atatürkün manastır askeri idadisinde okuduğu yıllarda lise aşkı olan hanım ablamızdır. rum kökenli hanım ablamızın, mustafa kemal atatürk ile evlenmesine ilk önce validesi zübeyde hanım izin vermemiştir. daha sonrasında ise; hanım ablamızın gaddar babası olacak herif, eleni ablamızı kahyası ile evlendirmiş ve hayatını mahvetmiştir. klasik kötü ağa, zalim ağa erol taş gibi işte. eleni ablamızın; mustafa kemal atatürk'e yazdığı mektuplar vardır ve bunların bazılarını alt kısıma bakarsanız göreceksiniz.
--spoiler--
çok seneler geçti, ben halen her gün senden haber bekliyorum. herhangi bir zamanda mektubumu alırsan, beni hatırla. kağıttaki gözyaşlarımı görebileceksin. yıllar ve olaylar geçiyor, seninle ilgili çok şeyler konuşuluyor. mektubumu okurken, başka kadını seviyorsan, mektubumu yırt. benim seni sevdiğim kadar, o kadını o kadar çok seviyorsan, kendisine hiçbir şey söyleme, senin kadar mutlu olmasını diliyorum. fakat, balkondaki kızı hatırlıyorsan ve başkasını sevmiyorsan, seni beklediğimi ve ömrüm boyunca bekleyeceğimi bilmeni istiyorum. döneceğini, beni unutmayacağını biliyorum. babam vefat etti. beni senden ayırdığından tam bir yıl geçti, beni eve kapattı ve bir ay çıkmama izin vermedi. ağladım, biliyorum ki tüm kilitleri ve hapisleri boşuna harcadı. beni evlendirecekleri adamı sadece bir kez gördüm ve kendisi bana onu sevebileceğimi söyledi. ben kendisine, hayır, ben sadece ilk aşkımı seviyorum dedim. babam beni hiç bir zaman affetmedi ve ben de kendisini affetmedim. o zamanlardaki gibi artık genç ve güzel değilim. ebediyen seni seven ve seni bekleyen, eleni karinten.
--spoiler--
son olarak; manastırlı eleni karinte, bir gün tanıdığı ve aşık olduğu adama bütün ömrünü harcamıştır.
Bir Rum iş adamının kızı olan Eleni ile Mustafa Kemal’in evlenmesine önce annesi Zübeyde Hanım’ın izin vermediği, daha sonra da babasının Eleni’yi kahyasıyla evlendirdiği anlatılıyor.
Eleni’nin Atatürk’e hitaben yazdığı aşk mektubu şöyle: ‘Çok seneler geçti, ben halen her gün senden haber bekliyorum. Herhangi bir zamanda mektubumu alırsan, beni hatırla. Kağıttaki gözyaşlarımı görebileceksin. Yıllar ve olaylar geçiyor, seninle ilgili çok şeyler konuşuluyor. Mektubumu okurken, başka kadını seviyorsan, mektubumu yırt. Benim seni sevdiğim kadar, o kadını o kadar çok seviyorsan, kendisine hiçbir şey söyleme, senin kadar mutlu olmasını diliyorum. Fakat, balkondaki kızı hatırlıyorsan ve başkasını sevmiyorsan, seni beklediğimi ve ömrüm boyunca bekleyeceğimi bilmeni istiyorum. Döneceğini, beni unutmayacağını biliyorum. Babam vefat etti. Beni senden ayırdığından tam bir yıl geçti, beni eve kapattı ve bir ay çıkmama izin vermedi. Ağladım, biliyorum ki tüm kilitleri ve hapisleri boşuna harcadı. Beni evlendirecekleri adamı sadece bir kez gördüm ve kendisi bana onu sevebileceğimi söyledi. Ben kendisine, ‘Hayır, ben sadece ilk aşkımı seviyorum’ dedim. Babam beni hiç bir zaman affetmedi ve ben de kendisini affetmedim. O zamanlardaki gibi artık genç ve güzel değilim. Ebediyen seni seven ve seni bekleyen, Eleni Karinte’n