Geçtiğimiz perşembe gecesinden bu yana ülkemizin gündemindeki birinci madde 'Asmalı Konak' filmi. Oscar törenlerini aratmayan muhteşem gala, omuz ya da göğüs dekoltelerinin cesaretiyle göz kamaştıran hanımefendiler, özel kumaşlardan yapılma siyah takımlarının içindeki vakur beyefendiler, konserve kutusu gibi bir yere sıkıştırılmış ve salkım saçak sarkarak her gelene yalvaran medya mensupları, kapışılan biletler, kapalı gişeler, gözü yaşlı izleyiciler, canı New York'ta film çekmek isteyen 'Colaturka' yönetmenler, bol entrikalı petrolcü Amerikan ailelerini konu alan Hollywood dizilerinden apartılma bir hikâye ve ıkına sıkına çıkarılan zorlama bir sinema filmi... Sanat sayfalarından çok magazin köşelerini kapladığına göre, ortada sinema sanatından çok, bir sirk atmosferi yaşanıyor.
Dizinin sadık izleyicisi olduğu anlaşılan, yaşını başını almış duayen köşe yazarları bile diziyi izlemeden yazılar yazmaya cüret eden başka yazarlara bozuluyor ve onları üstüne vazife olmayan konulara girmekle suçluyor. Sonuçta, ortaya çıkan filmin kendisinden çok daha başarılı bir senaryo ile çok daha inandırıcı karakterler gerçek hayatta rollerini yapıyorlar ve karşılığında cillop gibi bir ticari başarı elde ediliyor. Ne diyelim, Allah artırsın.
Bizim ülkemizin gündemi 'Asmalı Konak'ta takılıp kalmışken çok uzaklarda bir başka ülkede ise çok daha farklı bir gündem oluşuyor. ilk kez uzaya gönderilecek olan Çinli uzay adamlarına bir isim aranıyor. Amerikalıların astronotları, Rusların kozmonotları gibi. Sonunda Çinli uzay adamına, Çince gökyüzü kelimesinden türetilen Taikonot adı veriliyor. işte koskocaman bir kıtanın iki ucunda iki ülke ve iki ayrı gündem. ilk uzay çalışmalarının başladığı yıllardan bu yana söylenen ve Türkiye'nin belki de en uzun ömürlü ve hiç modası geçmeyen tek sloganı olan 'Eller aya biz yaya' bir kez daha teyit edilmiş oluyor.
Ve şimdi de yazının fantezi bölümü... Galaları, şamdanları bir gün geride bırakırsak ve yolumuz uzaya düşerse Çinlilerin karşılaştığı sorunu biz de yaşayacağız. Ne?.. Türk uzay adamlarına isim bulma sorunsalı... Bu konuda somut bir önerim yok, ama aklımda uçuşan bazı düşünceler var... Örneğin, bir kadının başına gelebilecek en güzel şey olan Seymen Ağa'dan yararlanılabilir. Türk uzay adamlarına, onun gibi hem romantik, hem maço, hem kültürlü hem de kara kaşlı olsunlar diye 'Seymenot' adı verilebilir... Uzay çalışmalarımız başladığında tabii ki kadrolaşma, arpalıklar, ödenekler, krediler, yolsuzluklar gibi olmazsa olmaz durumlar ortaya çıkacağı için uzay adamımız için 'Hortumanot' adı da düşünülebilir... Atmosfer dışında, uzay gemisinin penceresinden mavi gezegenimize bakan bir Türk uzay adamı en çok ne yapmak ister?.. Tabii ki rakı içmek ister. 'Rakınot' adını da yabana atmamak gerekir. Hiç isim türetemezsek var olanlardan birini de koyabiliriz. Örneğin 'Antrikot'... Zengin de gösterir hem...
