muhabbeti, sevecenliği, zevkleri ve bir sürü özelliği ile sözlükte en beğendiğim yazar. çaylaklık maylaklık hikaye hocam. sıkma tatlı canını, okşa patlıcanını..
tamamen haksız yere çaylak yapılmış, sürekli takip ettiğim, çok da taktir ettiğim, sözlüğümüzün en kalite yazarlarındandır. şahsen eğer sözlükten ayrılırsa, çok üzüleceğim yazardır. ayrıca bu kadar absürd bir durum için çaylak yapılmasına gerçekten karşıyım. eğer dönmezse bir çok yazar moderasyonu affetmeyecek.
bir iki tane yazar vardı düzenli şekilde takip edip, hem bilgilenip hem gülümsediğimiz. aldınız birini elimizden anasını satayım.
genel bilgilerine bakın da sözlüğe neler katmış görün kısa süre içinde. yazık, format dahilinde sözlüğü s.kenlere dokunulmuyor, electro çaylak yapılıyor.
sözlüğe dönmeyeceğini beyan etmiş, kaybettiğimiz kaliteli yazarımızdır.
uludağ sözlük çok iyi bir yazarını kaybetmiştir. başımız sağolsundur. onu entryleriyle, kıvrak zekası, yaratıcılığı, engin sinema ve çizgi roman birikimiyle hatırlayacağız.
seni çok özleyeceğiz electro.
israr etmenin pek faydasi olmayan yazardir. kaldi ki kararinda haklidir.
hatta ben onun yazmadigina sevindim dun. arastirip, emek verip gunde 200 e yakin entry yaziyordu. hackleme sirasinda emekleri bosa gitmedigi icin mutlu oldum.
insallah, bir gun sinemaya gidebilirim onla.
edit: film izlerken konusmayacak, sahne yorumunu sona birakacak. yoksa basinin etini yerim onun*.
malum bir kış ayı. şöle oturmuşum bilgisayarın başına. eşşek kadar adam olmuşuz zaten, dedik "hayda bre bi fox kids spiderman patlatalım", akalım ortamlara falan. izleyivermişim 1 geece koskoca 2 sezonu. gözlerim şişmiş. heryerde boktan örümcek adam esprileri görmekteyim.
girelim dedik tabi bi de üstüne sözlüğe. yazıyoruz entryler falan. carnage dır, electro dur, venom dır falan. sonra bu arkadaşım geldi. bana carnage ın yaradılışı hakkında hoş bir bilgi verdi. teşekkür ettim ben de kendisine.
hal hatır sorar oldum arada, merak edip entrylerini takip ediyim diyordum. bellidir ki zaten bir yazar ile konuştuğunuz bir konu sizin de sevdiğiniz bir konu ise o yazarı otomatikman takip etmeye başlıyorsunuz.
bu kadar boş entry arasında şimdi onun bilgi içerikli entrylerini nasıl bulucam diye hayıflandım başta. sonradan yazarın entrylerini arama olduğunu çaktım. arada girip okuyorum. sol frame karılı-kızlı amlı-taşaklı başlıklardan geçilmiyor zaten o aralar.(malum mart ayı olmuş, azan azmış.)
ne diye yazdım lan ben bunları? şu sözlükte sevmek için fazla vakit bulamadığım, ama en çok saygı duyduğum adamdı. platonik fanıydım.
gitmiş. sokayım böyle işe..
tanım: örümcek adam serisinde elektriğe hükmedebilmesiyle, azılı bir düşman olmuş* bir karakter. maskesi çok güzeldir.
sözlüğe (bir kaç dakikalığına da olsa) girmesine sebep olduğum için, en içten duygularla teşekkür etmeyi bir borç bildiğim dost. hatta yaptığı büyük özveri gerektirir ve beni şaşırtmıştır. dolayısıyla da bahsettiği üzere gerçekten büyük bir sürpriz yapmıştır bana.(şaşırtmak ve sürpriz yapmak aynı şeyler olmasın. neyse öyleyse bile anlamı pekiştirmek için kullandım diyelim*). şu saatlerin üzerimde yarattığı bıkkınlık hissi, onun sayesinde rutininin dışına çıkarak mutluluk hissine dönüşmüştür. ayrıca ben de amazon timsahlarına, serengeti kedilerine, camgözlere ve spirit ayılarına electro gibi teşekkürü bir borç biliyorum. çünkü o bahsettiğine göre mutlaka arkadaşlığımızın gelişmesinde büyük rolleri vardır*. tam anlamıyla ifade edemediğim duygusal paylaşımıma burada bir son veriyorum. ancak yine de yazdıklarından dolayı yüzümde oluşan tebessümün devam ettiğini de belirtmek istiyorum.*
sözlüğe aylardan sonra geri dönen ve döner dönmez de eski hızından hiçbir şey kaybetmediğini gösterircesine kah gırgırını yapan, kah(diyemeyeceğim çünkü ezici çoğunlukla) bilgi içerikli entry'ler yazan, sözlüğün (en azından kendi adıma) yazdıkları takip edilesi tek yazarı. büyük bir nimet olarak sayılması gereken sözlüğe geri dönüşü, nedense moderasyon tarafından çaylaklıkla ödüllendirilmiş.
şu sözlükte zaten sağlam, birikimli, kendini ifade edebilen yazar sayısı maalesef çok düşük, bu bir gerçek. bunun üstüne bir de sanki cımbızla çeker gibi bu müzelik ve korunması gereken yazarları çaylak yapmak, ya da türlü sebeplerle sözlükten soğutmak büyük başarı ister. moderasyonu bu muhteşem hareketinden dolayı tebrik ediyorum, electro'yu kim çaylak yaptıysa ona kocaman bir madalya, mini papatya çelengi, şilt, hatıra tabağı hediye etmek istiyorum.
"bir gün moderasyon hatasını anlayacak. aslında anlamayabilir de.. esas önemli olan yazarların tam 'yeniden kazanıldı' derken electro çaylak yapıldığı anda verdikleri tepkidir. o yüzden haksızlığa göz yummayın ve haksızlığın hakkını en azından tepki vererek gösterin." yine, yeni, yeniden çaylak olduğunu görünce içimden bunları geçirmeme sebep olan 1. sınıf yazar.
pek düşünceli güzel yazar. doğumgünümü ilk kutlayan kişi oldu bu sene*. hiç kimse bu kadar erkenden kutlamamıştı. ne o öyle 00.00'da aramalar falan?* ellerinden öperim.
sekiz bininci entry'im, uzun zamandır beklettiğim birine olsun:
electro, spider-man külliyatının en sevilen kötülerinden biridir. vücudu doğal elektrik kaynağıdır. bir keresinde şehrin şebekesindeki tüm enerjiyi çekmiş, aşırı yüklemeden spider-man'in yardımı sayesinde kurtulmuştur. gerçek adı maxwell dillon olan electro'yu, komiser jean dewolff'un ölümüne neden olan sin-eater'in beynini yıkarken de görürüz. daha sonra ortaya çıkan ve gücünü özel dizayn edilmiş elbisesinden alan shocker'la -işverenlerinin ikisine de kazık atması üzerine- bir kere karşı karşıya gelmiş, yediği şok darbesiyle bayılmadan önce uzattığı parmaklarından çıkan elektrikle şokçu'nun işini bitirmiştir. spider-man'in düğün gününde de peydah edip şehri birbirine katmışlığı vardır.
sinister six yanı sıra, wizard ve ekibiyle frightful four'a da katılmıştır (okuyanlar, metro yolunda rayların üzerinde, havada giden paltolu adamın kim olduğunu bilirler). yıldız biçimini andıran maskesinin bir benzeri * daha sonra nova'da da kullanılmıştır. 2000'lere gelindiğinde, electro'nun gücünü kaybettiğini ve geri kazanmak için risk alarak elektrikli sandalyeye oturduğunu görürüz. karşımıza çıkan yeni electro, maskesinden arıtılmış, çağa ayak uydurmuştur. her şeye rağmen "altın" dönemin en sevilen karakterlerinden biridir. umudumuz onu dördüncü filmde görmekten yana.
