Şimdi laik kadın diyerek hafif kadın kastediliyor burada bir küçük görme var ama şu var. Fransız ihtilali sonrasında klise etkisini kırmak için ilk defa Fransa'da laikleşme başladı. Klise ya da din kadının bedeni üstünde tasarruf Hakkı olmadığını düşünüyor. Buradan hareketle kadının cinsel anlamda zevk almasına tatmin olmasına bile karşı. Hatta misyoner pozisyonu erkek baskın bir pozisyon olarak hristiyan misyoner rahipler ile yayılmış. Çünkü kadın erkeğin zevk nesnesi olarak düşünülmüş. Kadın üstte pozisyonlarda kontrol kadında olduğu için kadının beklentilerini yönlendirmesine daha uygum bir pozisyon. Neyse konuyu dağıttım. Diyeceğim laik kadın bedeni üzerinde cinsel kimliği üzerinde kendinden başka tasarruf Hakkı tanımaz. Laik olsa da inançlı ise ve inandığı din evlilik dışı cinsel beraberliğe mesafeli ise bunu söylemeyebilir ama bu ikinci tip azınlıktır zira bizim algımızda laik olmak inançsız olmakla birleştirilir halbuki laik kişi inançlı insanların inancını yaşamasını destekler kendi inanmasa bile destekler zira olay dinin devlet eliyle bir tahakküm aracı bir sosyal kontrol mekanizması haline getirilmesine karşı olmakla ilgilidir. Fransa'da kilise vergiden muafken halk vergi yükü altında eziliyordu. Laiklik bu anlamda vergi muafiyetine tepkiydi. Klisenin aşırı nüfuzuna yönelikti ama kitleler bunu din karşıtlığına indirgedi.