elektrigin gecici sureyle enflasyon sepetinden cikarilacaginin isaretidir. belki elektrik yerine gunes kremini sokarlar sepete. tabii ki saadet zincirinin surmesi icin enflasyonun dusuk gosterilmesi gerekiyor. alan memnun satan memnun. tek memnun olmamasi gereken halk, ama %47'ye bakinca o da memnun gorunuyor.
5 sene zam yapmayız elektriğe... sonra haşırt the blackboard. ağzını bile açaman. %134 su zammı ile de kutlarız bunu biz.
böyleyiz biz.
%15 kendi halkımızın kullandığı elektriğe zam yapalım, tamam, üzerine de kuzey ırak'a verdiğimiz elektriğe de %15 indirim uygulayalım. aman herşeyler nasıl da dengeye geldi? önceden feci ucuzdu zaten... oh azıcık dengeye gelsin, değil mi ama?
sadece basinin degil basbakanin da soyledigi zamdir. basbakan erdogan cuma namazi cikisi taksicilerle sohbet ederken bu haberi vermistir. enflasyon hedefinin yuzde uc bes oldugu ortamda bu zammi tutup tutup birden hasirt diye %15 yapmak nasil bir mantiktir? gelismis ulkelerde de fiyatlar artar ama arz telep dengesine gore artar, birileri oturup karar vermez.
tek amacı, özel sektörün yüksek fiyatlardan satışlara başlamasının hedeflenmesi olan zamdır. zammın dağıtım özelleştirmeleri öncesinde yapılması bunu fazlası ile kanıtlamış durumdadır. halkın yaşam şartlarının daha fazla nasıl zorlaştırılması ve sırtlarına vurulması konusunu iyi ele almış durumdalar gerçekten ancak sömürüye en ufak bir tepki vermeyen halk büyük ihtimal bu duruma da ses çıkarmayacaktır.
elektrik zammının doğalgaz fiyatlarına endekslenerek otomatiğe alınması ile çok daha vahim sonuçlar doğuracak olan zamdır.
bu zamdan önce ilk 5'teydik, zamdan sonra japonya'nın bile üzerinde yer alıyoruz. ayrıca, başbakanın cümlesiyle söylersek, "dünyanın hiçbir yerinde -medeni olsun olmasın- enerji bu kadar pahalı değildir"
yapılanları ve yapılacakları ciddi bir şekilde sorgulatacak zamdır.
bu ülkede en kısa sürede yatırımı tamamlanıp uygulamaya geçirilecek enerji üretim uygulamalarıyle ilgili yatırımları bile* gerçekleştirebilmek için birkaç sene geç kalmıştır. Kaldı ki bu çözüm de çoktan ekonomik olmaktan çıkmış, ekonomik yapısını yitirmeden hemen önce dışa bağımlılık faktörünün en üst seviyeye çıkmasına neden olmuştur.
pek sayın hükümetlerimiz, nükleer-termik lobisinin dayattığı, öncelikle termik santrallere ağırlık vermiş, bugün yaşanmakta olan pek çok çevre ve işletme sorununun ortaya çıkmasına neden olmuş, ardından yatırımın üretime geçiş süreci on yıldan fazla olan nükleer santral kurma çözümüne yönelmiş, şu anda da buna tutunmakta ve enerji arzını yeterli miktarda yapamamanın yanında bir de pahalıya maletme sorunuyla başa çıkmaya çalışmaktadır.
anlamakta güçlük çekilen sorun şudur; bu ülkede enerji üretimi ve dağıtımı ile ilgilenen, kanunla faaliyeti belirlenmiş bir kurum* vardır ve bu kurumun üyeleri konuyla ilgili olarak teknik anlamda bu ülkedeki en yetkili kişiler olarak görülmektedirler. ancak bu kurum ne nükleer santralleri, ne ipe sapa gelmez, yatırımı teşvike değil, açık kapamaya, yamamaya yönelik zamları desteklememektedir. ama kuru kuruya da bunlara karşı çıkmayıp, dışa bağımlılık ve ekonomiklik sorunlarının çözümünü de içerecek pek çok öneri sunmaktadır. peki hükümetler neden bu kurumun önerilerini dikkate almamaktadır? enerji üzerine yapılan yatırımları belirlerken bu kuruma danışmamakta iken, kime danışmaktadır? başka, teknik yeterliliğe sahip gizli kurumlar vardır da bilinmemekte midir?
bilginin aritmetik, cehaletin geometrik artış gösterdiği bir ülkede, tip sorulara cevaplar bulmak pek kolay olmamaktadır. bunun yerine, aydının da cahilin de değer olarak üretip devlete sunabileceği tek ortak meta olan parasal destek ile, yani zam yapılarak bu durum örtülmeye, daha da vahim olmak üzere, üretilen bu değer, yatırıma dönüştürülmek yerine faiz ödemeye, açık kapatmaya harcanmak suretiyle ortadan kaldırılmaktadır.
bütün bunlar ışığında, asıl teknik mercilere* danışılmadan yürürlüğe sokulacak bu zam, bu ülkenin halkına ve geleceğine yapılacak en büyük ayıptır.
olumlu bir gelişmedir, ama yetersizdir. mümkünse yüzde yüzelli, hatta yediyüzelli zam gelmelidir. böylelikle yirmibirinci yüzyıl türkiye'sinde insanlar aydınlanma giderlerini bile karşılayamayacak duruma gelirler ve belki bu sayede ampuller söner.
hükümetin bu haraketine karşılık olarak halkın tepkisi aynı olacağını düşündüğüm olay. yok hayır hükümet elektriğe zam yapar ise elektriği kaçak kullanan insan sayısıda aynı orantıda artıcağı nihayi bir gerçektir..aslen zam yapılması anormal bir durum değil. anormal olan durum zammın mikatırı olacaktır..
çok yerinde bir karardır. halkımız akpye desteğini arttırarak babayı almak istediğini göstermişdir. akp de bunun gereğini yapmaktadır.
%47'ye afiyet olsun.
kurunun yanında yaş da yanar. bu yüzden biz de burada eleştirimizi yapıyoruz.
nükleer santral kurulsun diyorduk. bu arkadaşlar bu kafayla elektriği ucuzlatacaklarına pahalılaştırırlar...
ulan senin neyine dışardan aldığın doğalgaz'la elektrik üretmek...
vazgeçtik işte. nükleer santral kurup %10 daha zam yapacaklarsa, kurmasınlar. doğalgaz çevirmeye devam edelim biz. zaten pazarlıyoruz her şeyimizi, biraz daha içeri girsek ne fark eder? ha bir eksik, ha bir fazla...
imf'nin türk ekonomisine el koyduğunun, elleriyle ekenomoyi iyice sardığının belgesidir; çünkü imf dış borçlar sebebiyle türkiye'nin(tedaş'ın) elektriği dışarıdan %10 zamlı almasını sağlamıştır. böylece tedaş da elektriği kendi halkına daha fazla zamlı fiyata satmak zorunda kalmıştır. (kaynak: 5 gün öncesinde izlediğim bir ana haber bülteni)
%15 gibi yüksek bir oranda zam yapılmasının hicbir mantıgı yoktur.söyle ki madem %15 gibi yüksek bir oranda zam yapmak gerekiyor bunu daha önceden gerektigi zaman yap.is suna geliyor secimden önce meydanlardan elektrige bir kurus zam yapmadım diye bas bas bagarcaksın sonra da secimi kazandıktan süre utanmadan sıkılmadan tek kalemde %15 zam yapacaksın.basbakan her gelismeyi borsaya(ki büyük bir kısmı yabancı sermayenin elinde) göre yorumlayacagına biraz da her gelisme vatandasa nasıl yansıyor diye baksa cok daha iyi olur.