ne illet bir kelimeymiş be okur su şişesi diye söylemek. hadi hep beraber bağırarak su şişeşi deyin (interaktifliğine kurban olsunlar)
tanım: özellikle yaz aylarında, ellerine yapışmış gibi, her ortamda elinde 0.5 litrelik şişelerle dolaşan tiplere halk
elinde su sisesiyle dolasan sonradan gorme insan deriz..
sanki kutsal kitap varmışçasına ellerinde büyük bir saygıyla taşırlar o şişeyi atmaya kıyamazlar.
size bir şey soracağım sayın okur. her 500 metrede bir su satan yer yok mudur. vardır.ne zaman su alır insan. susadığı zaman..
e bu görgüsüzlerin yaptığı ne? su alıyorlar, ve suyu bitiremiyorlar. ee madem bitiremiyecek kadar susamadın neden o zaman suyu alıyorsun a be saygısız! susadığın zaman iç bitir. degil mi?
sonradan görmelikle alakası olmayan normal insandır. hava sıcaklığı arttığında kaybedilen sıvı miktarı çoğaldığı ve metabolizmanın devemlılığı içöin kaybedilenin yerine konması zorunluluğundan kaynaklı su içme ihtiyacı da artar. normal şartlarda bir insanın bir defada
içebileceği su miktarı 200-300 ml dir. bardaklarda bu ölçüye göre yapılmış nesnelerdir. sağda solda her köşe başında bakkalda markette büfede satılan en küçük su şişesi boyutu ise 500 ml. dir aldın suyu bitiredin, at kurtul hemen ondan yoksa pvc şişenin elindeki varlığını bile lüks olarak nitelendirip görgüsüz yaftası yapıştırabilecek bir insan var aramızda, dolaşıyor.
yazın çokça su kaybettiği için sık sık susayan ve su ihtiyacını her istediğinde anında gidermek isteyen insandır. sonradan görmelik sıfatıyla su şişesi taşımak arasındaki ilgi ise çözülebilmiş değildir.
allah'ın armududur*. lan sen kimsin bi kere? dün boktun bugün koktun. bir de elinde su şişesiyle yürüyorsun. yani sen nası bir görgüsüzsün ki bir dikişte bir şişe suyu bitiremiyorsun? bir de kalanını sonra içmek üzere yanında taşıyorsun. yani mahallede çocukları görüyor "anaaa su şişesi var lan elinde adamın. kesin şirketi vardır bu puştun." diyorlar. böyle görgüsüzlüğe mahal verme. suyundan bi yudum iç, kalanını at, 15 dakika sonra yeniden para ver, bir şişe daha al. aynı işlemi ona da yap. görgülü olursun o zaman.
çok adice bir davranıştır bu yaptığı. ya allah aşkına alan var alamayan var sen ne diye sergilersin su şişeni orda burda. hayır asıl ya 1 litre 1,5 litre su alanlara ne demeli. o kadar su birden alınır mı hiç. bak aynı hatayı biz de yapmışız. ekonomik olsun diye 1,5 litre alıp kütüpaneye öyle gitmişiz sene boyunca. terbiyesizlik etmişiz. bi daha mı? aslaaaa...
eskişehirde iseniz bu durum yaz aylarında sıkça başınıza gelebilir. sokaklarda çöp konteynırı kıtlığı olduğu için şişeyi yere atmayacak kadar da görgülüyseniz bir çöp kutusu bulana kadar elinizde gezdirirsiniz.
bunun bir de elinde starbucks'tan aldığı ufak boy frappuccino ile alışveriş merkezini tavaf eden modeli mevcuttur. ulan ayı onla geziyosun, bari kıyafetlere bakarken elinden bırak, oraya buraya bulaştırıp bok etme heryeri!
kendisinin aksine hayatı boyunca yarım litrelik su şişesi görmemiş nice cahil insanlara hava atan sonradan görmedir. zira kendisi de bu su şişesi ile sonradan tanışmış, kendisini sınıf atlamış hissetmiş ve sokağa çıkıp jet sosyeteye ilk adımını atmasını herkesin gözüne sokmak istemiştir.**
damacanayla gezse daha mütevazi karşılanacaktı sanılan, en azından ne var bunda sevgilisini koluna takmış geziyor denilecek insan tipinin bir alt modeli. ha bir de şöyle düşünülebilir tabi; damacana hanım evde görgüsüz insan tipimiz de çoluk çocukla pikniğe gidiyor. o ne lan!
hayır yani, litresini 120 avrodan satsalar o şişenin, diycem ki tamam, bu pahalı elde gezidiriyolar ve görgüsüzler. ama ne alaka lan? 50 krş bi su, görgüsüzlükle ne alaka? susamıştır adam.
