elma dersem çık armut dersem çıkma! bu kural üstüne adını armut koyan biri anla ki çıkmayacaktır. sen inatla elma dersin. elma bakarsın elma konuşursun elma yersin. yeri gelir elma olursun. ama o kendine armut der. sana dağ taş elma olsa ne fayda, o armut olduktan sonra...
yıllar geçer... madde ve ruh arasında bir yerde saklanmak zorunda kalır insan. her zaman bir tereddüt içerindedir. maddeye sarılsa vicdanı hor görür onu, ruha koşsa aklı çeker gemini dur der yavaş ol. bıkmıştır insan kaybolmak ister artık bir yerlerde uçurumdan mı atlasa daha iyi yoksa bir ağacın kavuğuna mı sığınsa bilmez ama illa ki bir yerelere birilerine havaya ya da suyu zamana veya mekana karanlığı ya da aydınlığa gizlenir. yok olmuştur artık insan. caddeler boş sokaklar boş birileri var kalabalıklar halinde ileryen ama insan kayıp. o nerede. ey insan! elma dersem çık armut dersem çıkma.. elma?!
çocukken oynanan saklambaç oyununda , bir çocuğun saklananlara elma dersem çık , armut dersem çıkma diye bağırdığı ,saklanan çocuğun ise bir elma bir armut bağırtısı karşısında çıksam mı çıkmasam mı diye tereddüte düştüğü bir oyun tekerlemesidir.
saklambaç oynayan gençlerin birbirine verdiği ölüm kalım değeri taşıyan direktif.simgebilimi küçük yaşta gözümüze gözümüze sokar aynı zamanda.elmayı özgürlük, armutu ise mahkumluk ile bütünleştirip bize sunar.
çocukluk kodlarından biridir ve saklambaç oyununa özgüdür. bunun birde çanak çömlek patladı versiyonu vardır, o da yanlış kişiyi sobeleyen ebeye ayar niteliği taşır *.
çocukken söylenen salak sözlerden biridir. kendini zeki sanarsın bağırırsın "elma" diye sonra arkadaşın bağırır " o ne demek oluyo diye" böyle salak bir şeydir.
çocuklar arasında oluşturulmuş ortak dilin en nadide örneklerindendir.
ayrıca elma, elma olalı kendisine bi yasak meyve tanımıyla bu kadar yüklenildi bir de "çık" la..
