bizim zamanımızda bir yakınlaşma aracıydı. (not: 62 yaşındayım)
hanımın elini ilk kez, el falı marifetiyle tutmuş idim. istanbul pastanesine gidiyoruz o zaman. şehirdeki 3 pastaneden birisi zaten. neyse efendim, konuyu uzatmayalım, düşmüşüz bir sevdaya. gözüm kimseyi görmüyor. SABAhlara kadar o'nu düşünüyorum. gel gelelim ne zaman buluşsak tutulup kalıyorum. her sabah "adım atmak" için yeminler etsem de mahcup bir anadolu çocuğu olmanın sıkıntısını yaşıyorum.
bir gün konu faldan açılınca, 40 yılda bir kafam çalıştı ve "ben el falı bakıyorum" dedim. hiç unutmam, öküzlemesine, "avcunun içinde n harfi var. baaak" demiştim.
yıllar sonra bir türlü adım atmama şaşırdığını ama bu mahcup hallerime tutulduğunu itiraf etti hanım.
El avucundaki çizgi ve çukurlara, parmak uzunluk ve kalınlıklarına bakılarak bireyin hayatı ile ilgili tespitler ve öngörülerde bulunmaktır. Çakma el fallarıyla karıştırılmamalıdır. En az 3 özelliği anlayabildiğim bilimsi bir daldır.
Sadece ellerinizden burçlarınızın bile çıktığı gerçeği vardır.
Sol el, şimdiki dominant karakterinizdir ve çizgileriniz değişir.
Sağ el, özünüzde olandır. Yaradılıştan gelendir. Doğruluğuna inandığım ve bakarken hiç yanılmadığım faldır.
gerçekten bakabilen biriyse sizi büyüler.
geçen arkadaşımın arkadaşı baktı bana da elimi tuttu gözlerini kapattı sonra tek tek söylemeye başladı. hayatında beni ilk defa görmüş olmasına rağmen o an aklımdan geçen şeyleri bile tek tek söyledi. büyülenmekten ziyade korktum da.
gördüğü en şanssız insan benmişim öyle dedi.
kesinlikle işin üstadı tarafından bakılırsa ciddi anlamda doğruluk yüzdesi olan fal çeşididir. "gaybı yalnız allah bilir." bizimki sadece atmasyona dayalı öngörülerdir...
12 yaşında öğrenmiş olup sonradan salaklığıma katıla katıla güldüğüm hede. yolda 2 arkadaş tarafından ellerine bakmam için zorlanmamdan sonra bu şekilde eğlenmeyi bıraktım. çünkü birine 50 yaşında uzun süren bir hastalık yüzünden öleceksin dersen hoş şeyler olmazmış.