allah'ın armududur*. lan sen kimsin bi kere? dün boktun bugün koktun. bir de elinde su şişesiyle yürüyorsun. yani sen nası bir görgüsüzsün ki bir dikişte bir şişe suyu bitiremiyorsun? bir de kalanını sonra içmek üzere yanında taşıyorsun. yani mahallede çocukları görüyor "anaaa su şişesi var lan elinde adamın. kesin şirketi vardır bu puştun." diyorlar. böyle görgüsüzlüğe mahal verme. suyundan bi yudum iç, kalanını at, 15 dakika sonra yeniden para ver, bir şişe daha al. aynı işlemi ona da yap. görgülü olursun o zaman.
sonradan görmelikle alakası olmayan normal insandır. hava sıcaklığı arttığında kaybedilen sıvı miktarı çoğaldığı ve metabolizmanın devemlılığı içöin kaybedilenin yerine konması zorunluluğundan kaynaklı su içme ihtiyacı da artar. normal şartlarda bir insanın bir defada
içebileceği su miktarı 200-300 ml dir. bardaklarda bu ölçüye göre yapılmış nesnelerdir. sağda solda her köşe başında bakkalda markette büfede satılan en küçük su şişesi boyutu ise 500 ml. dir aldın suyu bitiredin, at kurtul hemen ondan yoksa pvc şişenin elindeki varlığını bile lüks olarak nitelendirip görgüsüz yaftası yapıştırabilecek bir insan var aramızda, dolaşıyor.
eskişehirde iseniz bu durum yaz aylarında sıkça başınıza gelebilir. sokaklarda çöp konteynırı kıtlığı olduğu için şişeyi yere atmayacak kadar da görgülüyseniz bir çöp kutusu bulana kadar elinizde gezdirirsiniz.
yazın çokça su kaybettiği için sık sık susayan ve su ihtiyacını her istediğinde anında gidermek isteyen insandır. sonradan görmelik sıfatıyla su şişesi taşımak arasındaki ilgi ise çözülebilmiş değildir.