Insan sosyal bir varlık olduğundan, bir başka deyişle toplumsal bir canlı olduğundan; istediğiniz kadar reddedin ancak toplumun bir parçası olarak uyulması gereken kurallara kimilerine göre minimum, kimilerine göre maksimum seviyede uyulur. Bana sorarsanız ben optimumu bulun kafanız rahat olsun diyorum. Tamamen Başkaları için de yaşanmaz; tamamen içinde bulunulan toplum da terk edilemez. Bu sebeple kendi yolunuzu bu bilgiler ışığında bulursunuz zaten.
Birçok annenin dert ettiği, kendini paraladığı olumsuz duygu.
Elalem ne der diye diye kendini tüketir bu ulu varlık.
Ne kendini gerçekleştirebilir, ne hayallerine emek verebilir, hevesi kursağında Yaşar gider garibim.
Oysa hayat elalem zamazingosuna Zaman harcayacak kadar uzun değil, ahh bi bilebilseler... Anlayabilseler..
Bir hapishanedir.
Duvarları oldukça yüksek, aşılması da hayli zordur.
Bir yandan sağına soluna bakmadan, insanlara kulak kesilmeden yaşayamayıp müebbet yemek de, diğer yandan kendine güvenip, yapacaklarının sorumluluğunu üstlenebilecek özgüvene sahip olup tahliye olmak da kişinin kendi elindeyken, toplumu yaşanabilir kılan etik sınırlarını aşıp umursamazlıkta nirvanaya ulaşıp her şeyi berbat etmek de ihtimaller dahilindedir.
Kimsenin sikinde olmamalıdır. Sırf bu mantık yüzünden milyonlarca insan mutsuz. Bence bu ülke insanının mutsuzluk sebebi bu. Ne derse desin amına koduğumun çocukları.
Sen elalem ne der diye diye kendinden ödün versen de o elalem mutlaka bir şeyler diyor. O sebeple elalemi çok ciddiye almamak lazım. Onun görevi zaten her olaya bir şeyler söylemek.