bursa korupark şubesindeki teknoloji özürlü bayan çalışanları insanı uyuz eden teknoloji mağazasıdır. ayrıca aradığınız bir çok ürünü bulamazsınız, yardım istersiniz ama görevli kızlar başkasına ağzını ayırır, size tepki vermez. neyse ki ardından metro ile carrefour a geçilir, bimeks, teknosa, media markt gezilerek oh be denir.
ingiliz şirketi. Türkiye'de Türklerle ortaklar. Sabancı ailesinden bir başka grubun holdingi Esas Holding bünyesinde bulunuyorlar: Dixons Retail plc'nin tescilli markası Electro World, Türkiye'de Dixons Retail/Esas Holding/ODESA ortaklığı ile hizmet vermektedir. http://www.basinbulteni.c.../electro-world/hakkimizda
açıldığı günlerde müşteri çekebilmek için iyi indirimler yapan ama 1 senede türklerin şark kurnazlığını kapan firma. indirim yapar malları reyona koymaz, broşürde 100 tane yazar, sabahın köründe gidersiniz, sıranın önünde 20 kişi yoktur ama nedense stok bitmiş olur vb.
bu şirketten alışveriş yapılmamalıdır.
sattıkları ürünün arkasında durmazlar. garanti için gittiğinizde sanki onların işi değilmiş gibi sizi başlarından savarlar.
ayrıca aldığım diğer üründe kutu içeriği eksik çıkmıştı. kesinlikle ilgilenmediler. defalarca ilettim kesinlikle sattıkları ürüne sahip çıkmadılar.
bir sürü mağaza dururken, buradan birşey almamak gerekir.
müşteri memnuniyetinden/haklarından bihaber firma. herhalde 2-2.5 ay evvel exper netbookum bozuldu, hoş klavyesinde 1-2 tuş çalışmıyordu. servise verdik, artık experin de nasıl bir teknik servisi varsa 2 tuşu bozulmuş netbooku tamir edemedikleri gerekçesiyle geri göndermediler, neticede benim dosyalar falan da gitti ve e bari yedeğini yollasınlar diyince oralı bile olmadı electro world çalışanları. neyse, electro world, aynı model exper netbook varsa alabileceğimi yoksa hediye çeki verileceğini söyledi. pahasında netbook ya da aynı model bir exper zaten yok mağazalarında, e ben niye üstüne para katıp da başka bir netbook alayım sen bana 2 yıl elimin altında sağlam netbook olmasını garanti etmişken? e bir üstü ürün verin o vakit dedim -ki bunu istemek hakkımız- yok veremeyiz, çek veriyoruz biz firma olarak dediler dediler dediler... sonuç olarak yaklaşık 2 saat uğraşmanın ardından ancak paramı alabildim, ha o para da hediye çeki değerinde ama ben o paraya hiçbir şey katmadan özellikleri daha iyi olan grundig netbook alabildim başka bir yerden.
kapısında 3 saat bekledikten sonra sadece bir adet 4gb usb ile eve döndüğümüz elektronik eşya mağazası. kettle alacaktık, bi kettle 3 lira olur mu amk? aynı fiyata usb'ye talim olduk.
batmak için çalışan şirket. nasıl batmak? arkadaş senin rakibin teknosa, media markt, darty değil mi? evet. müşteri skmesiyle meşhur teknosa bile turuncu indirim diye çatır çatır indirim yapıyor sen taaşuk geçer gibi 5 liraya mp3, altus narenciye sıkcaaağı satıyorsun. üzülüyorum lan batacaksınız gideceksiniz bu ülkeden, teknosa ortamı boş bulacak eskisinden beter skecek milleti.
8-9 ekim tarihleri için hazırladıkları çılgın teklif kampanyası türkiye çapında ipadlerden, akıllı telefonlardan tutun, lcdtvlere, laptoplara, çamaşır makinelerine kadar toplam 100 hediye dağıtacak elektronik marketler zinciri ve aynı zamanda bu kampanya ile sosyal medyada rakiplerine fark atarak müşteri kazanma stratejisini başarıyla uygulamış teknoloji devidir.
çılgın teklif yapacaklarını ilan ederek kitleleri mutlululuktan havalara uçuran teknoloji diyarıdır.
mutluluktan uçmak için bakmanız gereken yer: http://www.facebook.com/electroworldturkiye
bu da neyin nesi diyen canım yazarlar için: efendim şimdi 8-9 ekim tarihlerinde, çılgın teklif 2 kampanyasının tarihleri, electro world ün facebook ve twitter sayfasını güzelce takip ediyorsunuz, bu sayfada sürekli türkiye nin çeşitli illerinden yer isimleri ve hediyeler anons ediliyor, anons edilen yere ilk giden kişi de o hediyenin sahibi oluyor, kupon yok bekleme yok adım at hediyeni kap gibi bir olay
bünyesinde en fazla özürlü iş gücüne yer veren mağazalar zinciri.
+ Alo, merhabalar, internetten araştırdım ama gaziosmanpaşa şubenizde fotoğraf baskısı yapılıp yapılmadığını öğrenemedim, telefon numarası varsa verebilir misiniz?
-mağazalarımızın hepsinde fotoğraf baskısı yapılmaktadır.
+ hmm, tamam. Geçen bayrampaşa şubenize gittim, baskı makinesi bozuktu ve onca yolu geri dönmek zorunda kaldım. Bana telefon numarasını verir misiniz, arayıp sormak istiyorum, eğer baskı makinesinde problem varsa onca yolu bu sıcakta gitmek istemiyorum.
-özür dilerim, mağazalarımız telefonla hizmet vermiyor.
+hizmet almak için aramayacağım, sadece çalışıp çalışmadığını sormak istiyorum.
-sormak da hizmet almaktır, özür dilerim mağaza numaralarını veremeyiz.
+peki siz benim için sorar mısınız?
-neyi?
+baskı makinesinin çalışıp çalışmadığını?
-bütün mağazalarımızda fotoğraf baskısı yapılmaktadır.
+ben türkçe konuşuyorum, sizin çalışma izniniz var mı?
insanları mağdur etmeyi fena halde benimsemiş firma. Bu mağduriyet hem işe alım, hemde müşteri anlamında yapılmaktadır. ilk açıldığı zaman, benimle anlaşıp tam işe başlayacağım sırada, Finans müdürü değişti, eski müdürün onayladığı hiç kimse işe alınmayacak diye aramışlardı. Aşağıda ki linkte ki kişiyide ürün satışında yanlış bilgi vererek mağdur etmişlerdir.
Adım Sinan;
Hiç bir firma, kurum yada kuruluşa düşmanlığım, çıkar uyuşmazlığı vb. gibi sorunlarım yok, yazdıklarımın arkasındayım.
14 Şubat 2011 Sevgililer Günü'nde eşime, evime 100 metre mesafede olduğu için Electroworld Gaziosmanpaşa şubesinden bir Medya Oynatıcı almak istedim.
Western Digital Elements Play Media diye bir ürünü beğendim. Kutusunun üzerinde Dolby Digital yazıyordu. Stand personelinize sordum; - Sağdan soldan duyduğum kadarıyla üzerinde dolby digital yazsada DTS yazmayınca dışarı ses vermiyormuş, sadece optik çıkıştan veriyormuş, öylemidir?" personeliniz kesinlikle böyle birşey yok, dışarı ses verir ama kalitesi DTS kadar iyi değildir dedi. Tatmin olmadım, yaşça daha büyük, sağda solda yapılan işleri kontrol eden sanırım biraz daha üst rütbeli bir personelinizi kasalara doğru giderken yakalayıp sordum. Oda aynı cevabı verdi, Dts yazmamasından dolayı Tv'ye ses iletmeme gibi bir durumun söz konusu olmadığını, sadece kaliesinin daha kötü olacağını söyledi. Bende - bana zaten kalite lazım değil, ses filan açamıyoruz apartmanda " dedim.,
Kasalara geldiğimde orda backgrounda da ürünlerle haşır neşir olan bir personelinizle daha kasada beklerken biraz sohbet ettik. O da - bu ürün bende de var, dışarı ses vermemesi gibi birşey söz konusu değil dedi.
Aldım ürünü, eve geldim, önce bilgisayara bağlayıp içindeki diske bir video attım, sonra götürdüm tv ye bağladım, çalıştırdım. Ses yok. Hd kabloyu söktüm taktım, acaba birşeymi var diye, tv yi açtım kapattım, sesi açtım kıstım, hiç bir gelişme yok.
Evde internet yok, ertesi gün işyerinde ürünün ismini bir arama motoruna yazıp araştırdım. Bir dergi editörü ürün hakkında bir inceleme yazısı yazmış. Ürünün dts özellikli (yani ortalama her 3 mkv filmden en az 1 tanesi) sesleri analog stereoya çevirip tv ye verme özelliğinin kesinlikle olmadığını yazmıştı.
15 Şubat günü evde cihazın zaten düzgünçe açılmış olan tüm kutusu poşetlerini topladım, vede en önemlisi olan faturayı taşıma poşedine koydum. Electroworld’e gittik eşimle.
Bana cihazı satan stand görevlisini bulduk, -böyle böyle dedin bana” dedim. Dediki –öyle tabiki. dışarı ses verir.” Çantayı elimden aldı ve yaklaşık 1.5 metre poşet elinde yürüdü. Önünde masa gibi bir desk olan bir Lcd tv nin önüde durdu. Cihazı poşetten kendi çıkardı, kutusundan kendisi açtı. Biz eşimle dikkatimizi elemanın poşetten cihazı çıkarmasına vermedik, malüm elektronik eşya mağazası olduğundan sağa sola göz ucuyla ilgimizi çeken şeylere bakıyorduk. Eleman bağladı cihazı, çalıştırdı. –Bak ses geliyor dedi” baktımki optik çıkıştan optik kabloyla 1000 tl civarında satılan ev sineması sistemine bağlamış . Dedimki - sen sesi optik çıkıştan ve sisteminden almışsın, benim ne ses sistemim var, nede böyle bir şey alacak gücüm var. Eleman dediki - bu cihazlardan başka türlü çıkmazki ses” bende - gel beraber medya oynatıcıların olduğu rafa gidelim, sana orda bir sürü model göstereyim, hdmi kablodan tv’ye ses ileten, sadece bu cihazda bu özellik yok dedim…
Biz bunları tartışıyorken, amiride geldi, dinlemeye başladı… Poşetleri kurcalayan eşim dediki; faturası nerde bunun?
Şimdi asıl film burdan sonra başlıyor. Faturayı kendim özene bezene defalarca kontrol ederek cihazın olduğu firma taşıma poşedine koymuştum. Yolda yürürken bir defa daha ağzını aralayıp kontrol etmiştim.. Poşedi elimden onlar almıştı, onlar açmıştı. Fatura bir alicengiz ortadan kaybolmuştu.. Elemanlar – aaa , faturası yokmu? O halde hiçbir işlem yapamayız diyip çil yavrusu gibi dağıldılar.. Masanın üstünde cihaz, dağıılmış şekilde poşetler,kutusu,guide ile kalakaldık.. Heryere baktık, yerlere , sağa sola, defalarca poşede.. Biz ordan toplanıp gidene kadar elemanlar biz orda yokmuş gibi davrandı, yüzümüze bile bakmadı.. Eşim muhasebeye gitti, ordakilere, onlardaki fatura kopyasından fotokopi çekip, üzerine kaşeyle ‘Aslı Gibidir’ diye yazmalarını istedi, yapamayız dediler…
insanın başına böyle bir şey gelmesi insanı müthiş yıpratıyor… Eve gelince eşim bana – bir ara kendini baya kaybettin, yüzünün halini görmeliydin” dedi.,
Bu ruh halini yaşadıktan sonra gerçekten üçün beşin kıymeti yok. Şimdi çıkıp olan biteni düzeltseler bile o anki ruh tahribatını artık geri getiremezler…
Bu yazıyı sikayetimvar.com’a yazmak istedim ama 1500 harfle sınırlıymış. 3 paragraf yazamıyorum. Bazı GSM lerde sms, yani Short (kısa) Mesaj Servisi 500 harf. Acizliğin bu kadarına pes doğrusu.
--spoiler--
ha bir de mağazadayken "ürünün ambalajını" isteyince; kullanılmış ve 1 hafta sonra bozulmuş bilgisayarın "ambalajını ne yapacaklarını" sorduğumda; hp (bilgisayarın üreticisi) değişim için ürünü ambalajıyla istiyor cevabını aldığım firmadır bu. akabinde hp türkiye temsilciliği aranıp "yok kardeşim. ambalaja gerek yok. ayıplı ürünün mukavva kolisini ne yapacağız? yeniden mi satacağız sanki ürünü. siz ambalajsız iade edin aldığınız yere." dendiğinde; bu kez "bizim prosedürümüz bu" deyip insanı çileden çıkaran da firmadır bu aynı zamanda. şimdi de "servisten onay bekleniyor, arızaya dair" diye değişim yapmayan firmadır. elde belge var. "ürünün açılmadığı ve bozuk olduğu tespit edilmiştir" diye almışlar ürünü benden. şimdi yeni teorileri de bu. servisten onay bekleniyormuş. 3 gün sonra ne bahane bulacaklar bilmiyorum ürünü değiştirmemek için... ama yaratıcılık sıfır. onu söyleyeyim.
alışveriş yapılırken kesinlikle çok dikkatli olunması gereken firma. "ucuz buldum, hemen alayım" demeyeceksin, düşüneceksin, buradan bir şey alıyorsan. 1800 TL'lik dizüstü bilgisayarı, 1400 TL'ye kampanya yapmış satıyorlardı. Şahsım, bu hatayı yaparak, hemen zıpladı. Ürünü satın aldı. Ürünü 1 hafta kullandım. Ardından bilgisayar kapanmaya, bazen açılmamaya başladı. En sonunda görüntü gitti. Bir daha gelmedi. Neyse, olur böyle şeyler deyip aldığım mağazanın yolunu tuttum. Ve mağazanın müşteri politikasını ilk elden öğrenmiş oldum. Ürünü alırken; öve öve bitiremeyenler, ürün bozulunca birden değişiverdiler. Olay yılan hikayesine döndü. Bilgisayar bozulalı 5 gün oldu. Yasal olarak ilk 30 günde bozulan ürünü değiştirme, hatta paramı iade alma gibi haklarım bulunurken; adamlar bu ürünü değiştirmemekte ısrar ediyorlar. Önce "ambalajıyla gelmedi" dediler. Şimdi "servisten onay bekliyoruz" diyorlar. Neyin onayını bekliyorsun kardeşim? Bozuk işte bilgisayar. Getirdim sana. Çalıştıramadın. Neyin onayı bu? Benim ağzım yandı. Kapısından geçtiğime pişman oldum. Hem bilgisayarsız kaldım. Hem gerek mağazadaki, gerek müşteri temsilcisi hattındaki mağaza çalışanlarının ağzının kokusunu çektim. Adam gibi konuşuyorsun, sonuç alamıyorsun. Sertleşiyorsun, sonuç alamıyorsun. Mağazanın en büyük özelliğinin "sonuç alamamak" olduğunu anladım. Şaşkaza; ürününüz "sağlam" çıkarsa, şanslısınız. Ama bunlara satın aldıktan sonra işiniz düşerse; sakın kibarlık, anlayış, ilgi falan beklemeyin. Benden söylemesi. Benim ağzım yandı. Sonuç mu? Sonuç olarak iki gün sonra "Bilgisayarını tamir ettik, gel al" derlerse; kesinlikle bilgisayarı teslim almayacağım. O 1.400 TL yanarsa yansın. Beni o kadar hayattan bezdirdiler ki; böyle bir durumda 333 yıl mahkemelerde sürünsem bile, hakkımı arayacağım. Zaten çektirdikleri eziyet, yaşattıkları stres; 1.400 TL'den çok daha pahalıya patladı. Artık heyecanla telefon bekliyorum. "Bilgisayar tamir edildi. Gel al." diye arasınlar istiyorum. Ki olay noktalanmış olsun. Ardından ben bilgisayarı teslim almayıp hakem heyeti mi olur, mahkeme mi olur; neyse uğraşmak istiyorum. Parasıydı, bilgisayarıydı umrumda bile değil. Satarken kibar ve pozitif; sattıktan sonra vurdumduymaz ve negatif tavır takınan, bizim memlekete özgü mağazacılık anlayışından sıkıldım artık. Buna dair bir şeyler yapmak istiyorum sadece. Bilgisayarını da tamirini de parasını da yiyim. Psikopat yaptılar beni, evet *