nam-ı diğer gakkoşlar, şehirlerini çok sevdikleri halde nedense orada yaşamayı tercih etmek yerine hep oraları özlemeyi seçen insanlardır. öve öve bitiremezler. her şehirde vardır onlardan. erkan oğurgibi çok kıymetli olanları vardır bunların dışında.
kafalarına göre takılan çalışanları vardır. sizi fırçalama yetkisine sahipmiş gibi davranabilen çalışanları da cabasıdır. ama farklı bir havaları vardır. sanki daha içtendirler ne kadar fırçalasalarda. sevdim lan ben bu şirketi yapılanlara rağmen.
1941 YILINDA Elazığ da doğdu.Elazığ Lisesinden mezun oldu. Lise öğrenciliği sırasında tüm ailelerin sorumluluğunu üstlenerek müteahhitliğe ve Gül Ticaret Firması ile demir ticaretine başladı. 1971 yılında kardeşleri Refik ve Mehmet GÜL ile birlikte Gülsan Koll. Şti.ni kurdu. 1981 yılından itibaren şirket merkezini Ankara ya taşıdı. Halen Gülsan Kolektif Şirketler gurubu bünyesinde yer alan firmaların Yönetim Kurulu Üyeliğini sürdürmektedir. Evli ve 2 çocuk babasıdır.
hiç hoşlanmam. Tabi bunu kişisel olarak söylemiyorum aralarında iyileri var muhakkak. Fakat vatan millet din edebiyatının fakirleri ama en çok övünenleri. Fakir derken bu bakımdan zenginler. Mesela Türkiye'de felsefi bir şeyi birileriyle tartışma ihtimaliniz 75.000 kişide bir falandır. Elazığda toplam 30 tane insanla bir şeyi tartışamazsınız.
Özellikle onların mantıksız inançları, şemalarını kırarsanız fiziksel olarak kavga bile edebilirsiniz.
Ramazanda küçücük çocuğa bile sokakta yemek yedirmezler, pardon lokantayı açarlar 11'de döneri takarlar ama tek şansınız onu alıp eve götürüp yemektir. Çocuk bile olsa o yemek sokakta yenmiyor.
içki içebileceğiniz şehir içi lokantalar azdır. Pub daha 2016'da yeni açılmış. Tabi bunlar Elazığ'ın özellikleri fakat Elazığ'ın insanı bu kadar berabt olmasa bunlar daha erken olabilirdi.
maçlara silahla girerler, herkes birbirini tehtid edebilir, dışarda da birbirlerini tutarlar. torpilcilerdir yani. kişi olarak söylemiyorum ama geleneksel bir elazığlı varsa kızından da erkeğinden de uzak durun. zamanınızı yerler.