Dünyanın en güzel cümlelerinden birini barındıran, en sevdiğim yazar aytmatov'un kitabı.
Tanabay hatırlar eski pişmanlıkları. Sonra der ki kendi kendine;
" demek ki düşünmemek, unutmak demek değilmiş. "
Bazen 1.000 sayfalık kitap okuyorum, bu ayarda tek söz çıkmıyor. Çıkmıyor işte. Dokunmuyor yüreğe. Nasıl ayşe pusat, "gönlüm dolu ah u zar kaldı " cümlesini defalarca okuduysa (bkz: ruh adam)
Ben de bunu okudum defalarca.
" geçti " dediğim 2 aydan sonra bugün yeniden ağladığımda şunu anladım;
Demek ki düşünmemek, unutmak demek değilmiş.
bundan 10 sene onceydi. lise ikinci siniftaydim. cok degerli edebiyat hocamiz turgut nas donem odevi olarak iki tane cengiz aytmatov kitabini okumamizi istemisti. bunun uzerine sehrin disinda bulunan yatili okulumdan bursalilarin bildigi sonmez carsisina yollandim.
kitapcilari geziyordum ancak cok param yoktu. yanlis hatirlamiyorsam bkm kitapcisinin bir alt katinda bulunan bir dukkana daldim. (aslinda kitabevinin adini hatirliyorum da reklam olmasin diye yazmiyorum*) cengiz aytmatov kitaplarini incelemek istedigimi soyledim. mevcut kitaplar arasindan, daha ince olmalari nedeniyle elvede gulsari ve beyaz gemi (bundan pek emin degilim) kitaplarini gozume kestirmistim ancak yine de param bu iki kitabi almaya yetmiyordu.
artik dayanamadim, tezgahtarlari sallamayip dukkan sahibi oldugunu dusundugum amcaya yaklastim. cebimdeki tum parayi cikardim. ki cogunlugu bozuk paraydi.
'ben' dedim. 'bu iki kitabi almak istiyorum. bunlar bizim odevimiz. toplam param bu kadar. hatta icinden yurda donmem icin gereken dolmus parasini da almam lazim. geriye su kadar param kaliyor. olur mu olmaz mi?'
kalan para o zamanin parasiyla 5 kusur ytl gibi bir seydi ki kitaplarin herbirisinin fiyati daha fazlaydi diye hatirliyorum.
adam bir bana bakti, bir de kitaplara. 'tamam' dedi. 'guzel oku kitaplari. ozetini alma arkadaslarindan.*'
yurda dondum. ilk olarak elveda gulsari kitabini okudugumu hatirliyorum. dedigim gibi diger kitabi tam olarak hatirlayamiyorum zaten.
bu kitap aklimda kalmis iste. okurken buyulenmistim.
benim gibi 15 yasinda bir cocuk icin sovyetler birliginin icine girmek, kirgiz kulturunu tanimak, tanabayin idealistligi, karisi ve daha niceleri. her bir detay ufkumu aciyordu, okumaya doyamiyordum.
tabi kitabi alirkenki kriterim olan ucuz dolayisiyla ince olmasi nedeniyle doyamadan bitti kitap. tekrar tekrar okudum.
iste o gun rahmetli cengiz aytmatov ustad ile manen tanistigim gundu. lise boyunca her firsatta gidip diger kitaplarini da almaya calistim elimden geldigince.
bu vesile ile, hem edebiyat hocama hem de o guzel kitapci amcama tesekkurlerimi ve sevgilerimi iletmek isterim buradan. sizler gibi guzel insanlarla donuyor dunya.
cengiz aytmatov'un ne kadar büyük bir yazar olduğunu gösteren kitaptır.
kitap, gülsarı adlı bir atın hikayesini anlatmaktadır.benim gibi at sever insanların bu kitabı okuması sakıncalıdır, nitekim bir at alıp apartmanın girişine bağlamayı düşünüyorum. Ayrıca, burak reyisin at sevgisi de gülsarı'dan gelmektedir diye düşünüyorum.
cengiz aytmatov'un komünizm rüzgarında savrulan yaşamları en iyi şekilde kaleme aldığı, yer yer duygulandıran, insanda özlem ve hasret uyandıran eseri. kitabı okuyunca atları ayrı bir sever, sefaleti yarı bir anlarsınız.
bundan yıllar evvel okuduğum cengiz aytmatov romanıdır. ağır dram içerir gençliğin bitip yaşlılığın çökmesi, güzel günlere özlem gibi motifler içerir, baya baya bir atın yaşam hikayesidir bu yönüyle kırgız yaşamında atın değerini bizlere göstermiştir.
her zaman yaşanan gençlik sırasında yaşlı insanlara '' bunlar bu şekilde nasıl yaşamış '' gözüyle bakıldığının değişmediğini gösteren bir baş yapıt . Emek vererek gözünüz gibi baktığınız bir şeyin eriyip gidişine üzülmek ama bir şey yapamamak . Sizin için çok önemli olan bir şeyin başkası için sıradan olması ve sıradanmış gibi muamele görmesi .
Spoiler
Tanabay gülsarı ile beraber özgürlüğü tatmış onunla beraber hayatının aynı döneminde ( kendisi dağlarda - çayırlarda ; gülsarı - kasaba da ) köle gibi çalışmış ve kaderin cilvesi onunla beraber hayatının sonlarını geçirmiştir. işini düzgün yapanların hayatının sonunda istediğini elde edememiş olmasının sorgulanmasıdır . Gençliğinde işe yaramaz , kafası çalışmayan ihtiyarlar olarak gördüğü kişilerden bayrağı almıştır . Artık kendisi hor görülmekte ve huysuz ihtiyar diye anılmaktadır .
Spoiler
açıkçası gerek ''gün olur asra bedel '' gerekse ''elveda gülsarı'' okunmayı hak ediyor . ama genç iken okumak daha yararlı olacaktır. Yaşlı iken zaten bu romanlardaki çoğu duyguyu yaşamış olacaksınız .
Cengiz aytmatov herbiri başyapıt olan kitaplarıyla çok büyük bir yazar. Bu kitabı da çok sevdim ama gün olur asra bedel ve toprak ana nın yerini tutamaz.
--spoiler--
Tanabay komünist parti üyesidir. Savaştan dönünce kolhoz ona at yetiştirme görevini verir ve gülsarı ile böyle tanışırlar. Kitap boyunca aytmatov Doğuştan eşsiz bir at olan gülsarı ile tanabayın hayatlarının nasıl yavaş yavaş kötüleştiğini anlatır. Bunu yaparken de Tanabayın ağzından komünizm eleştirileri yapar.
--spoiler--
Şunu anladım ki bütün davalar ilkbaşta o işe onurlarını, hayatlarını adayan çalışkan insanların omuzlarında yükselir. Ama zamanla insanlar bozulur, dava unutulur ve herkes çıkarının peşine düşer. Üstelik artık o davaya hayatını adayanlar istenmeyen eski neferler olmuşlardır.