gözyaşlarının esiri siyah bir kelebek
bulutları kalbinde toplamış
toplamış da
bir gecede yağmuru boşandırmış gönlünün mabedine
sahi krizantemlerin kalbimden büyüdüğü o gecede
o siyah ama gözyaşlarına esir olmuş gecede
aşkınla sarılıp uyuyan
uyurken uykuyu gözüne sokmayan bir derviş
kimsenin bilmediği hayallerinde yüzdürdüğü gemilerini
senin limanlarına teslim etmişti.
öyleyse bu yakarışın
bu acı dolu gelgitlerin sebebi olan yağmur
acılarımı sır ile kaynatıp bir kılan
dem dem kalbine akan
dem dem zikrinle kavrulan dervişin duasıydı nur.
elif ye şın la başlayan nur.
durdu şair
bir sayfayı çekip çıkardı çantasından ve şu dizeleri karaladı;
gönlünde uyumak yaşamın ölüme giydirdiği bir giysiyse
gönlünde yaşamanın ölümle barışık yaşam giysisini çekiyorum üzerime
kalbinden üzerime boşalan yağmurla ben de eriyorum.
ta ki erimek seninle bir olmanın habercisi.
bir oluyorum seninle nurum,
bir oluyorum seninle elif'in şın'da kurduğu ye ve nur'a bağlanmış hasretim.