Türkçe örümcek anlamına gelen arapça bir kelime. Kur'an-ı kerim de ankebut suresi olarak yer almaktadır. Sure ismini 41. ayet'te geçmekte olan "el-Ankebut" dan almaktadır. Allah'ın birliği öldükten sonra dililme gibi inanç konularını içermektedir.
Ankebut yani örümcek kelimesinde dikkat edilmesi gereken bir nokta vardır ki bu benzetme ile verilen mesajdaki tutarlılık oldukça etkilidir.
41. ayet şu şekildedir;
"Allah'ın dışında başka veliler edinenlerin örneği, kendine ev edinen örümcek örneğine benzer. Gerçek şu ki, evlerin en dayanıksız olanı örümcek evidir; bir bilselerdi. (41)"
Burada vurgulanmak istenen şey ilk bakışta anlaşılmamaktadır, fakat neden evlerin en dayanıksızı olarak örümceğin evi verilmiştir? sorusunu insan kendine sorduğunda ;
ev hemen tüm canlılar için bir barınak, korunak, yaşamın idame ettirildiği bir yer olarak bilinmektedir. biz insanlarda genel manada bu amaç için kullanıyoruz, diğer canlılarda o şekilde. öyleyse bir ev bir örümcek evi neden dayanıksız olsun? dayanıksız olmasının nedeni nedir? burada dayanıksızlığa vurgu evin güvenliği ile ilgilidir ("Allah'ın dışında başka veliler edinenlerin örneği, kendine ev edinen örümcek örneğine benzer) neden bu benzetme kullanılmıştır? bundan ne anlamamız gerekir?
Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalarda, örümcekle ilgili çok ilginç bilgilere rastlanmıştır, bir çok canlı türü evini korunmak için, huzurlu olabilmek için inşaa eder, fakat örümcek sadece avlanmak için evini kullanır. Onun ağ yaptığı her yer aynı zamanda evidir. Bu yüzden örümcek evine güvenilmemesi gerektiği vurgulanmıştır. Burada örümceğin bir örnek olarak verildiği anlaşılmaktadır, gerçek, yaşayan bir canlı örneği ile insanlara doğruyu görebilmeleri için mesaj verilmektedir.