her şarkıya ayrı bir tat katan ve dikkatli kulakların kaçırmayacağı müthiş ritimleriyle bass her zaman gönüllerin tahtındadır. adeta bilge bir adam gibi kenarda durur. bir şeyler söyler ama dinlemesini bilen anlar onu. elektroysa her zaman şımartılmış olan çocuk gibidir. bağırır, çağırır, ilgi onun üzerindedir.
birbiri ile karşılaştırılma yapılması elma ve armutu karşılaştırmak gibidir. aslında elma ve armut olayının ötesinde birbirleri için tencere ve kapak gibidirler. kapağın üstünde yemek pişmez, kapaksız tencerede pişirilmeye çalışılan yemek de iyi pişmez.
bass gitarın hertürlü sikeceği versustur.
bir şarkı bulun bass gitarları yok edin. nasıl kafa siktiğini göreceksiniz.
müziğin bel kemiğidir bas gitar. çünkü; groove enstrümanıdır.
ayrıca
(bkz: müzik gurur değil groove işidir)
bas gitarın telleri * daha kalın oldukları için penasız da çalınabilir. ancak elektro gitarda pena olmadan çalmak james ve kirk'ü bilmeden metallica dinlemek gibidir.
bir duvar dusunun rengarenk ,hemen ustunde ise sevimli bir kiz cocugu oturmus sarki soyluyor.simdi bu goruntuyu ,gunumuzde pek cok sarkiyi olusturan 4 enstrumanin (elektro gitar,bas gitar,insan sesi,davul) caldigi bir sarki olarak dusunursek; duvarin tuglalari davuldur, tuglalari bir arada tutan cimento bas gitar, duvarin guzel gorunmesini saglayan boya elektro gitar, sevimli kucuk kizimizda vokaldir. cimento(bas gitar) olmadan tuglalar birbirine yapisamayacagindan boyama evresine gecilemeyecegi ortadadir, fakat boya(elektro gitar) olmadan da goruntunun pek hos gorunecegini sanmiyorum.
3 yıl sonra gelen edit: Boya evresini bırak sadece tuğla olarak kalsa bile güzel olur. Tuğla ve çimento beraber ise tadından yenmez.