sanat endüstrisinin askerlerindendir. en çok satanlarda ismini sık sık görürüz. boşuna dememiş atalarımız nerde çokluk orda bokluk diye. popüler kültürün hatta ki kültürsüzlüğün gıdasıdır kitapları da.
tam anlamıyla türkiye gençliğine hitap eden yazar. çünkü türkiye gençliği düşünmez, üretmez, sorgulamaz, araştırmaz, hele hele hiç okumaz. okuyanları da elif şafak, canan tan gibi aşk meşk konularıyla münhasır yazarları okur. bunlar aşk kitapları okuyarak kendilerinden geçer. kendilerinden geçmeleri gerekir, çünkü kendilerine gelmelerini birileri istemez, kendilerine geldiklerinde koyun olmaktan çıkarlar. dolayısıyla "kendinden geçmiş" bir halde olmaları gerekir. müzik, spor gibi birçok unsurun hizmet ettiği şey insanların, özellikle gençlerin, kendilerinden geçmesidir.
oldukça fazla şişirilmiş bir yazar.
okuyorum okuyorum yok. okutmuyor kendisini. biraz feminist sanırım.
itiraf adlı kitabı başlı başına hüsran. fazla kadın yazar olmadığından bu kadar ilgi görüyor sanırsam.
iskender adlı kitabı çok sıkıcıydı.uğraştım ama bitiremedim,gitmedi.daha okunmamış ve bir an önce okunmayı hak eden pek çok kitap varken,bu kadar basit bir hikaye için zaman kaybetmeye değmez diye düşünüp bıraktım.aşk adlı kitabı fena değildi.pinhan ve araf iyiydi.kişilik olarak ise hiç beğenmediğim birisi.gözleri üzerine çek,ondan sonra da ait olduğun halkı kötüle.maddi kaygılar,popüler olmak için seçilen konular,güzelliğini sergileme çabası,seda sayan programı da dahil her çağrıldığı yere seçmeden gitme,reklamlarda yer almak,kitaplarının aşırı reklamını yapmak...bunlar edebiyat tarihinde yer alacak bir yazara yakışan hareketler değil.hiç saygın duruşlar değil bunlar.yazarlar elbetteki kitap satışlarından para kazanmak zorundalar.kimse kitabını yazıp bedava dağıtmıyor.fakat burada bir detay var.maddi durumu zaten iyi olan bir yazar,neden bu kadar popüler olmaya çalışır?hırs mıdır bu?yoksa narsistlik mi?türk halkı sandığınız kadar aptal değildir sayın shafak!
sufizm mufizm, doğu batı böyle şekil şeylerden bahseden abla. he şu sıra miles&smiles reklamlarında da görünüyor. doğu batı, mistisizm vs. bir yere kadar, para herkese lazım sonuçta.
işte çağımızın edebiyatı, maneviyatı, sufizmi ve gönül bağı. Sadece yediklerimiz değil, okuduklarımız da gerçek değil. https://p.twimg.com/AtFcBQ5CAAEl5Sh.jpg
hiçbir kitabını okumadığım yazar. sempatimi kazanmış birisi değidir, keza orhan pamuk da öyle. belki daha çok siyasi kitaplar okuyorum ama türkiye'de doğru dürüst edebiyatçı olduğunu sanmıyorum. mesela kırgız türkleri anadolu türklerinden daha başarılıdır edebiyatta. azeri türkleri müzik olarak oldukça iyidir. bizim edebiyatçılarımız, sanatçılarımız çakma entelektüel, yobaz karışımı sonradan görmeler.
ilimde, fende iran bizden daha iyi konumdadır. iran medeniyeti özünde türk medeniyetinden daha sağlam bir şekilde gelişiyor. iyi siyasetçileri, aydınları var.
türkiye; yolsuzluklarla, dayatmalarla hiçbir yere varamayacak. ne edebiyatta ne müzikte ne sporda gelişemeyecek.
haberturk'teki yazılarından hiç bir şey anlamadığım tek yazar kendisidir, bugüne kadar gerek televizyonda gerekse sosyal medyada ne demek istediğini kavrayamamış, kitaplarının niye bu kadar çok okunduğunu çözememişimdir.
Aşk adlı kitabında, şu enfes paragrafıyla yine beni kendisine hayran kılmıştır.
--spoiler--
Sevdiğin birini yitirince bir yanın onunla beraber kaybolur. Terk edilmiş hayaletli bir ev gibi buruk bir yalnızlığa esir olur, kalırsın. içinde bir sır gibi, giden sevgilinin yokluğunu taşırsın. Öyle bir yara ki üzerinden ne kadar zaman geçerse geçsin gene de canını yakar. öyle bir yara ki iyileştiğinde bile kanar. bir daha gülemeyeceğini, asla hafifleyemeyeceğini sanırsın. karanlıkta el yordamıyla ilerler gibi akar hayat. önünü göremeden, yönünü bilemeden, sadece şu anı kurtararak. gönlünün kandili sönmüş, zifiri gecede kalmışsındır. ama işte ancak böyle durumlarda, yani iki göz birden karanlıkta kalınca, bir üçüncü göz açılır insanda. kapanmayan bir göz... ve ancak o zaman anlarsın ki bu elem sonsuza dek sürmeyecek. hazandan sonra başka mevsimler, bu çölden geçince nice vadiler gelecek; bu ayrılığın ardından da ebedi bir vuslat...
--spoiler--
sevemediğim kadın yazar. son zamanlarda bu kadar popüler olmasına da -kendimce- anlam veremiyorum. aslına bakarsanız ön yargıyla mı yaklaşıyorum acaba diye çok soruyorum kendime. kitaplarındaki kurgu oldukça başarılı olmasına rağmen, sevemiyorum ben bu kadını. sevmek istesem de o izin vermiyor çünkü. (bkz: elif shafak) adını gördüğüm an ''sen ne kafalardasın canım yaa'' diyor, yoluma devam ediyorum.