bölümden sonra anladım ki iyi oyunculuk çok sakıncalı bir şey. yapmayın eylemeyin, bu kadar iyi oynamayın. olan bize oluyor sonunda. bir kurgu insanı bu kadar etkiler mi? kendime inandıramadım bunun bir kurgu olduğunu. ekrana girip dimitri'yi doğramak geldi içimden.
senarist, yönetmen... kim varsa sesleniyorum: o kombo halinde verdiğiniz türkülerle-şarkılarla beni de öldürdünüz! bu kadar acımasız olunmaz ki. bir de ederlezi'yi çaldırmanız yok mu... nasıl düzelteceksiniz bu ruh halimi, sorarım size! bundan sonra milyon kere jarnana çaldırsanız ne anlamı olacak?
bir 'angi şey istemeyim sizden artık. bu kaa da yapılmaz ki be. bitirin bu diziyi artık, te o kaa!
pornografik görüntüleri yok, insanın mantığı ile dalga geçen bir olağanüstülük yok, ikinci bölümden itibaren monotonlaşma yok, nasıl olsa tuttu diye salak salak uzatmaya çalışılmış bir senaryo yok, yalan yok dolan yok...elbet herkes anlamaz, tutmaz. oysa sıcacık bir insanlık masalı gibiydi. tatlı şiveleri, yurttaşlığın en güzel bilinci, kardeşçe yaşamanın örneği, sevdalar, savaş, komedi ne yok ki. hepsi bir arada efsane dizi. güle güle. elveda suyuna havasına toprağına haset olduğumuzu güzel makedonya, elveda güzel topraklar, elveda rumeli...
ölümün, kaybedilenin acısı tüm bunlara rağmen devam eden hayat, inatla doğan güneş, yemyeşil cayırlar, akan sular bu kadar güzel anlatılabilirdi.çemberimde gül oyadan sonra beni ağlatan tek dizi. tekrar tekrar izlenebilir.
--spoiler--
senin gözlerine dünya sığardı vahidem, sen şimdi buraya mı sığacaksın??
--spoiler--
ilk önceleri, "haha göçmen gibi konuşmaya çalışıyorlar. olmamış. otur sıfır" tarzı düşünceler hasıl olmuştur. lakin zaman geçtikçe dizinin bulgaristan da değil makedonya da geçtiği anlaşılmış "tamam lan oralarda bu şive ile konuşulur" gerçeği beyne dank etmiştir. daha büyük bir keyifle izlenmeye başlanmıştır. dizinin genel havası incelendiğinde, rollerin hakkıyla yerine getirildiği gözlenir.
evde kadın tam bir otorite sahibidir.
genç kızların genel tavırları serttir.
müslüman olmayan kişilerle, müslümanların ilişkileri gerçekcidir. köyde yaşam, gerçek haliyle canlandırılmaktadır.
elbette erdal özyağcılar zirve rollerinden birini oynamaktadır. *
kabadayılığı sert bakmak ve dişlerinin arasından konuşmak sanan kabadayı bozuntularından, işi gücü bırakıp tek becerisi "öküz gibi bakmak" * olan hatunun peşinden koşan çapsız patronlardan, ağalık ve töreye eleştiri getiriyoruz bahanesiyle dibine kadar sömürmekten utanmayan dizilerden fenalık gelmişken, ilgi görmeyi ve beğenilmeyi hakeden dizidir.