Hafiften müjde ar a benzettiğim Yunan bir müzisyendir. Genellikle dizi veya filmlere fon müziği yapar kendisi. Soyadını hızlıca söylerseniz çeneniz yamulabilir.*
insanın ruhundan girip zihninden çıkan, kalbini titreten müziklere imza atmış bir bestecidir. Angelopoulos'un filmlerini bir kat daha değerli kılan kadındır.
landscape in the mist filmine yaptığı müziklerden biri gerçek kesit fon müziği olarak kullanılan yunan müzisyen. * eternity and a day'e yaptığı müzikler ise bıkmadan tekrar tekrar dinlenilesi. ezgilerdeki hüzün hiç bu kadar narin ve naif olmamıştı.
Geçen sene arkadaşım intihar etti. Ben hep bu kadının şarkılarını açıp ağladım. Ulysses Gaze... Bi daha açıp dinlemeye cesaret edemiyorum. Bir kaç şarkısını dinledikten sonra kendi intihar şarkımı da seçtim. Bu kadar ruha dokunan şarkılar yapabilmek için neler yaşamak gerek?
geceleri iskeleden "Yaşasın komunizm" diye bağırarak atlarken yada tuttuğum tüm balıkları denize geri atarken , insanların bana kafayı kırmış birisi gibi bakmaları hoşuma gidiyor.yada hiç tanımadığım insanlara yemek tarifleri ve denemeler göndermek hoşuma gidiyor.buğday gövdesinden düdük yapmaya bayılıyorum. nasılolsa kalbim duracak günü geldiğinde. isteklerim olmadı benim,ölürken elenie karaindroudan by the sea parçasıyla gömülmek isteği dışında.onlar büyük paralar,nüfuslar kazanırlar bense onlara gülerim.komikler.diktiğim tüm limon ağaçlarıda güler onlara.mandalina ağaçlarım portakal ağaçlarım zeytin ağaçlarım hepsi güler.seyfiye ve tayfasıda güler (seyfiye:sokak köpeğim).ve okadar gülerlerki hepsi sallanmaktan yapraklarını ve tüylerini döker.insanların birbirlerine gülümsemeleri sahtekarlığın nekadar güçlü olduğunu gösterir.plastik düşlerine sarılırlar.peşkeş tavırlarıyla dua ederler.yeni ayakkabısıyla uyuyan çocuklar şahitimdir ki farkına varamadan gidecekler.dana kemikli t bone steak kuyrugundakiler bilemeyecekler çam ağacının altında yenilen üstüne sürülen yoğurtlu ekmeğin tadını. dünyanın sahibesi sanan kibirli insanoğlu bir gün ipleri doğaya bırakacak hayvanlara ağaçlara...hani bugüne kadar paylaşmaktan sakındıkları doğadan özürdileyecek. tepkilerim depresifliğimden. mavi ye yakın olmak umuduyla.
6 ekim 2012 tarihinde, lüfti kırdar'da theodoros angelopoulos anısına konser veren yunanlı kadın bestekardır. eternity and a day ve to vals tou gamou parçaları sonrasında alkışlar durmadı. salonun sadece üçte ikisi doluydu. bu üzücüydü. demek bu müziği es kaza keşfetmiş ve hissedebilmiş insanların sayısı koskoca istanbul'da lütfi kırdar salonunu dolduramayacak kadar azmış. insana kendisini yalnız hisettiren bir durum. bu eşsiz kadının yaptığı müzik, insanı bu anlamsız hızlı hayatın o saçmasapan ve gereksiz hızlı akışından kurtarır. herşeyi olması gereken hızına çeker ve hayatın, nefes alıyor olmanın, insan olmanın ne demek olduğunu hatırlatmaya çalışır. bu nedenle acıtır. çünkü, gerçek hayat insanı yaralayan, insanın tabiyatına aykırı bir sistemle örülüdür. bu müzik ise ızdırap çeken insanın müziğidir. ağlatır, ağlatırken arındırır. hayatımın en güzel akşamlarından birini yaşarken de ağladım ve bu muhteşem müziği, bu muhteşem kadına yaptıran nelerdir diye düşünüp durdum.
theodoros angelopoulos filmlerinin müziklerinin bestekarıdır. müzik bu filmlerde sadece film müziği değil, birer film karakteri gibi önemli bir rol üstlenir. eleni'nin müzikleri olmasa bu harika filmler de olamazdı dedirtir. örneğin eternity and a day filmi müzikleri olmadan asla aynı olamazdı ve en az görüntüler kadar müzik de filmde anlatılmak istenilene katkı sağlamaktadır.
bu akşam 31 kişilik bir orkestra eşliğinde lütfi kırdar da sahne alacak olan müzik dahisi.
en bilinen haliyle; to vals tou gamou. http://www.youtube.com/watch?v=hIxikDic1oY