koskoca arap alfabesinin üzerine kurulduğu harf. olmazsa olmazdı. çok az sola eğik uzun ince bir çizgidir. a ve e seslerine karşılık gelir. diğer sesli harflerin kelime başında okunabilmesi için elif gereklidir...
sevgililiği, arkadaşlığı ayrı ayrı çok özlenen, daha kötü olmamak için uzak durulması gereken, çok üzülen, bunun için bünyeyi kahreden, ağlayan, ağlatan, merak edilen, nefret etmesin istenen, gözyaşlarının açtığı yara kapanmak bilmeyen, sıkıca sarılıp bir kez daha kokusunu alabilmek için rüyalarda beklenen, insana o güne kadar dediklerini yedirip "belki bi gün affeder de..." denen, "keşke daha kolay bi yolu olsaydı..." dedirten...
noktanın görülür kılınmış halidir.
kun emrinin tecelli ettiği görüntüdür.
noktayı takip eden elif tasavvuf da şu şekilde tanımlanır;
tabiatın sırrı kuran da, kuran ın sırrı fatiha da, fatihanın sırrı besmele de, beslemelenin sırrı noktadadır.
karşı tezleri de vardır yine tasavvuf ehlinde;
kimi de derki,
ilim bir nokta idi, onu cahiller çoğalttı.
bir karakterdir, bir semboldür. içinde bir çok şey barındırır. dimdik olmayı, doğru olmayı gösterir. tek yol tek çıkışı hatırlatır. hayatta tek başına yaşadığını ve tek başına öleceğini hatta tek başına haşr olacağını...
elif bir kişiliktir, her zaman doğruyu söyler, her zaman dik durur, söylediklerinden ödün vermez, özü sözü bir olandır elif.
zira bu ismi taşıyıp da hakkını veremeyenler çoktur.
ufak tefek ve uzun saçlı kızlara inanılmaz yakışan bir isimdir. uğruna türkü dahi yakılabilir bu kızların; ki yakılmıştır da zamanında.. (bkz: elif dedim be dedim)
osmanlıca'da âh kelimesi elif ve he harfleriyle yazılıyor
elif' türküsünde şöyle bir ifade vardır, elifim noktalandı, az derdim çokçalandı...diye devam eder türkü. şair "ah" çekiyorum dememiş de elifim noktalandı demiş bu ne güzel bir anlam inceliği...elifin noktalanması osmanlıca'da bu şekilde yazıır : "lo"
Sakin' in Elif' ini dinlerken Elif ile ayni hikayeye sahip oldugunu dusunen varsa once elifin adinin gectigi yeri kendi adiyla duymaya baslar.Hep kaybeden oldugu naif bir sesle anlatilir ona.Otobuste dinledigi muziklerle hayatini film tadinda gozden gecirir,camdan bakar yine film tadinda.hicbir filmin icinde hayatinin olmayacagini sarkilardan ogrenir.Yalniz oldugunu dusunur evet evet ama bu yalnizligini kucuk emrah modunda boynu katli kalmis bir bicimde gostermez kimseye.Kendini yer bitirir.Sonra busbuyuk dunyada kendisi gibi birinin daha olabilecegi hayalini kurmak gibi bir hataya duser.Arar da arar,bu o busbuyuk dunyanin icindeki ici henuz gecmemis ice ulasma cabasi kadar anlamsizdir. Zaten o naif ses bunu ona soyler "aradigin ikiz cikmaz bos karsina. " diye. simdi daha da uzulur.hemen ardindan naif sesimiz bu sefer acitir canini. Onun kurdugu o kurmaca gerceklikte nefes almayacaklarini soyler.beynindeki o busbuyuk dunya yogun kar nedeniyle tatil olur,buzlanmis yolda konvers giyen gencler gibi kayar ve o elbette ki kacar;kacmasi gereken insanlardan kacar ve her zaman kendine yakalanir.yaratmak icin onceden yaratilmis sehirinden yardim alir.O yenisini kurana kadar yalnizlar sehri onundur.Butun gercek zamanlara yaklasmak icin uzaklastigi sahtelik onu bu paragrafta yaptigi anlam bokluklarina ragmen yazmaya iter.Olsun olsun evet zaten hayat garip.