gerçekten rüya gibi bir transfer kendisi. hayır bayanlar baylar yanlış anlaşılmasın. yani galaksinin en iyi futbolcusunu almadık zaten. yalnız kulübün içinde olduğu bunca meşakatli süreç dahilinde oluşturulan kadronun, yapılan transferlerin güzelliğine şaşırıyor insan. o yüzden rüya gibi diyorum. yahu takım borç içinde yüzüyor, stad projesi bir türlü istendiği gibi gitmiyor, dünya ekonomik kriz içerisindeyken kaynaklar yaratılmaya çalışılıyor. lincoln denen manyaktan kurtulmamızın maliyeti bile belli değil daha. yahu keita, rijkaard, elano... bunlar nasıl geliyolar lan buraya. bütün bunların çok az açıklaması olabilir. birincisi, galatasaray gerçekten bir dünya markasıdır. ikincisi de haldun biliyo bu işleri be abi!
galatasaray'a gelmeden öncede hayran olduğum futbolcu. galatasaray'a geldi hayranlığım bitti mi? tabiki de hayır. koyu bir fenerbahçeli olmam elano'ya bok atmamı gerektirmez arkadaş. elano elano'dur. galatasaray'da müthiş işler yaptı mı? henüz yapmamış olabilir ama yapmayacağı anlamına gelmez yada yapamayacağı. inşallah yapamaz çünkü en büyük rakibimizde* oynayan bir futbolcu. ben fenerbahçemin elano gibi bir futbolcuyu almasını istemez miydim? "yok abi istemem" demek mallığın en önde gideni olmakla eşdeğerdir benim nazarımda. elano lan bu, anlayamıyorum abi bu bok atma olayını. elano elano'dur.
dün akşam kanaldan kanala gezer iken stvnin spor haberlerinde elano bjk'de diye bir habere rastlamıştım.habere göre gs elano ile bjk city ile anlaşmış.sonradan da elano şampiyonlar ligi var diye bjkya olur demişmiş.lan daha geçenlerde milan inter ilgileniyor diye haber duydum ne sikime gelsin dedim kendi kendime.bir kanal daha değiştirdim.bu kez habertürk son dakika haberi olarak gs elano ile anlaştı diye girdi haberi. siktir lan demin bjk diyorlardı amma sallıyonuz monakoyum dedim.gece olancu rutin uykuma yattım.sabah normal bir insan olarak uyandım.uzandım tv izliyordum.ntv alt yazılarında elano gs ile 4 yıllık sözleşme imzaladı yazısı görünce uçan kahramanızmız sadri bey misali allaaah diye zıpladım ve havada durdum şahitlerim var.elanoo elanooo diyerekten koşturmaya başladım evin içinde. annem koştu olum iyi misin noldu dedi.elona gelmiş elanoo dedim.kimin elanasıymmış o dedi.duymamazlıktan geldim.uzunuzun açıklayacak bilinçte değildim.acıktım ben kahvaltı hazırla anne ddim.evin içinde koşuşturmama deva ettim.
(bkz: bu da böyle bir anımdır)
tanıma gelince:antuda silin şu topiği diye bağirtan transferimizdir.*
içimden james hetfieldin enter sandmanin sonundaki yeah çekişi gibi yeahlemek geliyor durmadan...
yeahhyeaaaahhh...
not:ayrıca haldun abi formdan düşmüşsün.artık futbolcunun adı az birazda olsa basında geçiyor.lütfen lütfen...at kuyruğuna gurban senin.
sahanın ortasında, ellerini havaya kaldırmış, pas almak için çırpınan bir adam.
galatasarayda bulunduğu birbuçuk sene süresince böyle tanıdık, futbolcu eskilerinin hırssız dedikleri elano blumerı.
iki üç pozisyon sonrasını düşünerek başlattığı ataklarıyla, altmış metrelik tam isabet paslarıyla, boş alana kaçışlarıyla, kaptırılan toplardan sonra kendi ceza sahasında rakipten top çalışlarıyla gerçekten de hırssız! bir futbolcuydu elano. ne de olsa brezilyalıydı, o topraktan hırslı adam mı çıkardı?
ve bugün, aniden ama şaşırtmadan- ülkesine döndüğü haberini aldık resmi siteden. üstelik, gelecek dönem alacaklarından vazgeçtiği de bir yöneticilik başarısıymış gibi belirtilmiş.
haziran ayına dönüp, galatasarayda o günden bu güne gerçekleşenlere şöyle bir bakıyorum da..
keitanın gönderilmesini doğru bir hamle olarak yorumlamıştım. şahsi oyunu ve disiplinsizliği sebebiyle sahada geliştirilmeye çalışılan takım olgusunu zedelediğini düşünüyordum, tabii yerine aynı kalibrede bir sağ hücumcu alınacağı tahmini ve şartıyla.
fakat bu satışın ardından gelişen her şey tam bir fiyasko oldu. yerine en az bir iki gömlek kalitesiz pinonun alınması, rijkaardın istediklerinin alınmaması, istemediklerinin elde tutulması, sonra onun da ipinin çekilmesi..
şimdi de elano blumerı, yani takımın en kaliteli futbolcusunu yolluyorsunuz. sakin yapısı yüzünden hırssız, arkadaşlarına bağıra çağıra küfür etmediği için de uyumsuz yaftasıyla hem de. eminim yarın çıkıp, kendi gitmek istedi, biz ne yapalım? diyeceksiniz.
şimdi galatasaraylı düşünsün; haziran ayında bu kadroda keita vardı, elano vardı, takımın başında rijkaard ve neeskens gibi iki isim vardı. satış opsiyonu elinde dos santos ve her şeye rağmen jo gibi bir futbolcu vardı.
şu an elde ne var peki? alternatifsiz bir baros, kurtarıcı diye önümüze sunulan pino, futbolcu menajeri serdar özkan ve tabii ki mustafa sarp, ayhan ve barış özbek üçlüsü. ha, az kalsın unutuyordum, bir adet de servet çetinimiz var!
bana göre yanlış bir transfer olmasına rağmen, kadro dışı bırakılmış misimovici de unutmamak gerekir.
bugün, galatasaray yönetiminin dibi gördüğü gün olmuştur kanımca.
futbol takımı mı? ben mustafa sarpın sakatlıktan taş ve sopayla döneceğini duydum, avrupaya açılan pencereyi kıracakmış..
gece gece galatasaraya geldiği haberini öğrendiğimden beri ağzım sanırım hala açık..bir beşiktaşlı olarak galatasarayı tebrik ediyorum böyle başarılı bir transfer gerçekleştirmesinden dolayı..elano lan..*
allah belanı versin mario berk. ancak seçim döneminde çocuklar gibi yalvar "n'olur başkanım beni yönetime al, valla şu kadar veririm. n'olur al beni başkanım" deyu.
ne biçim dış ilişkiler sorumlususun lan sen?
ulan tüpçü, bak yapacağın en hayırlı işi yap ve mario berk'i haldun üstünel'e çırak ver. "eti senin, kemiği benim" demeyi de unutma.
haftalık maftalık da yok. ayrıca haftada 1 gün de bizim kaportacı ismail abi'nin yanına verelim ki, öğrensin dünya kaç bucak.
kaliteli futbolcu. bu akşamki gençlerbirliği maçında 90 dakika hiçbir şey yapmamış gibi görünse de, galatasaray'ın yakaladığı çoğu pozisyonda imzası vardı. mustafa sarp isimli galatasaray'ın tesislerine bile sokulmaması gereken adamın girdiği gol pozisyonda topu arda'ya 40 metreden indiren oydu. golde keita'ya muhteşem ara pasını atan adam da oydu. neden daha etkili olamıyor? çünkü orta sahada bu adamın alması ve dağıtması gereken topları mustafa sarp ve mehmet topal alıyor, dağıtmaya çalışıyor. e haliyle de olmuyor. beraber oynadığın orta saha futbolcusuyla duvar pasına bile giremiyorsan yapabilecek bir şeyin yok. bu orta sahaya tek başına xavi hernandez'i koysan, o da böyle oynar. aynı şekilde al elano'yu koy xavi'nin yerine, arkana yaslan izle. hagi hagi diyoruz ama hagi bile arkasında emre, okan, suat olmasaydı öyle güzel oynayabilir miydi? hayır.
uyku sersemliğiyle sözlükte dolaşırken adını gördüğüm,kim lan bu dediğim sonra manchester city'den transfer edildiğini görünce "lan bu benim hayalimdeki futbolcuydu shaktar'da oynarken" dememe sebebiyet veren galatasaray'ın yeni yıldızı.
not1: fenerliyim
not2: kıskandım lan,ayrıca helal olsun böyle bir transfer yaptıkları için.