(bkz: lilium) Latince bir giriş müziğine sahip, aslında insanlardan farklı bir ırkın dışlanması ve yalnızlığını konu alan 13 bölüm + 2 OVA' ya sahip güzel bir animedir kendileri
Gayet güzel bir animedir fakat çizimler ciddi anlamda kötüdür türevlerine göre. 2004 yılı için başarısız.
lakin gelelim senaryoya. adamlar öyle bir senaryo hazırlamış ki aslında basit olabilecek bir konuyu felsefeye vurmuş. arkadan da litium isimli müziği vermişler. seriyi bitiren herkesin psikolojisi bozuluyor garanti.
Sadece kan siddet ve cinsellikden ibaret olmayan
alisilmamis bir anime ..Farkli ce gayet guzel bir ornek .
Soundtrackleri bir animeye gore gercekten cok iyi.(ayni ornek death noteda da vardir.)
Eger basmakalip bir animesever degil de
gercek bir anime tutkunuysaniz
her bolumunu zevkle ve heyecanla izleyeceginizi garanti ediyorum.
japonların abazanlık dönemlerinde çizip hazırladığı fakat yayına sokarken "oha lan" deyip abazanlıklarını örtmek için araya sanatsal bir iki şey eklediği,** herşeye rağmen sanatsal bakışlı biri olarak beğendiğim duygusal bir anime.
enteresan bir animedir.. öncelikle soundrack ı on üzerinden ondur.. yahu o nasıl bir giriş şarkısıdır, nasıl çizimlerdir dedirtir.. dedirtir de anime başladığında ulan bu ne, filmin başıyla hiç uyumlu değil, pokemon falan mı diye kalakalırsınız..
derine bakamayan çoğu animesever çizimlerden ötürü hemen bırakmıştır izlemeyi..lakin sabırlı olanlar keyfe dolacaktır..
naiflik ve sınırsız şiddeti (kol bacak kopması), ecchi türü cizimler, cinsellik, mizah, gerilim ne ararsanız vardır.. dizi bittiği zaman sizin için bir daha yaşanamaz bir deneyim olduğunu anlarsınız.. hele ekstra 14. bölüm (ova) dizinin normal bölümlerinden sonra izlenirse, insanda duygu sağnağı yaratır, "de get yalan dünya" nidasını attırır, kedere müebbet eder..
ne güzel animedir, nyuu nedir, peri midir, şeytan mı diye düşündürür, kahve içirir (alkol aldırmaz)
1. başlayan herkes ama herkes en azından 1 kez başlangıç jeneriğinde ki müziğin etkisinden çıkıp o çizimleri bir incelesin. o nasıl derin tasvirlerdir arkadaş, ne güzel konular işlenmiştir. hiç izlememiş de olsan lucy'nin ne kadar sevgiye muhtaç bir kız olduğunu sadece oradan anlıyorsun.
2. konusu feci aşmıştır, bunun ifade edilişi de gayet başarılıdır. ancak o seslendirmeler var ya? yok üstadım, ne kadar kaliteli olursa olsun çekilmiyor, insanın kulağını tırmalayıp içini gıcıklıyor. öyle abartı seslendirmeseler keşke.
3. tüm anime serisi boyunca sadece tek bir yerde güldüm. o kadar ağlayıp zırladıktan sonra adını unuttuğum hatun kişisi, adını unuttuğum erkek kişisine dönüp gayet duygusal bir şekilde 'göğüslerimi yalamak ister misin?' dediği an benim için traji-komik bir andı.
4. konusu çok sağlam ancak senaryosu kötü yazılmış bir anime serisi bana göre. çünkü o adını unuttuğum erkek kişisi daha ilk bölümde kardeşinin ölümünü hatırladığında "kesin bizim kız öldürmüştür" demiştim. o bilim adamının kızının da yeni tür olduğu belliydi. bir de herşey beklediğiniz gibi çıkıyor, ancak buna rağmen olaylar o kadar yavaş gelişiyor ki "böyle gidiyosa kesin şaşırtcaklar izleyiciyi, yoksa herşeyi anladığımızı bile bile ne diye açıklığa kavuşturmak için bu kadar ağırdan alsınlar" moduna giriyorsunuz ancak tam da beklediğiniz gibi sonuçlanıyor herşey. yani bu konuyla daha iyi bir anlatım yapılsaydı şimdiye çoktan efsane olmuştu bence.
5. seriyi 1 gün içinde bitirirseniz muhtemelen gün sonunda melankolikleşeceksiniz. defalarca test edildi, onaylandı efendim.
on üç bölüm boyunca elimizde mendillerimiz,gözümüzde yaşlarımızla beraber seyrettiğimiz,kötü bitmesin diye diz çöküp dua ettiğimiz anime serisidir. nyuu'suyla,kouta'sıyla,yuka'sıyla tüm karakterleri gönlümüze taht kurmuşlardır.
seyretmemek çok şey kaybettirir.