jason becker in perpetual born albümündeki tadından yenmeyen parçasıdır, şiddetle tavsiye edilir. parça 2.44 ten sonra alır başka diyarlara götürür müthiş bir solo girer.
hangi şarkı vardır ki insanda bu kadar gğzel hisler barındırır? veya hangi şarkı solosu bu kadar armonik, doğaçlama, teknik açıdan tam bir neo-klasik örneğini bu denli güzel sergiler. jason becker, eğer als hastalığına yakalanmasaydı, eminim ki daha güzel eserlere imzasını atacaktı.
şarkının solo bölümleri, kendini bir süre sonra blues gamlarının verdiği çoikuya bırakıp, jason'ın elleriyle ne denli hayat buluyor siz tahayyül edin artık. ritmik yapısı da oldukça zor olan şarkının sanki bitmesini istemiyor gibi oluyorsunuz.