canımın içi bölümümdür kendisi. dersleri geçeyim gözüyle bakmadım hiç bu yüzden aldığımı tekrar almak zorunda kaldım kimi zaman. sonuç hala alıyorum. güya 4. sınıfım ama 2. sınıftan ders alabiliyorum hali hazırda. yüksek lisansın katkısı olmaz dediler inat ettim yüksek lisansa başvurdum. onu da yapacağım. kalsın köşede mantığını büyüklerimizden gördük uyguluyoruz. he yüksek yapınca okulda mı kalacağım? hayır. maksat muhabbet gibi bir durum oluyor. adım gibi biliyorum dışarda yüksek yapmış bu adam tamam alalım diyen kimse olmayacak. ama olsun. hayat kısa yüksek yapmazsam içimde kalır patlar dağıtır ortalığı sonra.
bir de şu kampanya vardı. gazi üniversitesindeki arkadaşların yaptığı. işe yaramış sanırım. benim dönemde 4 kız varken şu son gelenler de 20den fazla yakın kız mevcut. genel mevcut 80 olsada problem yok. biz de 40 kişiydik.
buraya giren adam şu dersleri bir geçebilsek de mezun olup gitsek mantığıyla okursa ondan bi bok olmaz. zaten alanı çoook geniş olduğu için, bi alana ilgi duymanız, ve okurken bir yandan da onunla ilgilenmeniz gerekir. yoksa mezun olduğunuzda sudan çıkmış balık gibi olur, "napıcam lan okuduk ama bi bok bilmiyom gibi sanki hocu" dersiniz.
fiziğin içini dışını ezberleten bölüm. insanın kafayı sıyırmaması imkansız. adamı asosyal yapıyor, eğer gerçekten çalışıp olayları kavrarsanız iş bulamamanız imkansızmış. *
1. ve 2. sınıf çok zorlamasa da 3. sınıfta ağlayarak ders çalışıp inleye inleye sıçmanıza neden olabilir.
o kadar geniş bir alana sahip ki, hediye paketi gibi bölüm ama tüm hediyeleri seçeyim derseniz hiçbirine sahip olamazsınız. sadece birini seçip sahiplenmek gerekiyor.
analog elektronik sınavına bir gün kala yazan elimi sikeyim derecesinde gerlinlik yaratan bi bölüm. hevesli sübyanlara duyrulur fizigi gercekten seviyorsanız ve gercekten cok keyif alacagınıza inanıyorsanız yazın. 5-7 yıllık bir lisans egitimi sizi beklemekte.
dünya branşlaşmaya doğru giderken fazla gördüğüm meslek grubu. * elektrik piyasasının ne iş olsa yaparım diyen meslek grubudur.
elektrik mühendisliğinde yüksek gerilim, orta gerilim vs. hepsi ayrı bir uzmanlık dalıyken bir de üstüne elektroniğin dalları binince bu adam bu kadar işten nasıl anlar dememe sebep meslek grubu.
bunun yanında kıvrak zekalı yazarlarımızın "sonunda elektrik veya elektronikten biri seçiliyor" şeklinde zırvalıklarına bir dur demek gerekiyor. efendim elektrik ve elektronik o kadar geniş bir havuzdur ki üniversite gibi en temel bilgilerin verildiği bir yerde uzmanlaşmaktan bahsetmek ahmaklıktır. son sınıfta "antenler" dersi yerine "asenkron makinalar" dersini alan adam haberleşmeci değil de elektrik mühendisi olur diye bir hadise yoktur. diplomasında "elektrik elektronik mühendisi" yazdığı sürece ve pozisyonun gerektirdiği becerilere sahip olduğu sürece istediği meslekte çalışabilir bu bölüm mezunları.
bunun dışında "ne elektrik ne de elektronik. arada kalmış bunlar işsiz kalır yaa" diye de bir mantık yoktur. aksine bu meslek joker bir meslektir. çünkü her iki dalın da temel derslerini almış ve bu pozisyonlarda çalışmak için altyapısı olan şahıslardır bu bölümlerden mezun olanlar. bir elektronik ve haberleşme mühendisi elektrik motoru veya güç sistemleri hakkında fazla bilgiye sahip değildir. ama bir elektrik elektronik mühendisi sinyal de bilir, haberleşme de güç sistemleri analizi de...
iyi meslektir yani canlar. ama gönül vermeyip para için veya ünvan için girilirse bir dönem 3-5 aya değil de 1 seneye tekabül eder. o yüzden iyi düşünmek lazımdır.
insannın hayat enerjisini sömürdüğü gerçekten doğrudur. ödeviniz, projeniz, labınız hiç bitmez. hafta sonları arkadaşlarınız dışarı çıkarken siz 'şuna çalışmam lazım' diye çıkmazsınız, tüm gün evde bunalım takılırsınız, hiçbirşey de çalışmazsınız.
öyle değişik bir piskoloji içine sokar adamı.
bölümün zorluğu, uğraştığınız şeyleri gözle göremiyor oluşunuzdandır. asla tam olarak ne olduğunu bilemezsiniz öğrendiğiniz şeyin. çünkü soyuttur. en basitinden bir örnekle açıklayalım:
(bu örneği ben yaşamadım, aynı okulda olduğum arkadaşım anlattı)
analog elektroniğin ilk dersinde hoca sınıfa gelir ve sorar: "elektrik alan nedir" arkadaşlar diye.
tabi insnaların aklına sadece formüller gelir. tam olarak ne olduğunu bilmiyordur pek kimse.
hoca: "arkadaşlar valla ben de tam olarak ne olduğunu bilmiyorum, birkaç görüşüm var ama tam emin değilim." der
işte budur elektrik elektronik mühendisliği. evet formülleri öğrenirsiniz, dersi geçersiniz ama haala eksik olan birşeyler vardır.
şimdi sözüm lisede fiziği çok sevip sınava girip bu bölümü seçmeyi düşünen arkadaşlara. eğer fiziğin mekanik kısmından çok hoşlandıysanız sizin bölümünüz burası değildir. yine geçersiniz başarılı da olursunuz ama ne kadar tatmin olursunuz bilemem. sizin bölümünüz mechanical engineering dir. her ne kadar türkçeye makine mühendisliği diye geçmiş olsa da, mekanik mühendisliğidir sizin bölümünüz. elektronik seçmemeniz tavsiye olunur.
şimdi, lisede fizikte en sevdiğiniz konular, şu teorinin çok olduğu, soyut şeylerse, elektrostatik, manyetizma gibi, bu bölümü seçtiğinizde mutlu olma ihtimaliniz daha fazladır. benden söylemesi.
şimdi, akım nedir? gerilim nedir? bu iki soruya kendinizi tatmin edecek cevaplar verebiliyormusunuz? buradan başlayın bence bölüm tercihine.
hakkında ayrılması gerektiğini savunanların, vay efendim bunlar ne elektrik ne elektronik ikisi de değiller diyenlerin yurt dışındaki okullarda bu eğitimin nasıl olduğuna bakmalarını tavsiye ederim. zira onlarda bilgisayar bilimiyle de birleşmiştir bu ikisi.
branşlaştırmayı başaramayan gereksiz bir birleştirme sonucu ne tarafta olduğunu bilemeyen birsürü öğrenci mezun eden bölüm. her iki branşın öğrencisi de temelde birbirlerini anlayabilmeli ewet ortak dersler olmalı ama çalışma alanları çok farklı olduğundan kesinlikle pratik eğitime daha fazla yönlendirilmesi ve ayrılması gereken bölüm.