Hayatımda yalnız iki kez (biri çocukken anneannemin mahallesindeki pazardan bana aldığı, biri de bu yıl denk gelip kendim aldığım) camı andıran bir şekerle kaplı saplı elma ve canlı kırmızılık. Haliyle de anneannem geliyor aklıma.
Yurdum kafa insanlarının besteleyip güftelemiş olduğu:
sensin benim elma şekerim
seni çaprazlama sikerim
vermezsen tecavüz ederim
elma şekeriim
şeklinde başlayıp son derece ayar devam eden eseri. Ezgiside güzeldir am(la minor) / e / f / e diye döneleyen bir akor düzeni vardır.
bir fıkra gelir benim aklıma.
bir gün elmayla elma şekeri karşılaşmıştır. elma, elma şekerine imrenerek bakmış ve demiştir ki : "senin kıyafetlerin ne kadar güzel! " elma şekerinin ise buna karşılığı bu olmuş : "evet, ben hep en kaliteli yerlerden giyinirim, en iyi şeyleri kullanırım. kalitesiz şeyler hiç bana göre değildir." elmanın ise buna cevabı gayet güzel ve nettir:
"giren kazıktan belli oluyor"
Çocukken kırmızıya olan düşkünlük. Ağlayıp yakarıp aldırılan kırmızı elma şekeri ve akabininde yanakların burnun ağzın kıpkırmızı ve yapış yapış olması ve o suratta kalan bir tebessüm.
demet sağıroğlu'nun arnavut kaldırımı şarkısı geliyor aklıma.
şayet doğru hatırlıyorsam klibinde sarışın mı sarışın, mavi mi mavi gözlü 5 yaşlarında bir çocuk oynamıştı. klibin ilerleyen bölümlerinde demet sağıroğlu sevgilisiyle beraber bir dükkana girip şekeri alıyor ve dükkanın kapısında bekleyen çocuğa verip sevgilisinin elindeki şekeri kapıyor. çok şirin bir sahne. sarışın çocuk ile elma şekerini yiyen çocuk aynı kişi bu arada belirteyim dedim. sizinde kafanız karıştı mı, benimki öyle oldu da biraz. neyse... dün seni gördüm rüyamdaaa , arnavut kaldırımlı taş sokaktaa..
Mahallemize gelen roman bir elma şeker satıcısının ne idüğü belirsiz elma ve marmelatlarla imalatını ve satışını yaptığı, ufakken ilgimizi çeken unutulmaz şeker.