ELiTLiK KAVRAMI NEDiR? BOK YEMENiN iNGiLiZCESi DEĞiLDiR ELBETTE.
ECNEBiNiN BEYAZ KÖYLÜSÜ VE ALT SINIFI sunu bunu dinler.
zenci tebası ise rab mep falan dinler.
peki elitlik nedir?
elitlik cnbce dizileri seyretmek değildir.
ne yazık ki bazı aklı evveller elitliği bu olduğunu zannediyorlar.
yahut nebileyim sekerli suya biraz kahve boca edilip üzerine kahve dö esseğin çükü denip onu içmeyi zannediyorlar.
elitlik nedir?
elitlik tüketim alışkanlığı ile gelmeyen olgulardir.
elitlik bir mozart'tan, bir wagner'den, bir caykovski'den anlayabilmektir.
toltsoy'dan, kazancakis'ten steinbeck'ten, graham greene'den, martialis'ten, cicero'dan anlayabilmektir.
en azından bu ve bunun gibi şeylerden bahsedildiği vakit öküzün trene baktığı gibi bakmamaktır.
yoksa sikindirik bir taksim büfesinden biralı su üzerine ıslak hamburger denilen deve hamurunu yutmak değildir.
herkes onu tüketiyor, herkes onu yiyor diyip herkes onu dinliyor diyip ayila bayıla kazıklanmak hiç değildir.
elitlik kavramını size anlatmayacağım ama onu cnbce dizlerinde bulamazsınız amigolar.
ancak ve ancak zübüklük bulursunuz.
imdi gelelim bazı seylere.
türkiye cumhuriyeti ferdleri diş dünyayı merak etmiyorlar. merak etedikleri için dış dünyada onları merak etmiyor. sonsuza kadar yaşayacaklarını zannediyorlar afur pofurlarınmalarından başka şeyleri yok.
bu zımbırtı durum oldukları için insanlığın ortak bahçelerine katkıları en fazla havagazıdır.
havagazı ucucudur. eh kelimeleri okuyacak ama anlayacak kapasiteleride minumum oldugundan dolayı bok içinde badem kadını olmaktan başka secenekleri yok.
altı üstü ortadoğu ülkesiyiz ama bunu değiştirmek kimsenin işine gelmiyor nedense.
çünkü en kolay şey bu.
dış cila pırıl pırıl ama cilayı tırnakla kazı klasik hazımsızlık ve göt görmediklik gırla.
baki kalan zübükler ve zübükcüklerden başka birşey yok.
anlatılmaz yaşanır. nasıl mı? mesela şu anda pink floyd dinliyorum. hem de comfortably numb. hemi de pulse konserindeki kaydı. düşünün bendeki bohemliği, elitliği. sizinle aynı çatı altında yazmam bile sizin için büyük bir lütuf. eheh...
yabancı müzikten kasıt nedir? bir kategori mi bu? sanat müziği, halk müziği, pop müzik, rock müzik, alternatif bıdı bıdı, rap gibi türlerin yanında bir de "yabancı müzik" diye bir tür mü var? şu önermeden kasıt, 50 cent dinleyip elit olmak mı? ahah! sokayım öyle elitliğe afedersin. yabancı müzik diye bir tanımlama var mı allasen? nerede müziğin evrenselliği? sırf yabancı bir dilde olduğu için farklı mı oluyor? örneğin farsça müzik dinleyince elit mi oluyorsun? kafan mı karıştı?
bak güzel kardeşim, ben neden "yabancı müzik" değil de heavy metal, death metal, thrash metal, new age, psychedelic dinlediğimi sana açıklayayım bir çırpıda. türkçe ile bunları yapan yok! bir pentagram var, onu da siz beğenmiyorsunuz şeytan icadı diye! şeytan bunun neresinde arkadaş? bir ara da yavuz çetin vardı, gitti o da uğursuz yaşta. *
bak dostum, türkiye'de bir adam kalksın, idam mahkumunun hislerini, beni titrete titrete bana hissettirsin onu da dinlerim emin ol, ya da hapisteki adamın. aldirma gonul gibi şarkı yaptılar da biz mi dinlemedik yahu? türkiye'de uzak tuzak yasak üçlemesiyle bin tane şarkı yaptılar be insaf artık. bütün şarkılar mı aşktan, ayrılıktan, "nası taktım boynuzu haşırt"tan mı bahseder arkadaş? yok mu başka bahsedecek şey? allah aşkına kimse bana nil karaibrahimgil, bengü, serdar ortaç gibilerini göstermesin nolur. savaştan, yıkımdan, politik oyunlardan bi cem karaca mı bahsedecekti? veliahtı dedikleri barış akarsu bile onun parçalarını okumaktan başka bir şey yapmadı, kimse kusura bakmasın.
sorun şu ki; bir çok alanda olduğu gibi, müzik alanında da üretkenliğimiz dipte. bu, yıllardan beri olan bir şey. 80 ve 90'lı yıllar, türk "popüler" müziği için altın yıllardı bana kalırsa. ve volkan, çiler gibi zevzekleri saymazsak, genelde piyasaya çıkan herkes, adam gibi bir iş çıkarmaya çalışıyordu. ne zaman ki nostalji furyası başladı, o zaman herkes kolaycılığa kaçıp yeni bir şey üretmekten vazgeçti. eskileri tekrar ısıtıp ısıtıp yeni yorumlarla önümüze koydular. zaten uzun süren bu muhabbete herkes alışınca üretmeyi de unuttuk.
türk metal müzik piyasası için ise durum aynı değil, çünkü ülkede yeni yeni yer altından çıkan bir piyasa bu. ve gelişmesi için önü açık, çünkü referans alacak sürüyle örnek var önlerinde. sağda solda gayet parlak amatör gruplar var ve gelecek vaadediyorlar. tabi sevene, dinleyene hitap ediyor.
ayrıca, yabancı müzik dinlemek için illa ki ingilizce, fransızca almanca bilmek gerekmiyor. bunun en somut örneği rammstein. rammstein dinleyen kaç kişi almanca biliyor? herkes vokalin tonuna ve müziğe hasta. sırf bu grup için almanca öğrenenler bile var, o ayrı bir konu zaten.
ilk zamanlarda, yabancı pop dinleyip kasılanlar vardı, türkçe'den farklı olduğu için. evet. ama bu, bütün yabancı dilde müzik dinleyenlerin elitizm kasıntısı olduğunu göstermez. kasıntı yapanlar çoğunlukta da olabilir, ama bunu genele yaymak saçmadır, dahası müziği yapanlara hakarettir.
en basit şekilde yabancı müzikler üzerindeki uğraşın-yaparken kullanılan fikrin/zamanın ve yabancı müziklerdeki doyuruculuğun yerli müziğimizdekilerle kıyaslanamamasından kaynaklı olan hadisedir. gitar sololarını bile kıyaslasan görebilirsin kalite farkını.
arkadaş, illa ayarı sokturacaksınız...
tanım yapıp geçelim: türkücü, yalıncı insanların kendi yarattıkları, ezik bir düşüncedir.
hiçkimse "yerli müzik dinleyenler şöyledir böyledir." demiyor. yerli müzik deyince; bülent ortaçgil var, bazılarının bayıldığı yalın var. yeni türkü var, içinde kemençe ve "hayde bree" geçiyor diye ayıla bayıla dinlediğiniz karadeniz türküleri var. sertab erener var, adı sanı duyulmamış kral tv popçuları var.
bir de bakıyorum, şarkılarında en fazla 4 akor kullanan, her şarkısı birbirinin benzeri olan yalın'a "süper müzik yapıyor, yaptığı müzik şarkı sözlerinden bile güzel" diyen müzik cahilleri, pink floyd'a bok atmaya çalışıyor.
lafı nerenizden anlıyorsunuz ulan?!
her yabancı müzik çaldığında "yabancı müzik yhaaa, üniversite mezunu olmama rağmen ingilizce bilmiyorum ben, çok halktanım, çok türkücüyüm." diyen şahsiyetler, elbette ki kaliteli müziği anlamaya müsait değil, yeniliklere açık değil.
bir de, ingilice bilmiyorum diye yabancı müzik dinlemeyen andavallar var ya...
bak cahil: müzik evrenseldir lafını hiç duydun mu göt bebeğim? ben de yalın'ın dediklerini anlamıyorum, sözcükleri birbirine karıştırıyor belki? madem müzik senin için daha önemli, hangi dilde söylendiğine ne bakıyorsun?
"yok efenim kendi kültürüm hede hödö." ulan! senin kendi kültürün mü kalmış t.rrak? o yalın gitarla çalınıyor, gitar türk kültüründe yok. e ne bok yiyecen şimdi?
götten sallamamak lazım.
müzik zevki insanın kalitesini gösterir. misal; yalın veya ismail yk dinleyen bir adamla, deep purple dinleyen adamı nasıl bir tutabilirsin a be sikim+sonik?
yabancı müzik dinleyenlerin kendilerini elit zannettiklerini düşünen dümbükler, kendi beyinlerini kapamış, yeniliklere kapalı, sadece kendi düşüncesinin doğru olduğunu savunan, gerçekleri duymak istemeyen tiplerdir.
ben, yerli müzikten çok yabancı müzik dinliyorum. neden mi? kalite ulan kalite! 2 ay dinlenip sonra unutulacak şarkıları sevmiyorum demek ki! ama hiçbir zaman da, "ben led zeppelin dinliyorum, ebenizin cinsel organını otobüse çevirir, s.ke s.ke terminal yaparım" demedim. bülent ortaçgil dinleyene de saygım var. ama ismail yk'cılar aynısını beklemesin benden.
her yabancı müziğe de kaliteli demiyorum. bunun janis joplin'i var, britney spears'ı var. hepsi bir mi g.t lalesi?!
yalın'a da çok yüklenmişim. kendisi sadece bir simge. ha tabii, yine de yaptığı müzik..öhö öhö, müzik mi?! yaptığı şey gözümde ismail yk'dan bile düşüktür.
ingilizce bilmemesiyle övünen arkadaşlara gelsin bu entry'm. "hede hödö şirkette bi amcaoğlu vardı, onu arayayım bari" diye düşünürken beni hatırlayın.