tek başına romantizm budur. şehrin hiç görmediğin güzelliğini görürsün, ruhunun hiç farketmediğini dinginliğine hayran kalırsın. zaman yavaşlar, aklın durulur, için ürperir. hava soğuk değilse de bi üşüme gelir.
ve sonra.. bu saatte çay mı içilir mal, uykun kaçar.
karşında deniz, kulağında sezen aksudan kurşuni renkler, elinde bir kupa bitki çayın, hafiften soğumaya başlayan hava şehrin tüm ışıltısı, uzaklarda bir yerlerde ama çok uzaklarda yerini artık bilemediğin belli belirsiz hatıralar, herşeyden habersiz bir kaç çatı ötende uyuyan insanlar.
tek tük ışıkları görüp yalnız olmadığınızı hissedersiniz. arada sokaktan geçen sarhoşları dinler eski günleri canlandırırsınız o masumlaşan zihninizde. tabi bu olay için sigarada şarttır çakmak sesi bütün sessizliği bozar. kırık balkon demirlerinede çok bakmamak gerekir insanı intihara sürükler.
(bkz: bir sigara daha)