Sen yoktun o zamanlar, çocukluğumda en çok yağmuru severdim ben...
Ne zaman bir dert gelse bana, yağmur yağar,
Dinler, dokunur, ve topraktan kalkan o kokuyu koklardım...
Ateşim sönerdi.. sonra büyüdüm.. gözlerini gördüm,
Yandım, yağmur yağdı, ve ilk kez sönmedim...
Ben yağmurdan daha fazla bi seni sevebildim...
elif gibi sevmek, kitabından.
sunulan tasavvufi izlenime aldanıp çok büyük umutlarla aldıgım ama ne tasarımını ne içindeki kalitesiz resimleri ve en kötüsü bir iki cümle dışında fazla basit ve yer yer 'esinlenilmiş' bulduğum şiirlerini hiç beğenmediğim fiyatını ve reklamlarını hiç haketmeyen kitap
Elif gibi yalnızım! Ne esrem var, ne ötrem.
Ne beni durduran bir cezmim,
Ne bana ben katan bir Şeddem,
Ne elimi tutan bir harf,
Ne anlam katan bir harekem...
Bir martının boğazda süzülmesini hayal edersin,
öyle kusursuz, içten ve kendiliğinden..
Oysa ki tefekkür yalnızlığındaki dualarının
tek hecesi eksiktir hep..
Bir nefes eksiksindir hep,
bir nefes, bir bakış bazen bir sarılış,,
hepsinden eksiksindir, bir elif miktarınca..
Özetiyse bazı şarkılar eksikliğinin,
istemsiz şiirler geliyorsa gözlerinin önüne,
her baktığın yer içten içe buğuluysa eğer,
gönlüne elif perdesi çekilmiştir bir kere,
gözlerindeki buğuya sarılır yatarsın geceleri,
sabahları da boğazında bir düğüm, rüyalarından kalma..
hepsi sana özlemdir, bir elif miktarınca..