"Ne yapıyorsun?" sorusunu "Ne yapisin?" diye harmanlayan ağızdır. ikinci bir örnek vermek gerekirse; "Şuraya gidelim mi?" sorusunu "Şuraya gidek mi?" diye harmanlayan ağızdır.
Anneannemin az önce "nedisiz, ne yapisiz?" sorusuna "nedek gurban buncalığa şükür" diye cevap vererek bir örneğini verdiği, güzel ülkemin dinlemesi en zevkli ağızlarından biri.
cecit: yeni. Örneğin yeni bir kıyafet için "cecit" sıfatı kullanılabilir.
Mutbah: Mutfak. Şimdi "yahu kardeşim bunu siz yanlış söylüyorsunuz, her telaffuz hatası bir yörenin ağzını oluşturacaksa işimiz var bizim" diyeceksiniz, ben de böyle düşünüyordum zaten.
Fakat annanemin anlattığına göre eskiden mutfağa "matbah" denirmiş. Benim de haberim yoktu, geçenlerde anneannem "mutbahtan bi tene kaşuh* getür hele" diyince güldüm kendisine, açıkladı bana sağ olsun.
"komutan bir grup askerle bir göletin yanında mola vermiş ve askerlere dinlenin demiş. bizim elazığlı asker de yüzmek istemiş ve gidip komutana "acaba komutanım burda çimili mi?" demiş. anlamayan komutan tekrar tekrar sormuş ama yine anlamamış. demiş nerelisin? bizimki elazığlıyım demiş. komutan sormuş "başka elazığlı varmı ?" elazığlı olup istanbul'da büyüyen bir asker gelmiş. komutan sormuş evladım bu hemşehrin ne diyor ? demiş ki "komutanım arkadaşım diyor ki " burda çimiliyor mu ?"
Özellikle Baskil ilçesi halkının anılarının Karadeniz fıkralarıyla başa baş gittiği ilimiz. Siz de bir Baskilliye sorun bakalım tebessüm etmeniz an meselesidir.
Ermenice kelimelerle dolu ağızdır. Sonu "ik", "ig" ile biten çoğu kelime ermenicedir. Babaanneniz, dedeniz kullanıyorsa bilin sevgili Türk milliyetçisi elazığlılar.
Burada tehcirden önce 50-60 bin Ermeni yaşıyordu, tehcirden sonra 4 bin kaldı. Normaldir.