christian bale in filmde oynayabilmek için bilinçli olarak yirmisekiz kilo verdiğini duyunca kesin süperdir izlenimi veren, vardır bir hikmeti diye düşündüren, deja vu larla dolu bir film. izledikten sonra boşuna vermiş onca kiloyu demeden edemiyor insan.
filmin fotoğraf yönetmeni* çok temiz iş çıkarmıştır.
--spoiler--
geçenlerde bir fabrika duvarında okuduğum "vicdan en gizli şahidimizdir." yazısıyla da bir zihinsel link atmama sebep olmuştur..
--spoiler--
psikolojiyi en olağan ve aşırıya kaçmadan, ve bu çöküşü tamamiyle yaşamış biri tarafından yazıldığı düşünülen senaryo. her şey adım adım işlenmiş.bir insan nasıl çıldırır? sorusuna en iyi cevabı veren film olmuş.
christian bale 'in uğruna vücut ağırlığının 1/3 'ünü verip, batman begins 'în yapımcı şirketi ile olan sözleşmesini riske attığı türünün güzel örneklerinden bir yapım. christin bale, batman begins 'in çekimlerine kadar kaslanıp eski kilosuna kavuştu, sorun ortadan kalktı. ah be christiancım keşke steroid ile karaciğerini heba etmeseydin..
asıl adı el maquinista olan ispanyol filmi. 1 yıldır uyumayan bir adamın zaten allak bullak olan hayatının buzdolabında şifreli mesajlar bulmasıyla daha da karıştığını anlatan, brad anderson'ın yönettiği film. başroldeki christian bale bu rol için tam 28 kilo vermiştir.
christian bale'nin 10 kilo verdikten sonra bedeninde kalan kemik yığınıyla oynadığı, bir film için sağlığından olmanın canlı örneği olan, hafıza kayıpları yaşayan bir adamın öyküsünü anlatan film.
film izlenirken, devamlı suretle momento ve fight club izleri nedeniyle rahatsızlık veren, ve filmin sizi nereye götürdüğü konusunda fikir sahibi olduğunuzdan, finaliyle şaşırtmayan yapıt.
brad anderson' in yönettigi 2004 yapimli, film izlerken kafa karistiran bir sürü soru manyagi oldugunuz fakat film bittiginde hepsi cevaplarini bulan, tek bir soru bile havada kalmayan, hiç kaybolmayan merakla sonuna kadar heyecanla izlenen muhtesem film.
jean paul sartre' nin bulantı adlı eserinden fırlamışa benzeyen trevor riznik' in, kaçıp gittiği dünyasında çıkış aramasını anlatan usta işi bir yapım.
psikolojik filmlerin düsünceler ve kafalardaki baloncuklar etrafinda dönmesi beklenebilir.hele ki filmde bir geriye dönüs, kendini bulma, yaralarin tedavisi gibi vücuttan ziyade aklin idrakine varma durumu söz konusuysa daha çok soyut kavramlara ihtiyaç duyulabilir. -bence- bunu yapabilmis; görüntüyle anlatabilmeyi basarmis tüm psikolojik filmleri kutlamak gerekir; 'makinist' de oldugu gibi...
az önceki (alttaki tarihe ve saate bakınız lütfen) tv8 versiyonunda yönetmenin mesaj vermek için beklettiği duvar yazılarının bile türkçeye çevrildiği film.
vicdan azabini sizi nerelere getirebilecegini,aslinda unuttugunuzu sandigniz seylerin inceden inceye sizi nasil etkiledigini,insanin korkmasi gereken en buyuk seyin kendi beyni oldugunu gosteren film.Sirf christan bale'in oyunculugu icin bile izlenebilecek guzel film