bunlar medyada, internet ortamında, hatta otobüste, sokakta adeta koruyucu melekleri olan insanlardır. haklarında ne dediğinize, haklı olup olmadığınıza bakılmaksızın tenkite, saldırıya, hakarete uğrarsınız. onlar serapa marifettirler, bütün hata ve kusurlardan aridirler sanki. en nesnel kritikleriniz dahi ad hominem ekseninde '' sen şunu, bunu yaptın mı ki, onu tenkit etmeye kalkışıyorsun '' argümanları ile karşılanır.
sanki futbol federasyonu başkanını eleştirmek için en azından kulüp yönetmiş olmak gerekliymiş gibi. fatih terim ve sezen aksu deyip somutlaştırayım da hem derdimi daha iyi anlatayım, hem de siftah etmiş olalım. bereket sözlükçülerden.
orhan pamuk. kalkar türkler'in şu kadar insanı soykırıma tabi tuttuklarını söyler, bizzat şahit olmuş gibi, sanki elinde doğruluğu ispatlanmış belgeler varmış gibi.siz onun bu tavrını eleştirmeye kalktığınızda arkaikten başlayıp faşizana varan yelpazede olmadığınız bir alay sıfatla anılırsınız. demecin zamanlaması, verildiği yer, söz konusu zatın daha önce ve sonra dünyada yapılan hiç bir zulmün karşısında, hiç bir dramın yanında yer almamış olması gerçek niyetine dair ikna edici deliller verir ama yine siz ön yargılısınızdır. alnıma çalınan en büyük karayı unutup kazandığı nobelle gurur duymam için baskı uygulanır. hani barış ödülü veremedikleri için winston churchill' e de armağan edilmiş nobel edebiyat ödülü ile gurur duymam beklenir. aksi gibi tam da o günlerde fransa soykırımı inkar garabetini geçirir parlamentosundan. olanca iyimserliğinizle en azından '' soykırıma dair söylediklerimin arkasındayım, ama fransa' nın çıkardığı bu yasa ifade özgürlüğü ile, bilimsellikle çelişmektedir, yakıştıramadım '' demesini umut edersiniz. nafile, orhan pamuk'tan ne bir ses ne bir nefes. yine de eleştiremezsiniz orhan pamuk' u. dokunulmazdır o pamuklarda saklanmalıdır.
eleştirilmeyi değil yalnızca takdir edilmeyi ve sevilmeyi hak eden insanlarımızdır. "kusursuz insan yoktur gerçeği" bu gerçeği değiştirmez. bu konuda benim aklıma ilk önce bu insan geliyor: (bkz: ataturk)
eleştiriye açık yanları henüz gelişimini tamamlamamış insanlarımızdır, kültür, yetiştirilme tarzı, kafa yapısı, bencillik, kibirli olma kaygılarının ağır baskısı altında ezilen bünyenin tüm bunların yansımasında kendini tüm olayların ve düşüncelerin en doğru ve tek haklısı olarak gösterir ki bunun münasip dille anlatılması bile fayda getirmez, mutlak zavallılık içinde hayatı sürüp gider...