Elif Şafak'ın Habertürk yazılarını derlediği Şemspare adlı kitabının kapak tasarımının 2007'de ispanya'da yapılan bir enstalasyon çalışmasının tekrarı olduğu ortaya çıktı.
2007 yılında ispanya Valencia'da çekilen bir fotoğraftan bir hayli esinlendiği belli olan kapak tasarımından övgüyle bahsediliyordu halbuki. Bu fotoğraf Golgede şarkı söylemek adlı bir enstalasyon çalışmasından. Çalışma ile ilgili fotoğraflar aşağıdaki fotoğraf akışından takip edilebilir: http://www.flickr.com/pho...718820087/in/photostream/
intihal kelimesinin anlamını bilmeden kullanan gerizekalıların iddiasıdır.
kapağın araklama olma ihtimali yüksek(gel gör ki bu da kapak tasarımını yapan dingilin suçu olur, besbelli attığı tweet'ten elif hanım kapak tasarımcısına sonsuz güveniyor) ama bu intihal anlamına gelmiyor. siktirin gidin intihal kelimesinin anlamını öğrenin, çamur atma meraklısı dingiller. hasetten çatlayacaksınız neredeyse.
ayrıca "şems"i de mevlâna'nın arkadaşı olan şahsiyetten gayrı, bir kelime olarak öğrenememiş, "şems'in yakasını bırakın ühühüü :(" diye zırlayanların da ayrı amına koyayım. cehalet akıyor suratınızdan, ama egonuz yüzünden hissizleşmişsiniz; fark edemiyorsunuz.
anlaşılan o ki, tahmin ettiğim ve beklediğim gibi bu fotoğrafın varlığından haberdarmış ve hatta kitabın yayına hazırlık sürecinde bizzat okurlarıyla da paylaşıp, fikirlerini almış bu fotoğrafı kapak yapıp yapmama konusunda. ama pek muhterem bir şekilde hasetliğini, bilgisizliğini, araştırmasızlığını sürdüren hüseyin çukur; şimdi de kafasına göre telif hakkı ödemedi diye iddia ediyor. elif şafak cevapladıkça, ben bir tane daha sallayayım, belki tutar. var mı böyle bir kafa? ne iğrenç bir kafa, solcu değilim ama sola samimiyet duymuşumdur. bu adam, sol'un çürümüş bir dokusudur. herhalde bekliyor ki, hiçbiri tutmazsa da zaten boku çıkacak bu tartışmanın, göt olduğum anlaşılmayacak. son yazısında demiş ki toplumsal olaylara hiç karışmıyor, siyasi yorum yapmıyor. suçluyor. sanane lan? ben de sanatçıların siyasi yorum yapması taraftarıyım, toplumu ilgilendiren olayları değerlendirmesi taraftarıyım. kaldı ki yapar, yapmaz banane ve sanane? ve hatta kime ne? senin özgürlük anlayışın bu mu? bir mesele daha var ki, elif şafak daha geçenlerde patlak veren "kürtaj" meselesinde gayet de yazılar yazmıştı. o neydi sorması ayıp? şimdi dersin ki "o konu için de yazsın artık..." bu kadar senin savunman. politik sessizliği, reklamcılığı, ticari tavırları hep etiğe karşıymış, bak sen? bu senin düşüncen. böyle evrensel bir etik meselesi yok. para kazanmak isteyen bu yollardan geçecek. herkes senin gibi komünist, sosyalist olmak zorunda mı? değiliz lan. istemiyoruz. mülkiyeti de savunuyorum, kapitalizmi de. var mı? özgürlük anlayışımı da temel liberalizmle açıklıyorum, benim getirmek istediğim ideoloji de o. şimdi başlayayım mı ben senin ideolojik davranışlarına bok atmaya? sen sesini duyuramamış, kendi kesimi dışında ve hatta kendi kesiminin bile yarısından fazlasının habersiz olduğu basit bir haber sitesinde yazan küçük bir insansın ve popüler kimselere garip ve dayanaksız ithamlarda bulunarak kendini önplâna çıkarmaya çalışan ahlaksız ve kestirmeci bir insansın. savunduğun ideoloji ile bile ters düşerek bu kolaya kaçmacılıkla aslında riyakârlığını sergilemekte ve acınası bir vaziyete düşmektesin. tamam mı solcu yazarcığım?
son bir kez, kitap yazmak kolay bir şey sanıyorsunuz ama değil işte, saçmasapan cümleleri art arda getirmek kolay tabii. ama bir kurgu yakalamak öyle kolay değil. birikimleri olan yazar. isteyen de okur, ama kendi fikirlerinizi topluma mal etme çabanızdan vazgeçin. siz beğenmediniz diye, diğerlerini beğenmemeye zorlayamazsınız. popüler olana bok atmak da sizi özel kılmıyor. popüler olan sizden her zaman daha üstündür, kafanıza sokun bunu tüketiciler; bok atmak üreticilik değildir çünkü.
