geçenlerde başlığımın altında bu ne perhiz bu ne lahana! diye bitirerek yazdığım bir yazımı alıntılayan bir kemalist yazar,
"hem doğru üslub bekliyorsun, hem de tahrik ediyorsun." demiş idi.
tahrik, Arapça ḥrk kökünden gelen taḥrīk تحريك “birini veya bir şeyi harekete geçirme, dürtme” sözcüğünden alıntıdır. ¹
eleştiri, Bir insanı, bir eseri, bir konuyu doğru ve yanlış yanlarını bulup göstermek amacıyla inceleme işi, tenkit: ²
bu kamalist kesim, eleştirisel kitap okumadıkları ve kendilerini abdülhamid'in sol taşşağı zannettikleri için ezber sözleri tekrarlar kesim.
ulan yaşını başını almış adamlar da yapar bunu.. Komik ve nesil için üzücü olan o..
bir de tahrik oluyor imiş.. sizler tahrik olmuyorsunuz, tahrik olmaya yer arıyorsunuz. ütopik burjuvazi milliyetçiliğinde halkı ve diğer ırkları ezmek ve kendinizi -haşâ- tanrı gibi görmek istiyorsunuz belki de.
biraz meseleye vatan değil de insan gözüyle bakamayan seküler kemalistler daha da kötü ve çirkinleşerek israil destekçiliği yapıyor. allahım, sen yardım et! işte tek ırk tek millet anlayışının insani ve maddi manevi zararlarını ve etkilerini bu kemalistlerde görmek mümkün.
bir de kendileri eleştirince de ifade özgürlüğü diyor bencil ve cahiller. tarafıma dahi badeleyen, tarikatçı, akpli benzetmeleri ile kendi kendine hallere giren ve vatanı kurtardığını zanneden zatlar bunlar.
1 gecede cahil bırakılan insanlar.. öyle ki bunun zuhûru da belli. tarafıma dahi, kâmûs-i osmânlı lisânı ile tenkid yapıldı. neden? işte, bir gecede, bir anda yapılan inkılâbtan (!).
"Dilimizi çıkmaza sokmuşuzdur. Bırakırlar mı dili bu çıkmazda? Hayır! Bırakmazlar. Ama ben de bu işi başkalarıına bırakmam"
Muhtemelen altı boş şeyleri kabul etmiyordur. Yoksa net olarak ortaya konan şeyleri kim niye kabul etmesin. Tüm genel kültürünü, zerre dayanığı olmayan kıraathane sohbetlerine borçlu olan cahilleri kimse ciddiye almaz ki zaten. *