allah biliyo ya, bugün hep bunu düşledim... en mutlu günü hangisi diye bi soru sorulsa, işte cevabı onun evimize teşrif ettiği gün olurdu.
hayal bu ya işte şu yağmurlu günde gecenin şu yarısı gezmeye gideceği sırada arabası o sarı eski lambalı sokağımızın ortasında bizim evimizin önüde bozulsa. evimize teşrif etse bu nedenle yollar sağanak yağmur içinde olsa yollar kapalı olsa köprülerin altını sular bassa gitmesi imkansız olsa. zaruriyetten geceyi bizim evimizde geçirse. babam arabasını yapmak için dışarı çıksa bende gidip neler olduğuna baksam biz arabayı yapana kadar annem eve buyur etse.
salona tekli koltuklardan birine otursa ben mantosunu alsam assam benim odama. babam gelse içeri bu gece konuğumuz ol arabanı yarın hava düzelince bakarız hem dışarısı çok kötü fırtınaya dönüyor dese. o da peki amcacığım dese. annem sofyayı kursa hemen, hep beraber yemeğimiz yerken ona su doldursam, tuzunu uzatsam o ise zarafet gereği teşekkür ederken tebessümle bana gülümseyerek baksa.
annem çayı demlese al kızım buyur iç sıcak sıcak diye uzatsa bardağını. ben şekerini tutsam çayını karıştırıken şekerliği alıp masaya koysam, babam evlilik programlarından birini açsa o azize ile zamane evlilikleri hakkında konuşup analizler yapsa, o gözlerime bakarak içimi gıdıklasa. gözüne girmek için odamdan bi kitap getirip yalandan azcık bakınsam ne okuyorsun arsiz ? diye sorsa buyrun bakın diye uzatsam, göz gezdirip hımm... diye kafa sallasa azcık edebi sohbet edip akşamı neşe ile sonlandırsak.
sonra odamdaki çarşafları değiştirsem benim eşofmanlardan birini versem kendi evindeymiş gibi rahat etmesi için yatağımı verip allah rahatlık versin deyip ışıkları söndürüp salondaki kanepeye gidip onu hayal etsem sabaha kadar. off içim bi hoş oldu vallahi. inşallah allahım o kadin' ı bana nasip müyesser eyler kalinka'mı...
hülasa bebeğim insanın yüzünde tarık akan tebessümü.