ellere sinmiş çamaşır suyu kokusu

entry15 galeri0
    1.
  1. 2.
  2. ne iğrençtir o koku.. ve ne yaparsan yap geçmez.
    0 ...
  3. 3.
  4. meniye de benzer biraz. çok kibarım lan.
    3 ...
  5. 4.
  6. anne elinin kokusunu hatırlatır kimi zaman, insana büyüdüğünü hissettirir.
    3 ...
  7. 5.
  8. o nasıl bir kokudur ki, çok sevdiğim annemin bile uzağında bırakır beni.
    0 ...
  9. 6.
  10. titiz ev kadınına ait kokudur.
    0 ...
  11. 7.
  12. buna bir de kıyafetlere sinmiş kızartma yağı kokusu eşlik ediyorsa adamı balkondan atlatır.
    1 ...
  13. 8.
  14. toprakla oynayarak geçen kokudur. toprakla oynamak ne lan?
    1 ...
  15. 9.
  16. günümüz teknolojisinde hiçbir el kremi geçiremez bu kokuyu.
    1 ...
  17. 10.
  18. hafta içi 16-18 saatleri arası göztepe'den ya da erenköy den trene bindiğinizde

    temizlik işlerine giden ablaların teyzelerin ellerinden çıkan kokudur.

    tamam çalışmak kutsal birşey de 2 tl verip eldiven kullansalar daha iyi olur.
    1 ...
  19. 11.
  20. nedense bu kokuyu seven insanlarda vardır temiz olduğu kesin olduğu için olabilir.
    0 ...
  21. 12.
  22. bir zaman sonra ayak kokusuna benzemektedir.
    0 ...
  23. 13.
  24. --spoiler--
    temizliği anlatan ama pis bir kokudur. her burna gelişinde geçmişe dair anıları çağrıştırır. henüz süpersonik leke çıkarıcaları, domestos gibi ıvır zıvırlar piyasada yokken hepimizin evinin mucizevi çamaşır suyuyla temizlendiği günlerdi. annemizin eli biraz da titizlik hastalığından mütevellit çamaşır suyu kokardı akşama kadar. bizler sokakta büyüyen şanslı çocuklar olarak kir pas içinde eve girdiğimizde burnumuza dolan bu koku pisliğimizi bize hatırlatırdı. işaret parmağını doğrultup 'doooğğruu banyoya!' diye seslenirken annemiz yayılırdı sıcak ellerinden bu koku.

    sonra büyüdük zamanla, hastalık, ölüm gibi kavramlarla tanıştığımız dönemlerdi. en sevdiğimizin bir hastane odasında yaşama dönmeyi beklediği o en acı dolu anda hastanelerin zemininden yayılan çamaşır suyu kokusuydu bu defa içimizi yakan. o sıcak ellerden değil soğuk hastane koridorlarından ciğerlerimize dolan...

    biraz daha büyüyüp okumak, adam olmak derdine düştüğümüzde, 'ben kendi ayaklarım üstünde' durabilirim demek için yaz tatillerinde çalışma hevesi sarmıştı, ağzımızın payını da almıştık gerçi. işte o günlerde iş yerlerinin soğuk yemekhanelerinden birinde çalışan bir teyze vardı. mutfağın temizlik işlerine bakan. yüzünde derin çizgilerle, ayakta duracak hali bile olmayan babanelerimiz yaşında ama inadına ayakta duran ve gülümseyen.. masamızı silerdi biz yemek yemeden önce, burnumuza gelirdi çamaşır suyu kokusu. emek kokusu, yaşam kokusu gibiydi..

    biraz daha büyüyüp bir yalnız bavulla çıktığımız 'eğitim' yolculuğunda yüzlerce insanla paylaşılan 'yurtlar' çıktı karşımıza. soğuk demir dolaplar, uzun koridorlar, ortak banyo ve tuvaletlerden yayılan hep aynı koku. çamaşır suyuna karışmış yalnızlıktı...

    sonra yalnız yaşayabileceğimiz bir evimiz olduğunda bakkal amcadan aldığımız en ucuz temizleyici çamaşır suyuyla temizlemeye başladık bizde kirlerimizi. annelerimize kızsak ta demek ki alışmıştık buna. şimdi çamaşır suyu kokmuyor kimsenin eli ama pişmanız belki de. bütün kirler onunla çıksaydı da hep o kesif koku yayılsaydı burnumuza. hepimizin elleri kirli oysa, ne çok da ihtiyacımız vardı.

    işte böyle hayata dair iç burkan bir detaydır ellere sinmiş çamaşır suyu kokusu. bir kimyasal madde için bunları yazdırtacak kadar çok acıtmış içimizi...
    --spoiler--
    6 ...
  25. 14.
  26. neyle yıkarsan yıka uzun süre geçmeyen kokudur. nefret ettirir.
    0 ...
  27. 15.
  28. sanki biraz sperme mi benziyo ne.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük