temizlik manyağı kadındır. evin dört bir yanını çamasır suyuyla temizler. artık bağışıklık bile kazanmıştır o kokuya onu etkilemez.
(bkz: ölsün mikroplar)
öğrenci evinde oturup temizliği elden bırakmayan kız da olabilir, ev işlerini annesiyle paylaşan kız da. Yıllar önce dolmuşla okula giderken, kampüse çok yakın olan ve öğrenci evlerinin yoğun olduğu bölgede * bir kız binip yanıma oturmuştu, öğle saatlei olduğundan kızın temizliği bitirip dersine gittiğini kurmuş, kendi kendime "helal olsun, hem evin işini ihmal etmiyor hem de derse deftere yetişiyor" die kızı takdir etmiştim.
çoğunlukla hijyen manyağı olan kadınlardır. durmadan çamaşır suyu ile bir yerleri dezenfekte etme çabası içindedirler. oysa çoğunlukla o iğrenç kokan çamaşır suyuna gerek bile yoktur.
aslında tam anlatmak istediğim durum bu başlıkta tanımlanmamış lakin olsun. böyle kofti bir konu için yeniden başlık açıp sözlükte kirlilik yaratmayacağım sevgili okur. benim asıl bahsetmek istediğim çamaşır suyuyla haşır neşir olduktan sonra ellerden geçmek bilmeyen kokusu. evet, böyle bir durum ne yazık ki vardır ve insanı temizlikten soğutur. çamaşır suyunu ota, b.ka kullanan annelerin yetiştirdiği bir nesiliz biz! çamaşır suyu dökmediğinde temizlenmemiş gibi geliyor ne yazık ki. sonrasıysa ayrı bir işkence. bir yanda gerçek temizlik yapmanın haklı gururu, diğer yanda ne yapılsa da kokusunun ellerden geçmemesi. kremler, kolonyalar. geçmediği gibi daha iğrenç ve karışık bir koku haline geliyor ellerdeki. nahoş!
çamaşır suyu olmadan etrafın temiz olmadığını düşünen kadındır. benimdir. ama artık çeşitli önlemlerle o çamaşır suyu kokusuna elleri maruz bırakmamak mümkündür.
otobüste giderken sık sık karşılaştığım kadın çeşididir. özellikle sarıyer, tarabya yönüne giden otobüslerin hemen hemen hepsinde sabah saatlerinde hissedersiniz bu kokuyu. önce bu koku nereden geliyor deyip sinirlenirsiniz, sonra elleri yıpranmış, temizliğe giden bir kadın olduğunu görür, usulca susarsınız.